Konya AÇIK 16°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a
TORKU BİSKÜVİ

SAĞLAM PARA VE TÜKETİM HAKKI

Oldukça zor ve karmaşık bir konuda yazma cüreti gösterdiğim için bağışlayın. Bir bakıma kendimi bunu yapmaya mecbur hissettim. Zira hepimizin günlük hayatını en çok etkileyen (istemesek de) bir konu, para konusu.

Ben bu kadar önemli bir konunun özellikle İslami kesimde yeterince bilinmediği ve hatta ilgilenilmediği kanaatini taşıyorum. Belki bu sebepten Müslümanlar ticaretlerinde, üretimlerinde, hizmet alış verişlerinde, özetle bütün iktisadi faaliyetlerinde kafa karışıklığı yaşamaktadırlar. Bu kafa karışıklığı insanların içine sinmeyen uygulamalar şeklinde kendini göstermektedir.

Sözgelişi, Müslümanlar kendi inanç sistemlerine göre oluşmuş bir fiyatlama modeline sahip değillerdir. Bugün üretilen mal ve hizmetlerin fiyatları, kapitalist serbest pazar ilkelerine göre (Pazar ne kadar serbestse) teşekkül etmektedir. Üretilen mal ve hizmetlerin fiyatı içinde yüksek faiz giderleri finansman maliyeti olarak yazılmaktadır. Bu kaçınılmaz olarak bütün mal ve hizmetlerin fiyatını etkilemekte, koyu bir faiz karşıtı inanca sahip olmalarına rağmen Müslümanlar bundan kaçınamamaktadırlar. Müslümanlar açısından dört başı mamur bir iktisadi modelin varlığından söz etmek ne yazık ki mümkün görünmemektedir ve bu durum benim için can yakıcı bir mahiyet taşımaktadır. Bütün insanlığın ekonomik buhranlarına çare olacak modeller geliştirmek için cansiperane çalışmalar yapılsın inşallah diyerek sağlam para ve tüketim hakkı konusunda birkaç söz söylemek istiyorum.

Bugün hayatımızın vazgeçilmez parçası haline gelmiş olan paranın nasıl üretildiği konusu devasa hacimli bir konudur ve elbette benim burada bunu ele alabilmem mümkün değildir. Buna rağmen Merkez Banka’larının senyoraj hakkını kullanarak ürettikleri ulusal para biriminin “itibari” bir sistem olduğunu ifade etmem gerekiyor. Yani bu şekilde üretilen para, zat’i olarak değer taşıyan bir nesne değil itibari olarak değer taşıyan bir nesnedir.

Bu kısa bilgiden sonra “sağlam para” ne anlama geliyor; izah etmeye çalışayım.

Dünyada altın standardının ve sonrasında Amerikan dolarına endeksli para sisteminin sona ermesinden sonra MB’ları ürettikleri paralar için herhangi bir karşılık bulundurma zorunluğunu terk etmiş durumdadırlar. Bunun anlamı, paranın iflasından korkulmasa sınırsız bir şekilde para üretmek demektir. Bu durum kronik enflasyonun en temel sebeplerinden biridir.
İşte “sağlam para” belirlenmiş dönemlere göre ülkede üretilmiş olan toplan mal ve hizmet artışlarını dikkate alarak, yani artış kadar yeni para basma, bir başka deyişle emisyon hacmini mal ve hizmetlerdeki üretim artışına endeksleme demektir. Bu durumda üretilen para karşılıksız olmayacak, üretilen mal ve hizmet cinsinden bir karşılık var olacaktır. Dolayısıyla emisyon hacmindeki genişleme doğrudan bir enflasyonist etki oluşturmayacaktır.

Tüketme hakkına gelince;

Ülke içindeki yerleşiklerin tüketme hakkını ürettikleri mal ve hizmet miktarı ile ilişkilendiren modeldir. Yani bir kişinin tüketme hakkı doğrudan üretimi ile ilişkilendirilmiş olmaktadır. Bu modelin temel hedefi, her bir bireyin gücü ve yetenekleri oranında üretime katılmasıdır. Üretimi önceleyen bu model mal ve hizmet bolluğu oluşturacağı için enflasyon sorununa kalıcı çözüm sunabilecek bir modeldir. Diğer yandan üreticiler aynı zamanda tüketici olacakları için ekonominin çarkları dönecek ve iktisadi kalkınma sağlam temeller üzerinde devam edecektir.
Bu günlük bu kadar, haftaya devam etmek ümidiyle.

0 0 0 0 0 0
YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

TARIM FUARI VE GAZZE

HIZLI YORUM YAP

0 0 0 0 0 0