TÜRKİYE’NİN DIŞ POLİTİKASI

Türkiye’nin dış politikada yalnız bir mücadele içinde olduğunu sürekli olarak söylemiştim. Bu yalnız mücadele içerisinde her ne kadar orta doğu devletleri ile çeşitli müzakereler gerçekleşse de nihayeti yine aynı kapıya çıkıyor. İran – Rusya – Türkiye zirvesinin hemen akabinde Irak da gerçekleşen İran destekli olaylar silsilesi yine bizi aynı noktaya çıkarıyor; Yalnızız… Türkiye – Yunanistan arasında çıkması muhtemel savaşın eşiğindeyiz. E hali hazırda Suriye ve Irak da askeri operasyonlar da devam ediyor. Dünya da özellikle Afrika ve Orta Doğu Devletlerinde toplam 48 adet askeri üstümüzün olduğu gerçekliğini ele alırsak; kaynayan bir kazanın içinde olduğumuzu ve atılabilecek herhangi bir yanlış diplomatik yada askeri adımın büyük sonuçlar doğuracağı aşikar. Doğu ve güney cephelerin güvenliğini temin etmeden ülkenin batı bölgelerinde bir cephenin daha açılması bizi bir hayli zora sokacaktır. Bu nedenle öncelikle güney cephelerinde, Suriye ve Irak da güvenli bölgeler temin ederek, batı cephesinde mücadeledeyken gelebilecek herhangi bir saldırıyı engellemek gerekiyor. Özellikle Kıbrıs ve Edirne de muhteşem bir askeri yapılanma söz konusu. Kıbrıs nüfusundan fazla Askerimizin şu anda o bölgede olduğunu ve Suriye, Irak gibi önemli bölgelerde savaşmış üst düzey askeri birliklerin, komutanlarında şu anda özellikle Kıbrıs da olduğunun duyumunu aldığımda; olası savaşın çok uzak olmadığını anladım.
Ordunun ve milletin üstüne düşen ciddi sorumluluk ve asli bir beka sorunu mevcuda yerleşmiş durumda. Sayın Erdoğan’ın yıllar önce yapmış olduğu konuşmanın başlıkları gittikçe artıyor. Gelin Hatırlayalım o sözleri; “Bir taraftan PKK, bir taraftan FETÖ, bir taraftan DAEŞ, bir taraftan PYD, bir taraftan YPG topunuz gelin!” Şimdi bu başlıklara; Yunanistan, Rusya, ABD, Irak, İran, İsrail… liste bir hayli kabarık… Beka meselesi denir ya kıymetli okurlar, işte tam beka meselesi… Vaktiyle Tanpınar; “Türkiye evlatlarına kendisinden başka bir şeyle meşgul olmak imkânını vermiyor” demişti. Son hamle, son çırpınış adına ne derseniz deyin. Bu ülke, bu devlet kısacası Türkiye; evlatlarına kendisinden başka bir şeyle meşgul olmaları için son kez güçlü bir şekilde sahaya çıkıyor. Bu mücadele neticesinde; Tarih kitaplarına isimler yazılacak. Türkiye Cumhuriyeti ve Türk Milleti; adını bir kez daha tarih kitaplarına altın harflerle yazdıracaktır. Su bulanmadan durulmaz… Kalın Selametle…