Oyuncularımız bireysel olarak iyi, takım oyununda soru işareti

Son yıllarda Milli Takım olarak iyi sonuçlar alamıyoruz. Deyim yerinde ise okyanusu geçip derede boğulduk. Durum böyle olunca teknik direktörlerimiz de tartışmalı hale geliyor.
Stefan Kuntz’un geleceği bile Letonya maçı ile 19 Haziran günü Galler maçından alacağımız sonuçlara bağlı.
Hatta daha bu maçlar oynanmadan Stefan Kuntz'a veda edildiği, son olarak Trabzonspor'u çalıştıran Abdullah Avcı’nın getirileceği basında yer almaya başladı.
Bu tür senaryolar da doğal olarak oyuncuları etkiliyor. Şöyle düşünelim, geleceği bir ya da iki maça bağlı bir hocanın takım üzerindeki etkisi ne kadar olabilir ki.
İşin özü şöyle 5-6 yıl takımın başında kalacak, özgüveni yüksek dirayetli, yetenekli bir hoca bulamadık vesselam.
Oysa bu özellikleri taşıyan yetenekli, kendi çocuklarımız var. Ama kendi çocuklarımızı yemekte üstümüze yok.
Düşüncelerimi paylaştıktan sonra gelelim maça. Daha maç başlamadan önce o çok bilmiş yorumcularımız var ya, Letonya’yı yendik, Galler maçını düşünmeye başlamışlardı bile.
Hemen ifade edeyim, maçın ilk dakikalarında Letonya kalemize öyle organize geliyor ki, işimizin hiç de kolay olmadığını söylemek yanlış olmaz.
Her ne kadar topla daha fazla oynasak da koşan, pres yapan, ayağa isabetli paslar ile organize atak yapan rakip. Biz sadece savunma yapmaya çalışıyoruz.
Bireysel olarak baktığımız zaman, gerçekten yetenekli oyuncularımız var, kendi takımlarında harikalar yaratıyorlar, ancak iş milli takıma gelince elleri ayakları birbirine dolanıyor.
Gördüğüm kadarıyla en büyük şansımız duran toplar olacak cümlesini yazarken, 22. dakikada kazandığımız duran topta kafayı vuran Abdülkerim hiç de iyi olmadığımız dakikalarda öne geçmemizi sağladı. 0-1
Stoperlerimizin çabası ile bulduğumuz gol biraz olsun rahatlattı diye düşünmek istiyorum ama nafile, kalemize yine dalga dalga gelen Letonya, ancak gol atamadı. İlk yarı da 0-1 sona erdi.
İkinci yarıya Letonya iyi başladı. Karşılığınız da 51. dakikada Emsis’in kafa vuruşu ile aldı. 1-1
Çok top kaptırıp, takım savunması da yapamayınca, rakibe hızlı çıkış şansı veriyoruz ve kalemizde tehlike yaşıyoruz.
Yukarıda bahsettiğim gibi bereket versin yetenekli oyuncularımız var, bu defa da 61. dakikada Cengiz Ünder sahneye çıktı ve tekrar öne geçmemizi sağladı. 1-2.
1-2 öndeyiz ama hiç de rahat değiliz. Nitekim rakip çok net fırsatları değerlendiremedi. Maçın sonlarına doğru doldur boşaltlarla gol arayan Letonya aradığı golü 90 artı 4. dakikada buldu. Ne diyebilirim ki 10 kişi kalan rakipten gol yedik. Maç 2-2 sona erecek derken 90 artı 6. dakikada İrfan Can kafa vuruşu ile golü attı ve tekrar öne geçmemizi sağladı: 2-3. Maç da bu skorla tamamlandı.
Dikkat çekmek istediğim nokta “Oyuncularımız bireysel olarak iyi, ancak takım oyununda soru işaretleri bırakıyor”…
Grupta asıl sürprizi Galler’i sahasında 4-2 yenen Ermenistan yaptı.
İstatistiklerde önde olduğumuza bakmayın, bu maçın en güzel tarafı 3 puan. Takım oyunu olarak başarılı değiliz. Kalemizde 4 gol görebilirdik. Buna rağmen yorumcuları dinliyorum, yine uçtuk kaçtık.
Sonra kendime diyorum ki ben başka bir maç mı izledim…