TIP BAYRAMI BU YIL YORGUN…

Geçen yıl Türkiye'de  11 Mart’ta görülen ilk Kovid-19 vakasının etkisi ile kısıtlı bir şekilde kutlanan 14 Mart Tıp Bayramı, bu yıl hem olağanüstü süreçler hem de kaybedilen sağlık çalışanları nedeniyle mesajlar ve açıklamalardan öteye geçmedi. Ailemde iki sağlıkçının bulunması nedeniyle bu zorlu süreci yakinen yaşayanlardan birisi olarak olayın boyutunu görmek benim için zor olmuyor. O nedenle Kovid-19 ile en ön safta mücadele eden başta doktorlar olmak üzere sağlık çalışanlarının, bu yıl Tıp Bayramını buruk geçirmesi bizleri de üzüyor. 14 Mart'ın Tıp Bayramı olması ile ilgili olarak birçok farklı anlatımlar yer alıyor ancak ekseriyetle “14 Mart 1827’de, II. Mahmut döneminde, Hekimbaşı Mustafa Behçet’in önerisiyle ilk cerrahhanenin, Şehzadebaşı’daki Tulumbacıbaşı Konağı’nda Tıphane-i Amire ve Cerrahhane-i Amire adıyla kurulması, Türkiye’de modern tıp eğitiminin başladığı gün olarak kabul edilir. Okulun kuruluş günü olan 14 Mart, “Tıp Bayramı” olarak kutlanmaktadır” ifadesi yer alıyor. Sağlık, hiç şüphesiz hepimizin olmazsa olmazıdır. Her ne kadar son bir yılda Kovid-19 nedeniyle kıymetini daha iyi anlamış olsak da bizlere bu hizmeti eksiksiz ve fedakârca yapan sağlıkçılarımızın kıymetini ancak bu tür olağanüstü durumlarda bilmeye başlıyoruz. Oysa en zor ve sıkıntı durumlarımızda koştuğumuz sığındığımız ve önerilerini dikkatle dinleyip bir an önce şifa beklediğimiz o insanların kıymetinin sadece 14 Martlarda değil tüm günlerde bilinmesi gerekiyor. Her sektörün, her işin kendine göre zorlukları sıkıntıları mutlaka vardır ancak eminim hiçbirimizin görevi insanın son nefesiyle alakalı bir kritiklikte değildir. İşte sağlık çalışanlarının görevleri o son nefesle alakalı öneme sahip. Salgında ön saflarda mücadele eden ve bu süreçte çok sayıda mesai arkadaşını kaybeden sağlıkçılarımız, acılarını kalplerine gömerek Kovid-19'la savaşmaya devam ediyor. Geçen yıl balkonlardan yapılan alkışların bile moral anlamında etkisi olurken bu yıl mücadelenin daha sistematik ve bilinçli olması ile durum farklı görünüyor. Dolayısıyla yaşadıkları sıkıntı ve stresi tahmin etmek bile zor. Şu son 1 yıldır yaşadıklarını ise kelimelere kaleme dökmek kifayetsiz kalır. Elbette özlük haklarındaki değişiklik ve iyileştirmeler bu zorlu görevi yerine getiren sağlıkçılarımıza bayramı yaşatacaktır. Bunun için özellikle salgının başlangıcı sonrasındaki süreçte bazı değişiklikler oldu. Ama bunun yanında sağlıkta şiddet olaylarında da bazı değişiklikler oldu. Mesela artık şiddet uygulayanlar daha ciddi yaptırımlar ve cezalar alabiliyor. Bunlar sağlıkçılarımıza sunulan güzel destekler. Elbette istenen ve yerine getirilmesi gerekenler de vardır. Bunlar da süreç içinde düzenlemelerle uygun hale getirilecektir diye düşünüyorum. Ben bu vesile ile sağlık savaşçılarının arasında yer alan başta eşim ve oğlum olmak üzere, mesleklerini icra ederken hayatlarını kaybeden tüm sağlık çalışanlarımıza ve annemle birlikte hayatını kaybeden diğer tüm vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, hala hastanelerde tedavi gören hastalarımıza da acil şifalar diliyorum. Gece-gündüz, kar-çamur, bayram-tatil demeden büyük bir özveriyle insanların sağlıklı ve daha sağlıklı yaşaması için ellerinden gelen her türlü çabayı esirgemeyen,  verilen görevleri zamanında ve tam yapan tüm sağlık çalışanlarımızın 14 Mart Tıp Bayramlarını da kutluyorum... Asıl 14 Mart Tıp Bayramının bu salgın tamamen ortadan kalktığı zaman kutlanacağı inancı ile, kalın sağlıcakla…