Konya
°C
Yeni Meram

POLİTİK TAVIR: PRAGMATİZM OPORTÜNİZM MAKYEVELİZM

POLİTİK TAVIR: PRAGMATİZM OPORTÜNİZM MAKYEVELİZM- Behçet BÜYÜKGÖKMEN- Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
04.04.2023 01:06
03.04.2023 16:08
0
2834
ABONE OL

Önce kısa tanımlar vermem gerekiyor.
Pragmatizm: Faydacılık" bu terime karşılık kullanılan sözcüktür. “Mutsuz bir Sokrat (Sokrates) olmak, mutlu bir domuz olmaktan yeğdir.” sözü bu görüşünü anlatır.
Oportünizm: Oportünizm ya da fırsatçılık olaylardan bencil avantajlar edinen bilinçli politika ve uygulamadır. Prensiplere ve diğer bireylerin karşılaşacağı sonuçlara asgari önem verir. Fırsatçı eylemler öz ilgi alanınca güdülenir. Terim: insan bireyleri, yaşayan organizmalar, gruplar, topluluklar, stiller, davranışlar ve gündemlere uygulanabilir. Fırsatçılık, koşullardan yararlanma veya fırsat varken kişisel çıkarları diğer çıkarların önüne koymaya yönelik bilinçli bir politika veya uygulamadır
Makyavelizm: Makyavelizm, İtalyan düşünür ve politikacı Niccolò Machiavelli'nin düşünceleri üzerine kurulu bir yaklaşımdır.[1] Devlet yönetimi ile ilgili düşüncelerinin temelini Prens adlı kitabında açıklamıştır. Devleti yöneten prensin duygularına kapılmadan ve acıma duygularını bir kenara bırakarak devleti yönetmesi gerektiğini belirtmiştir. Gerektiğinde bir insanın devlet tarafından öldürülmesinin çok daha fazla insanın yaşamasını sağlayacağını belirterek prense öğütler vermektedir. Temelinde bu görüşlere paralel olarak başka bir bakış açısı da "Amaca ulaşmak için her türlü araca başvurmanın uygun olduğu." savıdır.
Bugüne kadar iktidar sahiplerinin pragmatist, oportünist ve zaman zaman makyavelist tavırlarına tanık olmuş ve sert şekilde muhalefet etmiştik. Bugün daha dramatik olanla karşı karşıyayız. Seçim surecinde CHP liderliğindeki muhalefetin dibine kadar oportünist tavırlarına şahit oluyor ve hayretler içinde kalıyoruz. Yetmiş yıllık iktidar arzusu ile yanıp tutuşanların neler yapabileceklerini ibretle takip ediyoruz. Şimdi örneklemeye çalışayım. Yöntem olarak en sondan başlayarak geriye doğru örnekler üzerinden bir fotoğraf çekmeye çalışacağım.
*
SP'nin iftar programına katılan CHP lideri ve Millet ittifakı Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu "Rahmetli Erbakan'ın çok sık söylediği bir sözü var, onunla bitireyim isterseniz. Hak gelecek ve batıl zail olacak. Herkes buna inansın. Hakkı, hukuku ve adaleti ne pahasına olursa olsun, bu güzel ülkeye beraber getireceğiz." dedi. Vay canına, Erbakan'dan alıntılar ve kutsal kitaptan ayetler… İnanın bir an kuşkuya kapıldım, Sayın Kılıçdaroğlu sarık sarıp, cübbe giyip oradaki müminlere vaazu nasihat eder mi acaba diye. Rahmetli Erbakan Hoca'nın lehine sonuç doğuracak diye bir yasayı AYM'de iptal ettiren CHP’lilerin başındaki kişi bu Sayın Kemal Kılıçdaroğlu değil miydi acaba!!! Önce biraz hafızalarımızı tazeleyelim. Rahmetli Hoca'nın sağlığında dönemin CHP Genel sekreterinin (Adnan Keskin) sarf ettiği arsız birkaç sözü affınıza sığınarak aktarayım. “Başbakan” Necmettin Erbakan için söylediklerinden sadece birkaçı ‘‘Humeyni'nin uşağı”, “Kaddafi'nin kulu”, “yeşil tesbihli şeytan” “zombi’ baloncu hoca, rakkase, yamyam.” Bir başka CHPli “Bu adam kendini ‘Fatih’in torunu’ olarak ilan eden bir adam. Eziliyor, büzülüyor, kıpır kıpır sallanıyor... Sonra sözü aldığı zaman gene aynı ‘yavşaklık’ gene aynı ‘utanmazlık’...” Daha binlercesi arşiv kayıtlarında bulunan bu edepsiz sözlerden daha fazla nakletmek istemiyorum. Bu kadarı tarihe not düşmek için kafidir. Ve kuzu postuna bürünmüş olanların maskesini düşürmek için yeterlidir.
Şimdi gelelim Kılıçdaroğlu'na ve ileride ders kitaplarında okutulması gereken oportünizm örneklerine. (hak gelecek batıl zail olacak)
*SP genel merkez binası önünde adaylık açıklaması… kürsüye çıkış ve "Türkiye laiktir laik kalacak" sloganları…
*Anayasa Mahkemesi Başkanı olduğu günlerde Erbakan'ın partisini "laiklik karşıtı eylemlerin odağı olmak" suçlamasıyla kapatan onuncu Cumhurbaşkanı A. Necdet Sezer'le kol kola dayanışma fotografları.
*Bir uçtan diğer uca.. HDP ziyareti ve Kılıçdaroğlu lehine aday çıkarmayacak olan unsurlar ve bunlar tarafından açıkça ortaya konulan hedefler.. İbretle okuyalım. Sakık, "Biz bu sistemi değiştireceğiz, bizim küçük hesaplarımız yok. Biz masada oturup vekillik, cumhurbaşkanı yardımcılığı, bakanlık değil, biz 100 yıllık Cumhuriyeti değiştireceğiz. Demokratik bir Cumhuriyet'i inşa edeceğiz. Herkesin bildiği sır/ortak yeni adıyla Yeşil Sol Parti’nin Diyanet İşleri Başkanlığının temelli kaldırılmasını içeren programı açıkça ilan etmesi ve hak gelince batıl zail olacak diyen zatın derin sessizliği.. Sözcü gazetesinden bir başka alıntı.
*Millet İttifakı'nın Cumhurbaşkanı adayı ve CHP lideri Kılıçdaroğlu, "Bugün rahmetli Sinan Ateş’in eşi sevgili kızım Ayşe Ateş beni ziyaret etti. Sinan Ateş’in hesabını beraber soracağız" dedi. Bir oportünizm başyapıtı… Bilmiyorum Kılıçdaroğlu'nun sergilediği oportünizm örneklerine "son asena" Meral hanım ile masa devirme günlerinde olup bitenleri de eklemem gerekir mi? Sabrınıza sığınarak yine de küçük bir alıntı yapayım. Son asena Meral Hanım masayı devirdikten sonra irad ettiği ateşli söylevin bir yerinde şu cümleleri kurmuş ki, baştan aşağı benzer cümleler var. “Bu vesileyle, anlamış olduk ki; şahsi hırslar, Türkiye'ye tercih edilmiştir. Anlamış olduk ki; kişisel ajandalar uğruna, mübah sayılan, kuyruklu yalanlar; milletin kazandığı, bir büyük hakikate, tercih edilmiştir. Anlamış olduk ki; yenilgi yenilgi büyüyen, küçük hesaplar, 85 milyonun kazandığı, kutlu bir zafere tercih edilmiştir.
(Hak gelince batıl zail olacak….)
İstanbul sözleşmesi derhal uygulamaya konulacak. LGBT’liler özgürlüğüne kavuşacak, eşcinsel evliliklerinin zaman içinde yolu açılacak..
(Hak gelince batıl zail olacak)
Bölünmenin ilk adımı atılacak, "yerel yönetimler özerklik şartı kabul edilecek.
Selahattin Demirtaş, Osman Kavala serbest kalacak.. KHK’lılar (yani darbeci FETÖ’cüler) devlete geri gelecek, mağduriyetleri giderilecek. (bütün bu cümleler Kılıçdaroğlu'nun kendi ağzından çıkan cümlelerdir. İsteyen küçük bir tarama ile bunları görebilir.)
//CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Halk TV canlı yayınında soruları yanıtladı.
Kılıçdaroğlu, İsmail Küçükkaya'nın "Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala'nın serbest kalmasını istiyorsanız bana oy vereceksiniz' demiştiniz" sorusuna 'Evet, bana oy vereceksiniz' diyerek yanıt verdi. Kılıçdaroğlu, Gezi Parkı tutukluları ve KHK tutuklularını da serbest bırakacağını açıkladı.//
Şapka çıkarılacak bir performans..
İslamcılar için bir ayet.. Hak gelecek batıl zail olacak… ülkücüler için Rahmetli Sinan Ateş'in eşi, sevgili kızım Ayşe güzellemesi, bölücüler için, yerel yönetimler özerklik şartının getirilmesi ve Selahaddin Demirtaş'a özgürlük vaadi, küresel amcalar için Osman Kavala'ya özgürlük vaadi, FETÖ’cü hainler için KHK mağduriyetlerini giderilmesi ve geri dönüş vaadi, LGBT için derhal İstanbul sözleşmesine dönüş vaadi, depremzedeye bedava ev. (demokrasi isteyene demokrasi)
Rusya'ya ayar, NATO’nun güçlü bir üyesi olduğumuzu hatırlatma yani biz bir cephe ülkesiyiz mesajı, savaşta Ukrayna yanında Rusya karşısında yer alma demeçleri.. Finans baronlarına seçimden sonra Merkez Bankası üzerinden "ortodoks" ekonomiye geçiş taahhütleri, yani yüzde elli civarında öngörülen bir faiz ve IMF denetimini yadsımayacak yeni bir ekonomi modeli. Burada tek hayalleri teslim olunca düşeceğini umdukları risk (CDS) primleri ve yeni borçlanma imkanıdır.
*
Burada küçük bir tesbit yapmam gerekiyor. Oportünizm hedefe varmak için her yolu mübah gördüğü için tutarlı olma, hatta tutarlı görünme kaygısı bile taşımaz. Aşağıdaki alıntı bunu net şekilde açıklıyor .
"Bir de sorum şu... Kaybettiler diyelim, ne olacak? Seçilemedi Kemal Kılıçdaroğlu... Şu oldu ya da bu oldu... Seçilemedi... Hepsi Meclis dışında kalacaklar... O partiler kalacak mı? Zaten beş para etmiyor çoğu... Yani alayını toplasanız bir CHP etmiyor. O zaman hani parlamenter sistem önerisi falan ne olacak? Ya Meral Hanım'ın Fatih Altaylı'ya söylediği, 'Biz orada olacağız...' falan filan... Ya mantığı yok ki bunun... Parlamenter sisteme dönecek olanlar, partilerinin başında parlamentoda yer alır..." yazar Soli Özel de oportünistlerin tutarsızlığını bu cümlelerle ifade etmiş.
Geldik maskenin altındaki gerçek yüzlere..
CHP'li emekli amiral Türker Ertürk, TELE 1'de Yüksek Seçim Kurulu üzerinden bütün toplumu tehdit ederek, "Bakın artık iktidar değişecek. Ama acılı ama acısız, bu iktidar değişecek. Onun için herkes aklını başına devşirmeli" ifadelerini kullandı. Ertürk'ün tehdidine destek veren sunucu Namık Koçak ise "Elbette bedelini biliyorlardır" diye konuştu.
*
Bu da lanetli(!) tek adam rejimine karşı demokrasi (!) mücadelesi veren CHP tipi demokrasi örneğinden küçük bir alıntı. Selin Sayek Böke ve Oğuz Kaan Salıcı imzasıyla genel merkezden bütün illere gönderilen genelgeden, “Sandık konularak eğilim yoklaması yapılması şeklinde bir kararımız mevcut olmayıp, bu yönde bir uygulama kesinlikle yapılmayacaktır. Listelerin hazırlanmasında, İl Örgütlerimizin görüşlerinin alınmasından maksat, İl Örgütlerimizin ana kademe ve yan kollara danışarak, bölge dengeleri de gözetilmek suretiyle aday tespiti ve sıralamalarda, Genel Merkezimize yardımcı olacak şekilde kanaat oluşturmasıdır. Bu nedenle, adayların tespitinde, İl örgütlerimiz tarafından, sandık kurularak, sandıktan çıkan sonuçlara göre aday saptaması yapılması, kesinlikle söz konusu olmayacaktır.”
Sabrınızı zorladığımı biliyorum, hatta bazı feraset sahibi okurların "biz bunların ciğerini biliriz bu kadar söze ne hacet" dediğini de duyar gibiyim. Gören gözler için gerçekler gün ortada..
Hakkı hak, batılı batıl bilmek feraset ve basiret sahibi olmak demektir.

HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.