Pandemi gölgesinde ikinci bayram

Dünya ile birlikte ülkemiz de koronavirüs salgını gölgesinde bir yılını geride bıraktı. Neler olmadı ki salgın pençesinde geçen bu bir yılda. Neler yaşanmadı, neler görülmedi, sıkıntılar, maddi manevi hezeyanlar ve kayıplar… Daha ne kadar süreceği de muallak. Ve İslam alemi olarak yine pandemi gölgesinde ikinci Ramazan Bayramına giriyoruz. Buruk bir hüzünle geçirmiştik geçen Ramazan Bayramını, mecburiyeten. Bu bayramı da öyle geçireceğiz. Zira salgın ateşi harlanmış fırın gibi büyüyerek üzerimize gelmeye devam ediyor. Hem kendi sağlığımız hem sevdiklerimizin sağlığı hem de toplum sağlığı için evlerimizde kalacağız. Kalmak zorundayız, tedbirlere uymak yediden yetmişe herkesin boyunun borcudur. Ancak… Umut her zaman vardır. Bardağın dolu tarafını gören iyimserlerden olduğum için şimdiye kadar yapılan çalışmalarda hem dünyada hem de ülkece büyük yollar kat ettik. Büyük başarılara ve çalışmalara imza attık. Evet insanlar sıkıldı ama alıştı da artık salgının getirdiklerine. Kurutuluşun yakın olduğuna inananlardanım. Zira gecenin en karanlık vakti şafağın en yakın olduğu zamandır. Ve basın… Her meslek dalında olduğu gibi medya sektörü de salgından elbette etkilendi. Yanlış anlaşılmasın lütfen, mesleklere kutsiyet atfedenlerden değilim asla, olamam da, inancıma ters. Zira para karşılığı yapılan hiçbir mesleğin kutsallığına inanmıyorum. Elbette her mesleğin kendi alanında çok büyük bir saygınlığı ve önemi vardır. O kadar. Bir doktor toplum için ne kadar önemliyse bir çöpçü de toplum için o kadar önemlidir benim gözümde. Gazetecilikte ya da daha geniş anlamıyla basın sektörü de kendi sınırları içerisinde toplum için çok büyük bir öneme sahiptir ve bu önemini ilelebet muhafaza edeceğine kalben ve aklen inanıyorum. Haaa… Küçülür, büyür, daralır, genişler… Bu, zamanın her mesleğe uyguladığı bir budama yöntemidir. Ve budanan ağaç eskisinden daha gür ve sağlıklı büyür, unutulmamalıdır. Pandemi etkisinde ise gazetecilik yapmak her dönemden daha zor ve riskli hale gelmiştir. Zira mevzubahis kişinin hayatıdır. Bir polis memuru ya da sağlık memuru ne kadar risk altında mesleğini icra etmeye uğraştı ise basın mensupları da aynı gayretkeşlik ile işlerini yapmaya çabalamışlardır ve çabalamaya da devam etmektedir. Bu dönemde basın mensuplarının da alnının akıyla diğer meslek gruplarında olduğu, başarı ile yol aldığını ve öyle noktalayacağına inanıyorum. Bütün dünya ve ülkemizce bu zor günlerinde üstesinde muhakkak geleceğiz. Önemli olan bu zor zamanları sağduyu içerisinde, sabırla ve metanetle geçirmek.