Sağlık Çalışanlarına Kulak Verin

Değerli Okurlar; İki yıldır tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de COVİD- 19 denen bir salgın hastalıkla mücadele etmekteyiz.  Bilim adamlarının bulduğu aşı ve alınan tedbirlerle bugüne kadar bu hastalıkla mücadele ettik. Bugüne kadar tüm dünyada Covid’den 25 milyon insanın öldüğü söyleniyor. Gerçek rakamlar ise bu sayının daha fazla olduğu yönünde.  Eve kapanmakla insanların sağlıkları bozulduğu gibi, ülkelerin ekonomisi de bozuldu. İşyerleri kapandı, insanlar işsiz kaldı.
Korona vakası çıktığı günden bu güne kadar doktorlarımız ve sağlık çalışanlarımız canla başla çalıştılar. Öyle günler oldu ki doktorlarımız ve diğer sağlık çalışanları evlerine gidemediler. 400’e yakın doktor veya sağlık çalışanı Covidden öldü. İlk günler onları alkışladık ve “Hakkınızı ödeyemeyiz” dedik ama sonunu getiremedik. Doktorlarımıza ve sağlık çalışanlarımıza emeklerinin karşılığını veremedik.  Covid’den ölen doktor veya sağlık çalışanları meslek hastalığından sayamadık. Doktorlara ve sağlık çalışanlarına insanca yaşayabilecekleri bir ücret verilmeli. Covid- 19 meslek hastalığı sayılmalı.
            TÜRK Tabipleri Birliği doktorların veya diğer sağlık çalışanlarının sorunlarını dile getirmek ve çözüm yollarını hükümete sunmak üzere bir yılda iki kez meydanlara indi ama sonuç alamadı. Siyasi iktidar Türk Tabipleri Birliğinin sesine kulaklarını tıkadığı gibi, hükümet ortağı Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli Türk Tabipleri Birliğinin kapanmasını istedi.
            Ülkemizde bugün itibariyle 110.000 doktor veya sağlık çalışanı var. Doktor sayısı 45.000. Diyanetin imam sayısı ise 130.000 Diyanet İşleri Başkanı 10.000 imam daha alınacağını belirtti. Diyanetin bütçesi İçişleri Bakanlığının bütçesinden bile fazla. Sağlık Bakanlığının bütçesinden daha da fazla. Hasta olunca kimse imama gitmiyor ama doktora koşuyor.
  Doktorlara ve sağlık çalışanların uygulanan şiddet de onları üzüyor. Gün geçmiyor ki bu kesime bir saldırı olmasın. Daha çok yakında İstanbul’da iğneyi çekerken canımı acıttı diyen biri ve yakınları bir hemşireyi dövdüler ve hastanenin MR cihazını parçaladılar. Bunları yapanlar da ne yazık ki serbest bırakılıyor. Türk Tabipleri Birliği doktorlara ve çalışanlarına şiddet uygulayanlara dair şiddet yasasının Meclisten bir an önce çıkmasını istemektedir.
            Bir de aile hekimlerinin sorunları var. Onların tuttukları işyerlerinin kirasını ve yanında çalıştırdıkları personelin parasını kendileri ödüyorlar. Hangi memur çalıştığı büronun kirasını, ısınma ve elektrik giderlerini kendisi karşılıyor. Dolayısıyla bu aile hekimlerinin giderlerini devlet karşılamalıdır. İmamların lojman giderleri nasıl ki diyanet tarafından karşılanıyor, aile hekimlerinin bu tür giderleri devlet tarafından karşılansın.
            Sözleşmeli doktorluğa son verilmelidir. Hiçbir sözleşmeli doktor sözleşmesi bittiğinde, sözleşmem yenilenecek mi diye düşünmemelidir. Bu uygulama doktorların psikolojisini bozmaktadır. Benden yana doktorların ve diğer sağlık çalışanlarının aldığı her kuruş anamın ak sütü gibi kendilerine helal olsun. Bana bir yetki verilse doktorlara ve sağlık çalışanlarına açık çek veririm.

Saygılarımla…