ONDAN ŞİKAYET, BUNDAN ŞİKAYET

Mazhar-Fuat-Özkan’ın şarkı sözleri şöyle:
“Ondan şikayet bundan şikayet
Ne iştah kaldı ne de afiyet
Ondan şikayet bundan şikayet
Ne iştah kaldı ne de afiyet

Her şey senin istediğin gibi olsun
Bütün herkes seni konuşsun
Her şey senin istediğin gibi olsun
Bütün herkes seni konuşsun

Hep sana hep sana hep sana
Hep sana hep sana hep sana”
Şikayet, hoşnutsuzluk belirten söz veya yazı, sızlanma, sızıltı, yakınma demektir. Buna yakın kelimelerden eleştiri veya tenkit bir insanı, bir eseri, bir konuyu doğru ve yanlış yanlarını bulup göstermek amacıyla inceleme işidir. Öneri veya teklif ise bir sorunu çözmek üzere öne sürülen görüş, düşüncedir. O halde günlük dilde bazen birbiri yerine kullanılan bu üç durumu iyi analiz etmek gerekir.
Şikayetin başarısızlığı, tembelliği gizleme çabası, önyargılı olma, değişik görüşlere kapalı olma, karşısındakini dinlememe ve/veya aşağı görme vs. gibi birtakım sebepleri vardır.
İnsan aslında şikayet etmeye çok meyillidir. Zira kendi eksikliğini şikayetle gidermeye çalışır. En fazla kimler şikayet ediyor toplumda? Mesela belediyecilik sıralarında şikayetlere bakarak kişilerin özgeçmişlerini tespit etme imkanımız oldu. Bu CV metodu olarak da analiz etmek mümkündür.
Memurlar ve kamu çalışanları da en fazla şikayetçi kesimdir. En başta da özlük hakları ve maaşları şikayet edilir. Hatta teftişi az ve kadro garantisi olan yerlerde şikayet biraz daha fazla olur. Yani bürokrasi şikayet etmeye çok alışkındır.
Esnaflar da herhalde kazanca göz değmesin diye, şikayet eder, işleri iyi gitse de... Aslında bunlar için şikayet biraz da karları, rantları gizleme metodudur.
Siyasetçiler de şikayet ederler, iktidarda olan yetkisinin azlığından, muhalefette olan iktidarın tüm işlerinden… Muhalefette olan iktidarın doğrularını görebilse, iktidarda olan da istişare edebilse daha kârlı çıkarlar.
Bireysel şikayetler sohbetlerde çokça yapılırsa, yeni nesil de her şeyden şikayetçi olmaya başlıyor. Nasıl salgın hastalıklar bir anda herkesi etkiliyorsa şikayetler de böyledir. Kitle psikolojisi bu alanda çabuk yayılıyor.
Memura işini yapmasını istiyorsunuz, şikayete başlıyor, ta Adem’in çocukları arasındaki kavgaya kadar götürüyor bahanesini…
Aileler evlerinde sürekli şikayeti dile getirirlerse, vay o çocukların haline… Onun için şikayet yerine kendimizin yapabileceklerini dile getirmemiz gerekir.
Ailesinde, çevresinde, basın-yayında- sosyal medyada şikayetlerle dolup taşan öğrenci nasıl motive olacak? Memur işine kendisini nasıl verecek? Esnaf ve sanatkar nasıl huzurunu koruyacak?
Bazen kaderden-felekten şikayet ediliyor. Ama hiç kimse dünyasından da vazgeçmez.
Şikayetlerin çoğu enaniyetin, bencilliğin, insanın kendisini dünyanın esası görmesinin sonucudur, bu kötü huydan kurtulma çarelerini aramak ve buna göre huylanmak gerekir.