Konya
°C
Yeni Meram

Serin iklim tahıllarında sıkça görülen hastalık ve zararlılar

Serin iklim tahıllarında sıkça görülen hastalık ve zararlılar-Tülin KALIN AYSAN- Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
13.01.2021 09:12
13.01.2021 11:14
0
7394
ABONE OL
Türkiye çok zengin tarımsal ürün çeşitliliğine sahiptir tarımsal ürünlerin büyük çoğunluğunu tahıllar oluşturmaktadır. Serin iklim tahıllarından buğday, arpa, çavdar, yulaf ve Tritikale bölgemizde ekimi en fazla yapılan tahıllardır. Serin iklim tahıllarından en önemlisi buğdaydır. Buğday Türkiye’de insan beslenmesinde temel besin maddesidir. Bulgur, irmik, unlu mamuller, ekmek, makarna, bisküvi vs. ham maddesidir. Yeterli ve dengeli beslenmeyi sağlamak için kaliteli tahıl üretimi ve yetiştiriciliği önemlidir. Bunun için üreticilerimizin iyi tarım uygulamalarıyla üretime katkı sağlaması, bölgenin ekolojik koşullarına uygun çeşit kullanması iyi toprak işleme ve tohum yatağı hazırlama, yeterli ve dengeli gübreleme, yeterli sulama, hastalık ve zararlılarla çevreye zarar vermeden uygun yöntemlerle uygun zamanda mücadele, ürünü zamanında hasat etme ve iyi koşullarda depolamak gerekir. Bitkilerin beslenmesi kök sistemleri ile olur. Bitkinin kök sistemi bozulmuşsa bitki ihtiyaç duyduğu bitki besin maddesi ve suyu karşılayamadığından gelişimini tamamlayamaz. Dolaysıyla hastalıklara ve zararlılara karşı kendini savunamaz. *Buğday ve arpa verimini ve kalitesini etkileyen hastalık etmenlerinin başında kök ve kök boğazı çürüklüğü hastalıkları gelmektedir. Bitkinin kök ve kök boğazı kısımlarında etkili oldukları için bitki köklerinin besin ve su emme kapasitelerini düşürmektedir. Buğday ve arpa bitkilerindeki kök ve kök boğazı çürüklüğü hastalık etmenleri metrekareye düşen bitki sayısını, bitki başına düşen başaklı kardeş sayısını, başak uzunluğunu olumsuz etkilemektedir. En önemlisinde başak başına düşen dane sayısı azalmaktadır. *F. Culmorum ve G. Graminis Tritici gibi kök ve kökboğazı çürüklüğü hastalık etmenleri hastalığın yoğun olduğu tarlalarda bitkinin başaklanma döneminde bazı başakların beyaz bir görünüm almasına sebep olmaktadır. Böylece bu başaklar ya dane oluşturmuyor ya da cılız dane yapısına sahip oluyorlar. Hastalık danenin HEKTOLİTRE ağırlığını düşürerek kalitesini etkilemektedir. Kök ve kök boğazı hastalıkları nedeniyle başakta ki dane ağırlığının %30-60 arasında azaldığını ve hastalıklı tarladan elde edilen ürünün 1000 dane ağırlığının sağlamlara nazaran %17 oranında azalma gösterdiği akademik çalışmalarla tespit edilmiştir Kök ve kök boğazı hastalık etmenleri genelde toprak kökenlidir. Tohum ve bitki artıklarıyla da taşınırlar. Ayrıca bitkinin kök ve kök boğazından başka yaprak ve başaklarında da hastalıklara sebep olurlar. Bitkinin tüm gelişme dönemlerinde rastlamak mümkündür. Hastalığın gelişmesinde çevre şartları da etkilidir. Günümüzde olduğu gibi ılık gecen kış ayları, yüksek toprak nemi hastalığın artmasında önemli rol oynar. Fusarium spp. başak yanıklığına ve Dreschlera spp., Fusarium spp., Alternaria spp. dane de embriyo kararması (kara benek) hastalığına da neden olabilmektedirler. Fusarium türlerinin çoğu aynı zamanda kuru toprakta da zarar yapmaktadır. Münavebe(ekim nöbeti) önemlidir. Hastalık birkaç yıl ardışık olarak tahıl ekilen ve aşırı derecede azotlu gübre kullanılan tarlalarda daha çok görülmektedir. Bu etmenler kök ve kök boğazında çürüklük yapmakta, verim ve kaliteyi olumsuz etkilemekte ve bitkilerde yatmaya neden olmaktadırlar. Serin iklim tahıllarında görülen hastalık ve zararlılarla yapılacak mücadele yöntemleri şöyledir: 1) KÜLTÜREL MÜCADELE yöntemlerini şöyle sıralayabiliriz; Sertifikalı temiz tohum kullanmak, hastalık veya zararlılara karşı dayanıklı çeşit kullanmak, iklim şartları göz önüne alınarak erken veya geç ekim yapmak, münavebe (ekim nöbeti) uygulamak, uygun toprak işleme teknikleri uygulamak, sıra arası mesafeye dikkat etmek, sulu tarımda aşırı sulamadan kaçınmak kök bölgesinin ihtiyacı olan suyu uygun sulama yöntemiyle bitkiye vermek. Hastalık veya zararlının gelişim dönemine dikkat ederek ekim ve hasat tarihini belirlemek. Yeterli ve dengeli gübreleme yapmak. 2)FİZİKSEL MÜCADELE YÖNTEMLERİNİN BAZILARI İSE; Fiziksel mücadele kapsamında hastalık ve zararlılarla bulaşık bitki artıkları sökülmeli ve tarladan uzaklaştırılmalıdır. Uzaklaştırılan bu bitki artıkları ya derine gömülür ya da yakılır. Sıcaklıkla toprak ısıtılması, güneş enerjisi ile toprağın dezenfeksiyonu (solarizasyon), sıcak hava uygulaması gibi yöntemler vardır. Bu yöntemler ancak küçük boyutta üretim alanları olan sera ve fidelik gibi alanlarda uygulanması kolaydır. 3) KİMYASAL MÜCADELE Yöntemleri Kimyasal mücadele kapsamında tarımsal ilaçları kullanırken üretici kayıt defterimize ilgili Mühendisin kaşe ve imzasıyla kayıt ettirmeli ruhsatlı fungusit, insektisit, herbisit ve bakterisitler kullanmaya dikkat etmeliyiz. 4)BİYOLOJİK MÜCADELE Biyolojik mücadele kapsamında; hastalık ve zararlılara karşı canlının doğal düşmanı olan canlılar kullanılmaktadır. Bu yöntemin en önemli avantajı tarımsal ilaç kullanımını azaltmasıdır. Örneğin tahıllarda önemli bir zararlı olan süne ile yapılan kimyasal mücadeleyi azaltmak için biyolojik mücadele de kullanılmaya başlanmıştır. Sünenin çok sayıda parazitoiti ve predatörü olan doğal düşmanları bulunmaktadır. Örneğin sünenin popülasyonunu sınırlayan en önemli biyotik etmen, yumurta parazitoiti olan Trissolcus cinsi böcekleridir. Bu böcek süne yumurtaları ile beslenir. Bunun yanında keklik ve turaç gibi kuşlar da süne erginleri ile beslenir. *Kuraklığın çok yoğun olduğu bu dönemde suyumuzu kısıtlı kullanmaya dikkat edelim. BİTKİMİZİN İHTİYACI OLAN SUYU İHTİYACI OLDUĞU DÖNEMDE UYGUN SULAMA YÖNTEMLERİYLE BİTKİ KÖK BÖLGESİNE VERMEYE DİKKAT EDELİM. YİNE YENİDEN SAĞLIKLI BOL BEREKETLİ GÜNLERE KAVUŞMAK ÜMİDİYLE.
3 kasım 2024 oto center haber haber içi reklam
HABER KAYNAĞI : HABER MERKEZİ
HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.