Uzaktan Eğitime “Yakından” Bakalım

Değerli okurlar, Öncelikle 2020-2021 yılı eğitim ve öğretim yılı hayırlı olsun. Bu yıl geçmiş yıllara bakarak eğitim-öğretim yılımız hayli farklı bir sistemle başlayacak. Uygulanacak olan uzaktan eğitim sisteminin ne kadar faydalı olup olmayacağını önümüzdeki günlerde göreceğiz. Ama bir gerçek var ki bu yıl oldukça sancılı bir eğitim-öğretim yılının tüm öğrenci, öğretmen ve velileri beklediği aşikâr. Covid-19 yayılım hızının nispeten de olsa kontrol altına alınabildiği mayıs ayında bazı kısıtlamaların kaldırılarak “Kontrollü Sosyal Hayat” dönemine geçildiğini hatırlıyoruz. Öncelikle 11 Mayıs'ta kuaförler ve alışveriş merkezleri, sonrasında 29 Mayıs'ta camiler ve 1 Haziran'da kafeler ve restoranlar sosyal mesafe kuralına uyulmak kaydıyla tekrar açıldı. Turizm sektörünün desteklenmesi amacıyla şehirler arası yolculuklardaki kısıtlamalar kaldırıldı, oteller sosyal mesafe ve hijyen kurallarına uyarak faaliyetlerine tekrar başladılar. Buraya kadar her şey gayet normal aslında, yani virüsle mücadele ederken bir şekilde ekonomi ve esnafta düşünülmek zorundaydı ve gerekli düzenlemeler yapıldı. Şimdi, bu bilgiler ışığında konumuza geri dönelim. Bu süreçte doğal olarak tüm vatandaşlarımız gibi öğrencilerimiz ve öğretmenlerimizde gerekli tedbirleri alarak sosyal hayatın içinde bulundular. Kimi arkadaşlarıyla kafede buluştu, kimi tatile gitti, kimi sokakta arkadaşlarıyla maç yaptı, örnekler elbette ki çoğaltılabilir. Ama yeni eğitim – öğretim yılı başlayacağı zaman riskli olacağı düşünülerek uzaktan eğitim istendi ve uygulanmaya başlanacak. Biraz da sorgulayan vatandaş gözüyle bakmak lazım: “Sahillerde, kafelerde, restoranlarda, alışveriş merkezlerinde bulaşmayan virüs, okulda mı bulaşacak?" Bir başka deyişle, "virüs alan ve mekân mı seçiyor?" Eğitim bir ülkenin temel taşıdır değerli okurlar ve en iyi eğitim okulda öğretmenin öğrencisine verdiği birebir eğitimdir. Uzaktan eğitim her ne kadar şu dönemde sağlık için önem arz etse de, bu dönemin özellikle öğrenciler için verimsiz geçeceği düşüncesindeyim. Sınıflardaki öğrenci sayısı azaltılabilir, eskisi gibi öğrenciler sabahçı ve öğlenci gruplara ayrılabilir, her gruptan sonra sınıflar dezenfekte edilebilir ve bir şekilde birebir eğitim yapılabilirdi. Sonuçta açılan her işletme buna sosyal mesafe ve hijyen tedbirlerini uygulayarak faaliyetine devam etti, okullarımızda da benzer tedbirler uygulanabilirdi. Ama gerekli özen ve itina maalesef gösterilmedi. Ayrıca düşünülmesi gereken bir husus daha var, uzaktan eğitim için gereken materyallerin temini konusunda da ailelere ekstra yük binecek. Zaten sürecin hem maddi hem manevi zorluğu insanları yıpratmışken bir de tabletti, bilgisayardı, bu masraflarla velileri zor duruma düşürmemek lazım. Umarım bu hususta devletimizin de velilere yardımları olur, yoksa durumu olmayan birçok öğrenci uzaktan eğitime epey uzak kalacak gibi görünüyor. Saygılarımla…