Sadırlarda Okumak - Rusya Ukrayna Savaşı

Okumak sevgili okurlar, yalnızca binlerce kelimenin geçtiği rastgele bir kitabın sayfalarını okumak değil. İbrahim Kalın beyin deyimiyle "sadırlarda ve satırlarda okumak.” İnsanı okumak politikaları devletleri okumak da bir okuma sanatı...
Yalnız sayfaları değil, insanları da okumaya başladığınızda çevrenizde gördüğünüz birçok olayın şeklini ve nedenini daha iyi tahlil etme yeteneği kazanmış oluyorsunuz. Her insanın muhakkak yol hikayeleri vardır. Bir otobüs şoföründen ne öğrenebiliriz? İyi otobüs nasıl kullanılır gibi bir cevap canlanmasın hafızalarınızda... Hasbelkader bir otobüse bindim. En ön sırada güzel güzel radyo dinlerim ve yolun seyrini izleme keyfine erişirim umudu ile. Kayıttan önce bir Mustafa Yıldızdoğan sonrasında bir Ali Kınık eseri çaldı. Bizlere öğretilen ön yargılar şoförün Ülkücü bir ideoloji ile yetiştiğini anımsatıyor değil mi? Gelin seyre devam edelim... Bir Kürtçe şarkı sonrasında bir Ahmet Kaya eseri yolculuğa eşlik etti. Sonrasında çalan bir kaç pop şarkı ve türkü yolculuğumuz da bize yoldaşlık etti. İdeolojik olarak şoförü çözümleme çalışmam da hız kazanmış oldu. Tahmin ediyorum ki sizde de aynı mevzu hasıl oldu. Otobüsten indiğimde kafamda yalnız şu fikir vardı; İnsanların kendi ideolojik fikrileri doğrultusunda müzik ve sanata rehavet etmesi ne kadar da yanlış bir tutum. İnsanların başlarına ne takıp ne takmayacakları, ne tarzda müzik dinleyecekleri, evlerinde ne dilde konuşacakları, ne devleti ne yasaları ne de diğer insanları ilgilendirir mı? Batıda bilinçli adı altında çocuklarına evde İngilizce konuşturan ebeveynden, doğuda evde Kürtçe konuşan çocuğun ayrımı nedir? Bu ötekileştirmeler farklı siyasi ideolojileri düşmanlaştırmalar, ülkeyi kutuplaştıran yegane unsurlar değil mi?
*
Dünyada gerçekleşen hareketler dur durak bilmiyor. Rusya-Ukrayna savaşı ile ilgili geçtiğimiz hafta da dediğim sözlerin bir kez daha altını çizmek istiyorum. Konjektur bizlere alenen savaşın politik bir hamle olduğunu ABD ve Rusya arasında ki ekonomik soğuk savaşı bir üst noktaya taşıyan bir hamle yalnızca. Bu mevzuda Avrupa dilediği kadar ambargo uygulamak istyor. Enerji kaynaklarında alternatif devletlere yönelmesi bizlere Azerbaycan devletini işaret ediyordu fakat Sayın Aliyev'in Rusya yanlısı açıklamaları Avrupa'nın doğalgaza %25 zam yapmasına neden oldu. Rusya-Ukrayna savaşı sonrası kendine kaynak bulamayan Avrupa elmahkum Azerbaycan ve Rusya'nın kapısını çalmak zorunda kalacaktır. Brent Petrolün 105 Dolar seviyelerine yükselmesi tüm dünyada yakın bir zamanda fiyat artışları yaşanacağının habercisi. Bu durumun kimin işine geldiği ortada; ekonomik olarak buhran içinde ve enflasyon rakamlarını durdurmayan devletlerin yani ABD ve Rusya'nın olduğu gözle görülür halde. Savaşın kazananı her zaman olduğu gibi enerji-petrol himayesi ve rezervi olan devletler. NATO, Birleşmiş Milletler, AB gibi oluşumların da her zaman olduğu gibi kınama ve birkaç parça ambargo söylemi dışında bir iş yapmayacağı da birkez daha gözler önünde. Montrö Anlaşması hususunda alınacak karar bizim tarafımızı da belli edecektir. Umuyorum ve diliyorum ki Türkiye ne ABD nede Rusya tarafında bir safha tutmasın. Dış politika da bu günedek yapılan Dostluk ve Barış ilkelerine devam ederek bir arabulucu konumunda olsun. Kalın Selametle...