PEKİ ENKAZ OLAN RUHLARI KİM KURTARACAK?
PEKİ ENKAZ OLAN RUHLARI KİM KURTARACAK?- Medine EKMEKCİ- Yeni Meram Gazetesi
Günlerden pazartesi gecesi... Saat 04.17... Kim bilir akşamında neler yaşandı... Hangi duygular yoğundu... Günlerdir ölümü düşünüyorum kıymetli dostlar. Onu düşünmek ağzımın tadına etki etse de yaşamaya dair isteksizlik yaratmıyor. Sadece yaşarken fuzuli şeylere takılmamam gerektiğini ve iyi bir insan kalmak için mücadele etmem gerektiğini söylüyor. Bir de sanırım her acılı sınanma bende ölüme karşı bir perde daha açıyor. Ölüm bir geçiş bileti benim kalbimde. Sanki X-Ray gibi bir cihaza girip, dünyaya ait ne varsa her şeyinizi bırakmanız isteniyor sizden. Ve beden elbisenizden arınıyorsunuz.
Çünkü ağırlanacağınız mekânda tüm dekor yeniden dizayn edilmiş sizi bekliyor. Yani farklı bir formta, farklı bir mekânda yaşamaya devam ediyorsunuz. Çünkü ruhlar ölmüyor.
Anne karnında konforu rahat olan bir bebek bu dünyaya gelirken nasıl avaz avaz bağırır, tıpkı bunun gibi bu dünyadan ahirete intikal etmek acı veriyor gibi görünse de aslında orada hazırlanmış muazzam bir hayatı merhaba demektir ölüm. Tabii güzel bir hayat yaşamışsa...
Evet bu asrın felaketi olan deprem hepimizi derinden etkiledi. Enkazın altında vefat etmiş her bir canın, Rahman’ın şefkatiyle sarmalandığına ve hiç acı çekmediklerine inanıyorum ben.
Ve şu an yeniden dünyanın zorlu şartlarına dönmeyi istemeyecek kadar konforlu ağırlandıklarına.
Arama kurtarma çalışmalarında, onca yükün altından kurtarılan insanların üzerindeki sakinliğinden, dingin ruh hallerinden ve bazılarındaki mütebessim yüz ifadesinden de vefat etmiş olanların acısız Rabbin katına gittiğini anlayabilirsiniz. Ben böyle düşünüyorum. Rabbim geride kalanların gönüllerine İnşirah ver, yüklerini hafiflet... Sizce de öyle değil mi? Şu kısacık ömrümüzde; savaşlar, göçler, salgın hastalıklar, iç kargaşalar, krizler, seller, depremler gördük... Belki de yüzyıllara sığacak kadar büyük acılara şahitlik ettik. Zaman hızlandı sanki ve her şey ardı ardına. Allah’ım çocuklarımızı geleceğin şerrinden muhafaza eylesin. Âmin. “Uyanma vakti geldiyse, bir uyandıran olur elbet! Kimine Hızır, kimine uçan kuş, kimine biten ot. Kimine açan çiçek, kimine akan su, kimine dilsiz taş” der Taptuk Emre. Umarım yaşadığımız her şey uyanmamıza vesile olur. Depremle ilgili bir sürü eleştiriler oldu. Doğru yanlış kısmı belli ki çokça tartışılacak. Bu hamur daha çok su götürür. Farkında mısınız, son zamanlarda üzerimizde çok fazla baskı vardı. Patron çalışanına, erkek kadına, kadın çocuğuna baskı yapıyordu.
Büyükler der ki: Ne ararsan alemde, hepsi var Adem’de. Dolayısıyla dışarıda görünen bu baskı içimizde de vardı. Bu öfke enerjisinin açığa çıkması depremle mümkündü. Soruyorum size: Enkazdan bedenler kurtuldu, peki enkaz olan ruhları kim kurtaracak? Almamız gereken çok önemli mesajlar var. Rabbim bunun idrakini bilincini şuurunu nasip etsin.
-
Henüz yorum yapılmamış.İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.