2000 yılının ramazan ayı Ocak 2000 tarihine rastlamaktaydı; Selçuklu Belediyesi Alaeddin Tepesi civarında eski Fuar merkezinde (şimdi Kütüphane yapıldı) birkaç yüz kişi için iftar sofrası açtı. Bu adet tüm ramazanlarda on yıl boyunca devam etti. Usul şöyleydi: Hayır sahipleri çorbalık, pirinç, şeker, bulgur, yağ gibi tüm yemeklik malzemeleri temin ederlerdi. Burada o zamanki Osmanlı marketleri sahiplerinden Mustafa Yayla beyi ve diğer tüm hayır sahiplerini hayırla yad ederim, Vefat edenlere rahmet, hayatta olanlara uzun ve hayırlı ömürler dilerim. Bu malzemeleri belediyenin elemanları Hocacihan’daki Aşevimizde pişirir ve servisi yaparlardı. Böylece belediye personeli de ramazan ayında boş durmazlar, zorunlu izne ayrılmazlardı. Belediyede genel prensip, bu tür işlerin devlet-millet işbirliği ile yapılmasıydı. Bir de, yemek standardının bozulmaması, ama aynı zamanda artmamasıydı. Zira iftar sofraları ev sofralarının alternatifi yapılmamalıydı. Ertesi yıl iftar sofrası hemen yanında bir çadır kiralanarak çadır içinde sofralar kurulmaya başlandı. Kış şartlarından dolayı da ısıtıldı. Hiçbir yemek artmazdı. Hep hatırlarım: bir iftar saatinde yemek dağıttıktan, iftardan yarım saat sonra bir otobüs dolusu Engelliler Okulu öğrencisi misafir oldu. Önceden geleceklerine dair hiçbir haber de yoktu. Ama gelen “Tanrı misafiri”, hem de hassas çocuklar… İftarları için zar zor yiyecek bulundu, ama karınları doyurulamadı. Hemen çadırımızın yakınında meclis üyesi aynı zamanda lokantacılar odası başkanı İsmail beyi aradık, bize yemek göndermesi için… Ama nafile lokantada da yemek kalmamış… Çocuklar sabırsızlanmaya başladılar, bazıları kızıyorlar, o arada aklımıza Büyükşehir Belediyesinin yemekhanesi geldi. Zira orada da her iftarda yemek verilirdi, biraz daha dar kapsamda, belediyenin son katında… Hemen orayı aradık, yemek olup olmadığını sorduk. Şükür, o gün çok yemek çıkmış, ama fazla gelen olmadığından çok yemek artmış… Hemen çocukları oraya gönderdik, orada karınlarını bir güzel doyurmuşlar. Ertesi gün okul müdürü çocukların memnuniyetlerini aktardı. Demek ki, bereket ayında iyi niyetle yapılan hiçbir işi boşa çıkarmıyor, yüce Yaratıcı… Bu programları da belediye personelimiz büyük bir keyifle yapıyordu, hala bunları da anarlar. Hepsine ve o zamanki başkan yardımcısı Abdülkadir Gök beye teşekkür ederim. Allah, hepsine uzun ömürler versin. Bazı iftarlar da “fakir sofraları”, ya da toplu özel iftarların ayrı hatıraları var. Lüks özel iftarlar, çok eleştiri alır, haklı olarak…
İftar sofralarına bir de TV programları eklendi. İftarlarda Konyalı hocalar, hafızlar, sanatkarlar çağrılırdı.
İstanbul gibi nüfusu on altı milyonu geçen ve kozmopolit olan bir metropolde ramazanlarda iki şey hep dikkatimi çeker. Birisi iftar saatine yakın süre içinde yolların çok kalabalık olup sonra bir anda her yerin açılması... İkincisi iftar saatlerinde belirli bir süre su tüketimi çok düşüp, daha sonra ciddi olarak artması... Yani bu azalma ve artmalar diğer normal günlerden ciddi olarak farklıdır. Yine sahurda da aynı artma ve azalma görülür. O halde bu şehirde ramazan yaşanıyor; fert olarak bu yıl nefsimizi terbiyeye daha fazla vakit ayıralım.
Sivas’ta tüm camilerde okunan güzel bir ramazan ilahisi var. Bunu Sivas camilerinde hep bir ağızdan cemaat okur. Bu ilahi başka şehirlerde fazla bilinmez. Şemsi Sivasi’ye nispet edilen ilahinin sözleri şöyle: Yâ Hannan, Yâ Mennân /Yâ Ze’l-cudi ve’l ihsân; Sebbit kulûbenâ ale’l-îmân, Nercû afveke ve’l-ğufran;
*** Merhaba Merhaba, şehr-i Ramazân Merhaba; Merhaba Merhaba, şehr-i Sıyam Merhaba (ramazanın sonlarında elveda olur)
*** Evvel Hû, Âhir Hû; Zâhir Hû, Bâtın Hû; Kul Yâ Hû, Yâ Hû, Yâ Men Hû Hak!
*** Lâ ilâhe illâllah, Muhammed’ür Resûlullah! Ve İlâhün, Vâhidün, Ehadün, Samedâ!
Her yaşta, her yerde ve şartlarda Ramazan-ı şerifin hatırası diğer aylara göre daha fazla zihnimizde yer ediyor. Hepimizde ramazanın farklı yaşlardaki hatıratı çok fazla, belki başka aylar için bu kadar hatırat bulmak zordur. Bu da bu ayın bir bereketidir.
Geçen yıl gibi bu yıl da, büyüklere, dostlara, komşulara iftara gidilemeyecek, çocuklarla, torunlarla iftar yapılamayacak, teravihler camilerde kılınamayacak, ama ramazana mahsus bedeni ve mali ibadetler devam edecektir. Mevlam, her şeyi güzel eyler.
Ramazan-ı şerifiniz mübarek olsun. Cenab-ı Hak ecrini artırsın.
HABER KAYNAĞI : HABER MERKEZİ