SİYASETTE YENİDEN YAPILANMA

Geçtiğimiz haftada ekonominin de önüne geçen bir görüşme yaşandı. Sayın Cumhurbaşkanı ile Sayın Akşener, Beştepe'de görüştüler. Cumhurbaşkanı'nın daveti ve kabulüyle gerçekleşen görüşme yaklaşık 40 dakika sürdü. Millet olarak spekülasyon yapma hususunda üzerimize de kimseyi tanımayız. Kah Sayın Akşener'in oğlunun ataşe olarak görevlendirilmesi kah kendisinin cumhurbaşkanı yardımcılığına atanması söylentisini çok göreceğiz, bakalım.

Yapılan bu baş başa ikili görüşmeyi İletişim Başkanı Fahrettin Altun, sabah saatlerinde duyurdu, akşam da 17.00'de görüşme gerçekleştirildi. Burada önemli olan, İYİ Parti Genel Merkezi'nin böyle bir görüşmeden haberi yoktu. Onlar da bizler gibi sosyal medyadan duydular. Görüşme sonrası Sayın Akşener, İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu'nu arayarak görüşme hakkında bilgi verdi. Tabii ki nezaketen. Zira şu anda Sayın Akşener'in siyasi bir görevi ya da konumu yok. Yapılan bu kimilerine göre sürpriz kimilerine göre de öncesi olan görüşmede tek bir gizemli açıklama yapıldı. Memleket meseleleri... Muhtemelen o da bir memleket meselesidir de, buğday taban fiyatlarını konuşmamışlardır herhalde.

Geçmişe dönüp bir baktığınızda bir ara İYİ Parti'nin zirve yaptığı ve alternatif olduğu dönemlerde anketlerde destek oranı yüzde 16,5 mertebelerine çıkmıştı. Aday yanlışlığı, altılı masa, DEM ile gizli ortaklık, masanın terk edilmesi ve bir dizi yanlışın ardından ne oldu dersiniz? 31 Mart'taki yerel seçimlerde İYİ Parti yüzde 3,77'lik oy oranıyla ancak 6. parti olabildi.

Daha önceki siyasi duyumlarda İYİ Parti'nin farklı zamanlarda 2 sefer Cumhur İttifakı'na davet edilmesine rağmen Akşener yanaşmadı. Hatta Sayın Bahçeli dahi Akşener'i yuvaya dönmeye çağırmasına rağmen muvaffak olamadılar. Sayın Akşener, daha da ileri giderek, “Kafama silah dayasalar dahi ben yokum.” demedi mi?

Pekala, şu anda Sayın Akşener'e bir görev teklif edilebilir mi? Siyaset bu, hiç belli olmaz. Memleket insanı, “Onca menfi söyleme rağmen nasıl olabilir?” diyor gibi. Örnekleri sıralamakta fayda var. Sayın Kurtulmuş, Sayın Soylu, Sayın Bahçeli ve diğer “sayın”lar...

Memleketin bekası söz konusu olduğunda akan sular dururdu. İlk açıklamasında bu görüşmeyi en makul karşılayan, normalleşmenin bir gereği olarak gören İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, sonrasında ise görüşmeyi olumlu bulmadığını söyleyerek “Ben kimsenin memuru değilim.” dedi.

Anlamadığımız konu, Sayın Dervişoğlu Beştepe'ye davet edilmedi galiba. İYİ Partinin genel merkezinden bazı isimler ise görüşmeyi şiddetle eleştirdi. Sayın Dervişoğlu'na karşı genel başkanlık yarışını kaybeden Sayın Koray Aydın, Akşener'e tepki gösterdi. Kamuoyunun görüşmeyi İYİ Parti kaynaklarından değil İletişim Başkanlığından öğrendiğini vurguladı. İktidara karşı partimizin başkaldırı hareketi varken bu yumuşama hareketinin kabul edilemediğini dile getirdi. İyi de Sayın Aydın, şu anda Sayın Akşener'in partide bir görevi yok ki. Torun büyütmek eğiliminde kendileri.

İYİ Parti Genel Sekreteri Sayın Uğur Poyraz da tartışmaya katılarak görüşmenin duyuruluş biçimini eleştirdi. Görüşmenin içeriğinin açıklanarak kamuoyunun bilgilendirilmesini istedi. “Partililerimiz bu görüşme için şaşkınlık ve hayal kırıklığı içindedir.” dedi.

Belki de en tarafsız, en önemli açıklamayı eski İYİ Partili yeni Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ yaptı. Kendileri, “Güzel bir siyasi mühendislik olduğunu düşünüyorum. Bugün gerçekleşen görüşme, Sayın Akşener'i siyasette yeni bir güç haline getirmek için yapılan bir görüşme olarak görünüyor. Bir güç aktarımı, bir görevlendirme olabilir. Bu da Meral Hanım'ı siyasette yeniden bir figür haline getirebilir.” Hakikaten çok çok önemli bir açıklama ve tespit.

CHP Genel Başkanı Sayın Özgür Özel de bir açıklamada bulundu. “Ben Sayın Akşener'in yaptığı bu görüşmeyi son derece kıymetli ve önemli buluyorum. Benim anlamadığım şey, siyasiler birbiriyle görüşünce başka siyasilerin bundan hasetlenmesidir. Ben siyasette herkesin herkesle görüşmesini savunuyorum.” Nokta.

Sayın Özel'i uzun vadede anlarız umarım. Sayın Cumhurbaşkanımız ile AK Parti Genel Merkezinde yaptığı görüşmeyi ve erken seçim istememesini bir türlü çözemedik.

Kurban Bayramı'ndan sonra siyaset yeniden şekilleneceğe benziyor. İki kutuplu bir dünya derken Türkiye'de iki kutuplu bir siyaset bizi bekliyor. Bu sürecin gizemli ve en önemli söylemi de “diyalog” olacağa benziyor.

Bütün siyasiler Başkanlık Sistemi'ne ayak uyduracaklar.

Parlamenter Sistem'e dönülmeyeceğine göre.