Meclis çatısı altına girmeye hak kazananlar, bu yazıyı mutlaka okumalılar.
Meclis çatısı ne emeklerle, hangi yüreklerle oluşmuş, öğrenmeli ve kendi bölücü düşüncelerine bu kutsal yapıyı alet etmemeliler.
Ataları, dedeleri, büyükbabaları can derdinde, toprak derdinde, özgürlük derdinde, vatansız kalma korkusunda iken asla ırkçılık yapmadılar, asla dincilik yapmadılar. Bütün güçlerini bu günlere vatanımızı kavuşturmak için harcadılar.
İstanbul işgal altındadır. Mustafa Kemal Paşa 19 Mart 1920 ‘de bir bildiri yayınlar.
Bu bildiride Ankara ‘da olağanüstü yetkilere sahip bir meclisin toplanacağı duyurulur.
Bu amaçla tüm illerde seçimlerin yapılacağı, seçilecek olan vekillerle birlikte dağılmış olan Meclis-i Mebusan üyelerinin de Ankara’ya gelerek Türk Milleti’nin temsil edileceği ilk TBMM’nin toplanacağı bildirilir.
Meclis için uygun bir bina aranır ve şu anda Ankara’nın Altındağ ilçesinde, Ulus Meydanı’nda bulunan ve halen ‘KURTULUŞ SAVAŞI MÜZESİ’ olarak kullanılan binaya karar verilir.
(MECLİSE GİRMEYE HAK KAZANANLAR! BURAYI İYİ OKUYUN,
SANDIĞA GİDEREK ÇOK DEĞERLİ OYLARINI VEREN SEÇMENLER, BURAYI İYİ ANLAYIN. SEÇMEN, GÖNDERDİĞİ VEKİLLERİN NASIL BİR ÇATI ALTINDA OLACAKLARINI GÖRSÜN VE HEPSİNDEN KUL HAKKI YERLERSE, BU VATANI BÖLMEYE, TÜRK ADINI KALDIRMAYA, ANAYASAMIZIN DEĞİŞTİRİLEMEYECEK OLAN MADDELERİ İLE OYNAMAYA KALKARLARSA HESAP SORMAYI ÖĞRENSİN.)
İşte bu binanın ilk TBMM binasının, çatı kiremitleri yoktur ve Ankara’da o dönemde çok az olan çatılı evlerden tek tek çatı kiremitleri istenerek, ilk meclisin çatısı kapatılabilir.
Salonda vekillerin oturacak yerleri yoktur. Okullardan sıralar getirilir.
Salonun aydınlatılması için ise milyarlık elektrik parasına mal olacak, sarkozi taşları ile donanmış yüzlerce aydınlatma araçları yoktur. BİR KAHVEHANEDEN SAĞLANAN ASMA GAZ LAMBASI İSE; BAMBAŞKA İNANÇ, BAMBAŞKA GÖRÜŞ İÇİNDEKİ BU 115 VEKİLİN GERÇEKLEŞTİRECEĞİ, TÜRK MİLLETİ’NİN YENİDEN DOĞUŞUNA IŞIK TUTACAKTIR. SEÇTİKLERİMİZE DUYURULUR.
21 Nisan olarak tasarlanan açılış o dönemde de var olan dinsizlik iddialarını çürütmek için CUMA GÜNÜ HEM RESMİ HEM DE DİNİ TÖRENLERLE 23 NİSAN 1920 ‘DE AÇILIR.
Saat 13.45 En yaşlı üye Sinop vekili Şerif Bey ‘in kürsü konuşması ile ilk meclis toplantısı açılır.
İŞTE ŞERİF BEY ‘İN AÇILIŞ KONUŞMASI:
Burada bulunan saygıdeğer efendiler, İstanbul’un geçici kaydıyla yabancı kuvvetler tarafından işgal olunduğu ve bütün temelleri ile halifelik makamının ve hükümet merkezinin bağımsızlığının yok edildiği hepimizce bilinmektedir. Bu duruma baş eğmek, milletimizin, teklif olunan yabancı esaretini kabul etmesi demektir. Ancak ezelden beri hür ve bağımsız yaşamış milletimiz esaret altına alınmayı şiddetle ve kesinlikle reddetmiş ve hemen vekillerini toplayarak yüce meclisimizi meydana getirmiştir. Bu yüce meclisin en yaşlı üyesi sıfatıyla ve Allahın yardımıyla milletimizin içte ve dışta tam bağımsız olarak kaderinin sorumluluğunu bizzat yüklenip, kendi kendisini yönetmeye başladığını dünyaya ilan ederek Büyük Millet Meclisi’ni açıyorum. 95 YIL ÖNCE TÜM BUNLAR OLUP BİTERKEN, EN UMUTSUZ ZAMANDA BİLE TÜRK MİLLETİ ‘NİN İRADESİNE GÜVENEN BU 115 VEKİLİ 95 YIL SONRA HERKES RAHMETLE VE ŞÜKRANLA ANMALI.
Türk Milleti, iradesine göz dikerek yüce meclisi yok saymaya kalkanlara bu seçimde gereken dersi verdi. Şimdi sırada yepyeni, modern koltukları bile son derece rahat ve görkemli meclise seçilenlerin, seçim öncesi verdikleri sözleri tutmaları ve halkın güvenini hak etmeleri var.
NE DEDİLER?
Kul hakkını yiyenlerden, yolsuzluk yapanlardan hesap sorup yüce divana göndereceğiz!
İşte size verilen oyların hakkını verin ve halka verilen sözü tutun, kapris yapmadan, bölücülük yapmadan anlaşıp, önce hesap sorun!
Asgari ücret 1500 lira olacak dediler, yapın, bekliyoruz!
Kaçak saray dediniz. Bütçesini açıkladınız. Bir kişi için yapılan bu masrafa karşıyız dediniz. Sözlerinizin arkasında iseniz ve bunları sırf oy almak için söylemediyseniz, sarayı boşaltıp, ÇANKAYA KÖŞKÜNÜ yeniden Cumhurbaşkanlığı’na sunun..
Siz Sayın Devlet Bahçeli; Yeniden okullarda andımızı okutun. Ulusal Bayramlarımızın, hem halkın katılacağı yürüyüşler, konserler, fener alayları, hem de resmi törenlerle, anıtlara konulan çelenklerle, şehitlerimize yapılacak dualarla, kutlanmasını sağlayın. Bayramlarımızı bize geri verin.
Siz Sayın Kemal Bey; kurun koalisyonu. Muhalefet ile anlaşıp yakında bayram var, verin bayram ikramiyelerini, büyük hedefiniz olan ekonomik gelişmenizi de yukarıda halkın güvenini kazandıktan sonra vereceğiniz erken seçim kararı ile aldığınız oylarla yaparsınız zaten.
Önce halk size ne dedi iyi okuyun.
Siz Sayın Demirtaş; Türkiye’nin bölünmez bütünlüğünü tartışmaya açmadan, bölücülük yapmadan, İmralı’daki katili gündeminize taşımadan, tüm halka verdiğiniz ekonomik ve özgürlük sözlerini tutun bakalım!
Ulusal basını, görsel basını bir an önce iş adamlarının, ihale tüccarlarının elinden kurtaracak yasaları koalisyona şart koşun. Gazeteciliği tüccarlardan alacak ve basın emekçilerinin özgürce haber yapıp, kimsenin dalkavuğu olmayacağı, onurlu durumuna yeniden kavuşturun. RÜTÜK VE YÖK gibi kurumları kaldırın. Terör yasası gibi kısıtlayıcı olan pek çok yasayı iptal ettirin.
Meclisin asla iptal edilemeyeceğini ve tek adam yönetimine geçilerek halkın iradesinin yok edilemeyeceğini söylediniz öyleyse her üçünüzde anlaşın ve önce TÜRKİYE’Yİ RAHATLATIN.
Barajı kaldırın,
Milletvekili dokunulmazlığını, kaldırın,
Makam arabalarını; vekiller, bürokratlar dahil kaldırın. Hepsinin özel arabaları var. Belki kullandıkça petrole yapılan zammın acılığını anlarlar. İşçinin parası ile refah içinde binalarında keyifli keyifli oturup, yıllardır işçi sorunlarını, taşeron işçilerin sorunlarını çözemeyen sendikacılığı düzene sokun.
Evet, aldığınız oyların ve verdiğiniz sözlerin arkasında durun ki gelecekte, seçmen, her üç partiye verdiği güveni geri çekmesin.
MUHALEFET EDEN GAZETECİLERE SESLENİYORUM;
Lütfen kışkırtmayın! Üstümüzden tır geçmiş gibi kulaklarımız, yüreklerimiz, kalplerimiz yorgun.
Kışkırtmayın! 8 Haziran sabahı itibarı ile hem kutsal inancımız hem kutsal kitabımız kurtuldu ve kutsal kitabımız odalarımızda, gönüllerimizde kişisel ihtiraslara kurban edilmeden yerlerinde ve gönüllerimizde duruyor.
Kışkırtmayın! Kulaklarımız dinlendi.
Kışkırtmayın! Tansiyonumuz indi, kalp çarpıntılarımız geçti.
Lütfen kışkırtıp yeniden gönül huzurumuzu bozmayın!
Siz siz olun üç partinin verdikleri sözü tutmaları ile uğraşın!
NOT: Pınar Karadeniz’e ilk meclisle ilgili yazdığı anekdotlar için teşekkür ederim.
TBMM ve Açılış Öyküsü
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.