Türkiye ve dış siyaseti

Gündemin her gün değiştiği ve trol orduları tarafından çarpıtılarak yayın sürecine eklendiği ve bunun her gün defaatle tekrarlanan bir dönem ve günden tüm okurlarıma saygı ve sevgilerimi iletirim.
Cumhurbaşkanlığı ofisleri tarafından geçen haftanın gündemi olarak berlirnenen Türkiye-Afrika ilişkilerine değinmek istiyorum. Yaklaşık bir sene öncesinde "Türkler Özüne Dönüyor" demiştim sizlere bir kez daha tekrarlamak istiyorum. Afrika ülkeleri ile yapılan ihracat anlaşmaları ve Türkiye Cumhuriyetinin Afrika politikası; güneş batmayan ülkelerden, Sıcak deniz politikası güden ülkeler de dahil olmak üzere tüm dünya devletlerinin engelleyemediği bir operasyonu barındırıyor aslında. Sömürge olarka kaynaklarından faydalanılan Afrika ülkeleri; devletini, halkını, öz kültürünü kaybetmenin eşiğinde, kurtuluş olarak da ceddine muhtaç durumda kalmıştır. Türkiye Cumhuriyetinin ise Afrika da Libya'da başlatmış olduğu fitili ateşlemeye devam ederek, sömürge düzenine de zamanla ket vurmak istemektedir. Bu hususta Akdeniz’deki kıta sahanlığının; Dünya kamuoyun da büyük bir çalkantı oluşturduğunu unutmamak gerek. İçimizde ki muhalefet bloğu konuya sadece Akdeniz olarak bakarken, Ak Parti ve MHP'den oluşan hükümet, olayın ne derece önemli olduğunun idrakinde bir planlama ile Doğu Akdenizi, Libya Müzakerelerini ve Afrika Politikasını; güçlü ve kararlı bir biçimde yürütmeye devam ediyor. Milliyetçi Hareket Partisi lideri Sayın Bahçeli "bin bu hafta grup toplantısında yaptığı açıklamarına, Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoganın hafta içindeki tüm konuşmalarına şöyle etraflıca baktığımız da güçlü bir Türkiye’nin Avrupa ve Dünya kamuoyuna pazarlamasının yapıldığını görebiliriz. Hakeza ABD önderliğinde ki diğer ülkelerin geri adım atması bunun en büyük göstergesi.
Türkiye her zaman dış politika da doğu ve batı blokları arasında sıkışmış olsada son 10 yılda yapmış olduğu denge siyaseti riskli bir hal almış durumda. Türkiye artık içinde bulunduğu kozmopolit durumun ve coğrafi konumun meyvelerini yemesi için gerekli hamleleri yapması Türkiye; Göç politikası, bölge hâkimiyeti, etkisi altındaki bölge liderleri gibi kritik noktalar da elinde bulunan kozları güçlü bir iç siyaset ile yurt dışına servis ederek, içinde bulunduğu sıkışmış dış politikadan kurtulabilir bir nebze olsun nefes alabilir duruma gelecektir.
Tabi bir konun altını çizmek istiyorum; savaşlarda, en önemli cephe kendi şehrinizi müdafaa ettiğiniz cephedir. Bu hususta eğer ki iç siyasetini korumadan dış siyasette bu denli büyük adımları attığınız taktirde, gözünüz dışardan gelecek hamlelerdeyken birde bakmışsınız kaleniz çoktan yıkılmış.