Konya
°C
Yeni Meram

RUHİ BUNALIMLAR VE İSLAM RUHİYATI: DR. M. TEVFİK ÖZCAN

RUHİ BUNALIMLAR VE İSLAM RUHİYATI: DR. M. TEVFİK ÖZCAN- Adem ESEN- Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
25.02.2022 01:09
24.02.2022 16:11
1
2032
ABONE OL

Seydişehir, 1923 doğumlu olan Dr. M. Tevfik Özcan (Dedesi Şeyh Hacı Abdullah Efendinin mezarının, Seyd-i Harun-u Velinin türbesi civarında olduğunu belirtir), Konya Lisesinden sonra İstanbul Tıp Fakültesinden mezun oldu. Otuz bir yıl Bakırköy Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıklarında meşhur doktor Mazhar Osman ile çalıştı. Kendisiyle tanıştığımda Ziraat Bankası İstanbul Aksaray’daki poliklinikte ruhiyat hekimi olarak çalışıyordu. Birkaç yıl, belirli aralıklarla sohbet imkanım olmuştu. Güzel sohbetlerini yıllarca unutmadım. Geçen günlerde kitabının ikinci baskısı elime geçti. (Dr. Mehmed Tevfik Özcan. Ruhi Bunalımlar ve İslam Ruhiyatı, İstanbul Kaknüs yayınları, 2017) Kitabı yeniden okuma fırsatım oldu. Benim için gayet faydalı oldu. Zira TV dizileri veya tartışmalarda aileyi, anne-babayı, çevreyi bolca sorumlu tutmalarının cevabı gibi pek çok konuyu bu kitapta bulmak mümkündür.
“İnsanlar fıtraten (yaratılış icabı) başına iki kulak, gövdesine iki ayak, göğsüne bir kalp.. takıldığı gibi, beynine de Allah fikri konularak yaratılmış olmaktadır”, dedikten sonra sözün gücünü Kur’anı Kerimin mucize vasfıyla ve büyük şairlerin dizeleriyle inceler. Mesnevi’den önemli alıntılar yapar.
“Kur’an insana göre yazılmış değil, insan Kur’an üzere yaratılmıştır. Fıtrat-ı İslamiye budur. İslam’ın hayat ve ruhiyatı, İslam olmayanların hayat ve ruhiyatından tamamen farklıdır”.
Akıl ve akıl hastalıklarını incelediği kısımda insanlarla hayvanların bu konuda karşılaştırmasını yapar. İnsandaki akıl sadece hayat mücadelesi için midir? Böyle olsaydı hayvanlarla fark kalmazdı. Ya da akıl, hayattan sadece zevk almak için midir?
Din ile psikiyatrinin ilişkisini ve psikiyatrinin gelişmesinde dini araştırmaların gerekliği üzerinde durur. Kitapta, bolca Fransız ruhiyatçıların kitaplarından bilgiler yer alır. Bu kapsamda Freud, Jung, Adler ve birçok meşhurun görüşleri ve eleştirileri vardır. Mesela Paul Tournier der ki: Asabi hastalıkların çoğalması, dünya ahlakının sükutundan ileri gelmektedir. Asrımızın talihsizliği, hakiki bir ahlak ile düzenlenmemiş bulunmasından buna mukabil tefessüh etmiş bir ahlakın mevcut olmasından ileri gelmektedir. Alexis Carrel der ki: Ahlak duygusu ile zekanın aynı zamanda inkişaf ettiği ictimai topluluklarda, beslenme ve sinir hastalıkları, cinayet ve delilik nadirdir, insanlar orada mesuttur.
Kitapta Freud’ün cinsiyet nazariyesi uzunca yer alır. Zira Freud, ruhi tatminsizliği, bunun arkasından gelen davranış bozuklukları, hastalıklar ve saplantıları cinsi tatminsizliğe bağlar. Hatta bazıları, haz adı altında, istekleri ve şehvetleri alabildiğince serbest bırakır. Ama nefis tatmin olunca, ruh da tatmin olamadığı ortaya çıkan hastalıklardan anlaşılmaktadır. Rahmetli Dr. M. Tevfik Bey, insanın cinsi sevkitabii elinde olması teorisini eleştirir ve böyle olsaydı insanların iş ve meslek sahibi olamayacaklarını belirtir. “Dünya kuruldu kurulalı, okuyup yazıldığına, çalışılıp öğrenildiğine, bir yuva, bir meslek sahibi olunduğuna göre, bir adet an’ane, bir din iman tanındığına göre, şüphesiz ki, cinsiyet insanlarda, bir sevkitabii halinde değildir. Dr. Bey, süper egoyu, hassaten din olarak değerlendirir.
İnsan olmak için nasıl anadan doğmadan başka bir çare yoksa, insan olmanın sonucu da sıkıntıya tabi olmasıdır. Zira ızdırap, hayatla birleşiktir, hayatı terkip eter, hayatı yapar. “Dünya ve ahiret azap (ızdırap) içindekiler. Ruhta küfür, bedende mikrop gibidir. İnsanı bir an bile rahat bırakmaz. Eğer insanlar yaratılışlarının zıddına küfür yoluna saparlarsa, bir maişet, bir hayati darlık, bir huzursuzluk, bir ruhi tatminsizlik bir ruhi sıkıntıya (angoisse) düşeceklerdir “Taha-124): Her kim seni anmaktan yüz çevirir (beni gönlünden çıkarırsa) onun (nasibi) darlıklar içinde yüzen bir yaşayıştadır”.
Korkular, sıkıntı ile beraberdir. Büyük sıkıntılar: her şeyin karanlık ve belirsiz, şüpheli görülme hali, ölüm bedbahtlık ve ümitsizliktir. Bunun yanında şüphe, huzursuzluk, cesaretsizlik gibi küçük sıkıntılar vardır. Korkular insan organlarında ciddi tahribat oluşturur.
Korkuların ve sıkıntıların temelinde emniyet ve güven yatar. Çocuğun ana-babaya gösterdiği sevi ve teslimiyet eğer ileri yaşlarda bu defa aynen Allah’ta makes bulabilirse, dengeli ruhi hayatı aynı istikamette, hiç sarsıntıya uğramadan devam eder. Aile yuvasından mahrum, itimat ve emniyet hislerinden tatmin olmamış, bu zaruri ruhi ihtiyacı karşılanmamış olan bir çocuk, büyük bir ihtimalle, bütün hayatı boyu, ruhi karmaşıklıklar içinde mahsur kalır. Suçların küçük cürümlerin temelinde terbiye ve ekonomik ve aile çocuk arasındaki çatışmalardan meydana gelen sıkıntı yatar. Aralarında çok akıl hastaları vardır.
Niçin insanlar, güven ve emniyet hislerinde tatminsizlik oluyor? Çünkü insana hakiki manada emniyet ve itimat verecek, ruhu ve gönlü huzura kavuşturacak metanet ve salabette bir nesne bu dünyada yoktur da onun için.
İşte, kadir-i mutlak, baki olan bir Allah’a kalb-i rabt ile teslim olarak iman etmek demek, bu, insan ruhi hayatı için ne kadar elzem olduğunu gördüğümüz itimat ve emniyet hislerinden tatmin olmak yani sıkıntılardan, ruhi teşevvüşlerden uzaklaşmak, huzura kavuşmak demek oluyor. O halde dini istikamette gitmek, iman etmek, bu noktadan da görüyoruz ki, yüzde yüz insanın kendi şahsi menfaati, ruhi selameti icabı zaruri ve elzem oluyor.
Kitapta, davranış bozukluğundan biri olan alkolizma üzerinde de durulur. Yine akıl hastalıklarından bir sebebin de ihtiras olduğu belirtilir. Determinizm eleştirisi de yapılır ve ilahi takdirin her şeyin üzerinde olduğu belirtilir.
Dünyada toplum yanında bir de fert vardır. İnsan zayıf yaratılmıştır, fakat İslam ile hadiselerin ağırlıklarının azaltılacağı (Nisa suresi, 27) insana bir denge verilmiştir. (Mearic, 19-34) Ruhi dengenin esası emniyettir. İtimat ve emniyet asıl anlamda sadece Allah’a mahsus olması lazım iken, eğer insanlar başka istinatgahlar (ilahlar) aramakla meşgul olurlar ise elbette ruhi muvazeneleri sarsılacak, sıkıntı, gönül darlığı husule gelecektir. Eğer insanlar fıtratlarına aykırı hareket ederlerse, “sanki göğe çıkarmış gibi” yokuş yukarı, zıyk-ı sadır (gönül sıkışıklığı) içinde kalacaktır. Çocukları terbiye etmek, ana baba terbiyesinin Allah’tan korku ve ümit haline dönüşmesi ruhi dengeyi sağlar. Kaza ve kader başka bir ruhi denge unsurudur. Eğer insanlar sebeplere bağlanır ve şartlanırsa, ruhi teşevvüşlerin başka bir hazırlayıcısı olur, sıkıntı içinde kalırlar. Sabır, kanaat insanlara huzur ve saadet verir.
Kitapta Dr. M. Tevfik dünyadaki bazı ülkelerde akıl hastalıklarını sayısal olarak belirtir. Hatta bir dönemin Konya ile Trakya nüfuslarını da karşılaştırarak, akıl hasta sayılarını verir. Burada Konya’nın bu konudaki olumlu yönünü belirtir.
Ruh-beden hastalıklarına da temas eder ve ruhu, Gazali’nin “hayatiyet gösteren cismin ne içinde ne de dışındadır” şeklinde tanımlar. Öyle ya, insan ölünce ortaya bir kadavra kalıyor, kalan madde yığını bir süre sonra dağılıyor. O halde maddeyi şekillendiren ruhtur.
Peygamberimizin “sözde sihir hassası vardır” hadisinden hareketle, psikoterapi (ruhi tedavi), telkin ve diğerlerinden bahseder. Ancak dini nimetlerden mahrum olanlar sıkıntılara daha çok düşer. Bu bakımdan davranış bozuklukları, nörotik, psikosomatik ve psikotik hastalıklar halinde meydana gelen ruhi sıkıntılar dini istikametten sapma ve kopma dolayısıyla meydana gelmektedir. İslam çizgisi halinde gitmek ise insanı ve dolayısıyla toplumu her türlü bedeni ve ruhi hastalıklara karşı korur.
Pek çok Müslüman entellektüel hatta bu konuda iddialı olan, İslamiyet ile kendi alanını bir araya getirmekte zorluk çekmektedir. Belki matematik, mühendislik, kimya ve fizik gibi doğa (tabii) bilimler tüm toplumlar ve inançlar için pek farklı olmadıkları halde, sosyal bilimlerde ve ruhiyatta, psikolojide farklılık ortaya çıkmaktadır. Dr. M. Tevfik Bey bunu kendi mesleğinde, İslami ilimler ve halkın günlük yaşantısındaki yerini anlamış ve anlatmaktadır. Ruhiyat, psikoloji ve eğitim alanlarında çalışanlara tavsiye olunur. Dr. Tevfik Beye Allah rahmet eylesin.

HABER YORUMLARI
  1. mustafa karahasanoglu
    2022-02-26 17:50:17
    Mehmed Tevfik Özcan Hocamızı n kitabının özetini ga yet güzel bir şekilde çıkarmişsınız Adem hocam hocamıza allah rahmet eylesn sizdende allah razı olsun