Savaşta Her Yol Mubah Mıdır?

Değerli Okurlar ; Üç tarafı denizlerle, dört tarafı hainlerle kaplı güzel ülkemizde gün geçmiyor ki yeni bir vukuatla karşı karşıya kalmayalım. Jeopolitik konumu nedeniyle birçok emperyalist devletin avucunu ovuşturarak baktığı ülkemizde sürekli olarak bir taraftan siyasi, diğer taraftan ekonomik yıpratma çabalarına maruz kaldığımız aşikâr. Savaşta her yol mubahtır ilkesini kendilerine yol olarak belirlemiş olan şer odakları, son olarak askeri güçle ve siyasi baskıyla üstesinden gelemedikleri mücadeleyi ormanlarımızı yakmakla devam ettirmek istediler. Her ne kadar konuyla ilgili soruşturmalar devam etse de, aynı anda birçok farklı noktada yangın çıkmasının çokta olası bir durum olmadığı su götürmez bir gerçek. Terör eylemi iddialarına karşı Tarım Ve Orman Bakanı Pakdemirli’nin “Bizim orman teşkilatımızın da bununla ilgili kaygıları ve şüpheleri var. Ama en nihayetinde bu iş kolluk kuvvetleri ve güvenlik kuvvetlerinin işi. Bizim şu andaki işimiz yangınla uğraşmak. Bununla alakalı benim bildiğim kadarıyla Hatay Valiliği çok yönlü soruşturmayı sürdürüyor. Bazı görgü tanıkları olduğuna dair bazı söylemler var “ cümleleri de bu yangının aslında sabotaj edildiğini destekler nitelikteydi. Nitekim yangınları PKK sosyal medya aracılığıyla üstlendi. “ Ne kadar zarar verirsek o kadar kârdır düşüncesindeki bu hainler kendilerine güya “ateşin çocukları” ismini vermişlerdi, ama biz ise onların ateşin çocuğu değil de ne çocuğu olduğunu yıllardan beri zaten çok iyi biliyorduk. Nitekim yangınlar kontrol altına alındı, ortalık bir nebze olsun duruldu derken yine her musibetten farklı bir noktaya çıkmak isteyen içimizdeki İrlandalılar bu sefer de yanan alanların imara açılacağının çığırtkanlığını yapmaya başladılar. Tam da bu noktada Tarım Ve Orman Bakanı Pakdemirli’nin “Yanan alanların 1 metrekaresi dahi başka bir amaçla kullanılmayacaktır, tamamı yeniden ağaçlandırılacaktır. Yanan orman alanları Anayasa’mızın 169'uncu maddesi gereği yeniden ağaçlandırılmak zorunda ve anayasal koruma altındadır” açıklaması hem yüreğimize su serpti hem de asılsız imarlaşma iddialarına da en güzel cevap verilmiş oldu. Yine birlik ve beraberlik olmamız gereken bir günde maalesef komplo teorileriyle yaşayan bir kesim bize uzak kalmayı tercih etti. Özetle hepimiz az da olsa vicdanı olan bir insanın fazlasıyla rahatsız olacağı görüntüleri maalesef üzülerek izledik. Yanan evine son bir çare koşan teyzemizi ve onu geri döndürmek isteyen görevlileri, ormanda yanmış halde bulunan kaplumbağaları, tavşanları ve daha göremediğimiz birçok canlıyı, alevlerden kaçarken “Allah’ım sen bizi koru” diyerek çaresiz ağlayan vatandaşlarımızın feryadına şahit olduk. Hiç şüphesiz ki onların da mağduriyetleri İç İşleri Bakanımız Süleyman Soylu önderliğinde, sivil toplum kuruluşlarının yardımlarıyla giderilecektir. Hatay, Osmaniye, Trabzon ve Kahramanmaraş’ta yaşayan tüm yurttaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum. Allah yar ve yardımcınız olsun. Saygılarımla…