TRAFİKTE DÜZENLEMELERE İHTİYAÇ YOK MU?
TRAFİKTE DÜZENLEMELERE İHTİYAÇ YOK MU?- Adem ESEN- Yeni Meram Gazetesi
Salgın hastalık sebebiyle tam kapanma döneminde, önceki o hınca hınç dolu caddeler, sokaklar bomboştu. Şimdi yollar doldu, eski halini aldı.
Sabahın dokuzuna yakın bir saati, insanlar yollarda, mesaiye yetişme derdindeler. Şehrin çok yoğun bir caddesinin tam kavşak noktasında, kenara belediyenin park bahçeler kamyoneti park etmiş, ağaçların uzayan dallarını budamak için hazırlık yapıyor. Sanki, gecenin sakin saatleri unutulmuş!
Bir başka köşede bir esnaf dükkanına mal iniyor, kaldırıma paralel hatta çapraz park iki şeride sarkıyor. Bu sebeple arkada ciddi yığılmalar meydana geliyor.
Şehrin ana yollarından birisinin birkaç şeridi tamirat maksadıyla kapatılmış, arkasından işler aslında bitmişti. Ama görevlinin işleri çıkınca orada çalışanlar da haklı olarak kendi yetkileri olmadığından çalışma dubalarını kaldıramadılar. Yoldan geçen bir vatandaş trafiğin bu engel yüzünden aksamasını görünce, çözüm olarak dubaları kaldırmakta buldu ve trafik fazla uzamadan rahatladı.
İstanbul’da pek çok cadde ve sokakta yayalara öncelik veren yaya geçitleri çizildi, buralardan yayalar geçerken araçlar duracaktı. Ama sakın araçlar gelirken, hem de ralli yaparken geçmeyi denemeyin… Pekala bunlar neden konuldu? Denetim neden olmuyor? Bu durum uygulan(a)mayacak kuralların konulmamasını gerektiğini de gösteriyor.
Şehirlerin büyümesi, araç kullanımının artması, ticari ve diğer faaliyetlerinin çoğalmasıyla şahsi araç kullanımı da fazlalaştı. Salgın hastalık da hıfzıssıhha tedbirleri kapsamında özel araç kullanımını artırdı.
Şehir planlarına müdahaleler pek çok sorunu da beraberinde getiriyor. Fabrika alanları AVM’lere çevrilince trafik unutuluyor, nasıl olsa kendi çözülür diye, yükü de problemin çözümünde tüneller, üstgeçitler gibi yatırımlar belediye veya hükümete kalıyor, tabii ki rantlarını kazananlar iyi kazanıyorlar! Su, kanalizasyon, doğalgaz, elektrik hizmetleri için yeni altyapı yatırımları ve yenilenmesi için kazısız teknolojilerin kullanılması şart…
Trafik bir yandan zaman diğer yandan da akaryakıt tüketimini israfa yol açmaktadır. Ayrıca insanlarda stres ve ruh sağlığında bozulmalar ile çevre kirlenmesinin kaynaklarından birisidir.
Çalışan nüfusun temel ihtiyaçları içinde ulaşım önemli bir yer tutmaktadır.
Toplu ulaşımda büyük şehirlerde metro ulaşımı önemli ama bu alanda da yatırımlar yeterli olmalıdır. Ülkemizde TBM teknolojisi de yani tünel açma teknolojisi de yerli üretiliyor. Ama bu yatırımların finansmanı önemli bir meseledir. Belki bunları iyice düşünüp gerektiğinde altyapı yatırımların finansmanı için tahvil veya kıymetli kağıtlar çıkararak halktan finansman sağlamak gerekebilir. Yoksa dışarıdan parayla olacak gibi değil… İnsanlar bisiklete alıştırılmak isteniyor, ama bunu teşvik edenler kendileri bisiklet kullanmıyorlar. Bir de bu konuda karar alıcılar, şehir içi trafiğin içinde değiller, araçlarını şoförleri kullandığından ve tercihli geçişleri kullandıklarından sıkıntıları görmüyorlar.
Özellikle şehir merkezlerinde otoparklar yeterli değil, ama bazı orta ölçekli yerleşim yerlerinde esnaf dükkanının önüne sabahleyin aracını par etmekte, akşam evine oradan gitmekte. Müşteri ne yaparsa yapsın, sonra da müşteri neden bize gelmiyor diye şikayet et…
Trafik kontrolleri emniyet müdürlüğünün yetkisinde, ama büyük şehirlerde o kadar ciddi görevler içinde emniyete bu hizmetler ikinci iş gibi geliyor. Bunun için büyük şehirlerde trafik hizmetleri Emniyetten ayrılarak yeni bir yapıya kavuşturulması gerekir. Emniyet, polisiye türünden hizmetleri yapmalı, trafik ise bunun ötesinde organizasyon ve planlama konusudur. Bu hizmetin belediyelere aktarılması bazen gündeme gelir. Burada akla rahmetli vali Recep Yazıcıoğlu’nun, “Valiler, trafik hizmetlerini kendi eskorttan dolayı yetkilerinden çıkarmak istemezler” sözü akla geliyor.
Trafik Vakfı veya benzeri vakıflarla trafikte araba çekme gibi hizmetler yapılırdı. Ama bunlar bu günlerde gözükmüyor, herhalde yetki sorunu olunca bunların çalışmaları sınırlandı.
Mevcut haliyle trafikte köklü tedbirler alınması zor, çünkü merkezi hükümet bir gruptan belediyeler de başka bir gruptan. Çözüm zor olunca sorunun çözümü büsbütün bırakılıyor. Ulaşım koordinasyon merkezleri de sonuçta zayıf bir yapıda, sadece karar alma organı, yaptırımları yok, finansman kaynakları yok.
Büyükşehirlerde binlerce cadde ve sokak vardır. Artık trafik sadece merkezlerde değil tüm çevrede de artmaktadır. Bu durumda Emniyetin trafik izdihamının yaşandığı cadde ve sokaklara polis vermesi zor. Trafik ışıkları da yeterli olmuyor. Big brother (kamera)lar da var ama, iş kamera koymakla bitmiyor… İnsan unsurunun davranışı, birbirlerine saygı önemli…
Çarşı, caddelerde sokaklarda iş merkezi olan yerler için teklifimiz: Kaymakamın veya yetki vereceği bir memurun başkanlığında, belediye temsilcisi, o mahallenin muhtarı, bölgenin iş adamları, okul varsa okul yöneticilerinden oluşan mini bir komisyonla cadde veya sokakta trafikte düzenleme yapılmasıdır. Mevcut haliyle her şey kendiliğinden gidiyor, böyle olması olağan ama bunun sınırı artık görünüyor, zaman ve yakıt israfı çekilemez hale dönüştü.
-
Henüz yorum yapılmamış.İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.