'Konya kadar başınıza …' diyeceğim ama!..

İster sosyal medya deyin ister algı yönetimi, her ne olursa olsun iyi niyetin olmadığı her paylaşım, her yorum asla cezasız kalmamalı diye düşünenlerdenim.
Birçok olay birçok şehirde zuhur ediyor ancak şehrimizde olan en küçük olay bile abartılarak ve siyasi malzeme yapılarak kamuoyuna servis ediliyor.
Bu Konya düşmanlığı nereden geliyor, nasıl bu kadar hoyratça sergilenebiliyor, anlamak güç gerçekten.
Şimdi merak ediyorsunuz, “Yine ne oldu da, böyle bir yazı hasıl oldu “ diye.
Aslında görenleriniz olmuştur diye düşünüyorum ama yine de bilmeyenler için konuyu özet geçmek, daha iyi anlamak için iyi olacaktır.
Hafta sonu gündeme gelen ve muhalif gazetelerin sosyal medya hesaplarında yapılan haberlerin yanı sıra CHP Uşak Milletvekili Özkan Yalım’ın da paylaşımında siyasi malzeme yapılan konu şu;
Net bilgi olmamakla birlikte Konya'da işten çıkarıldığını söyleyen vatandaş, 5 TL'lik banknotun üzerine "Cebimdeki son param bu 5 lira ile ekmek aldım. Ne acı" şeklindeki not düşmesi ve bunun yayılmasıyla dikkat çekti.
Daha sonra o 5 TL’lik banknotun görseli ile sosyal medyada yorumlar yapıldı, mahkemeler kuruldu. Bir kesimin olayı siyasallaştırması ise tepkiyle karşılandı.
Özellikle “AKP’nin kalelerinden Konya’da kriz manzaraları: 5 TL’nin üzerine yazıldı” notu düşerek olaya dikkat çeken CHP Uşak Milletvekili Özkan Yalım, sosyal medya hesabından paylaştığı bu fotoğrafa "AKP'nin kalesi Konya'dan elimize ilginç bir para geçti. Hakikaten ne acı bir durum değil mi? Bu vatandaş şimdi ne yapsın? Ne yesin? Ne içsin? Hani sosyal devlet anlayışı? Hani sizin işsizlik sigortası fonu?" notunu düştü.
Şimdi olaya geldiğimizde vatandaş böyle bir olay yaşamış, banknotun üzerine yazıyı da yazmış, bir anlamda mesajını ulaştırmak istemiş. Bunu da başarmış, tamam.
Ancak vatandaşın yazımının aksine “AKP'nin kalesi Konya'dan elimize ilginç bir para geçti” ifadesinin hangi tarafı masum bir değerlendirme, anlamak güç. Merak ediyorum, sayın milletvekili bu tür olaylardaki hassasiyetini şehirsel ayrımla mı gerçekleştiriyor. Mesela bu olay İstanbul’da, Ankara’da, İzmir’de olsaydı, aynı yaklaşımı gösterecek miydi?
Olay Konya'da olunca bu şehirde asla böyle şeyler yaşanmadığı anlamını mı taşımalı?
Peki o vekil, Konya’da billboardlarda eleman ilanı verildiğini ve kimsenin aç kalamayacağını, istediği an işine girip çalışmaya başlayacağını da biliyor mu?
Bugün artan enflasyonla birlikte vatandaşın alım gücünün düşmesine örnek gösterilecek birçok trajik hikaye yaşanabiliyor ancak bunları siyasi malzeme yapmak ve olayın iç yüzünü araştırmadan, sırf muhalif olmak adına kullanmak etik olmasa gerek.
Bu olay sadece bir örnek, birçok alanda bu tip örnekleri "Konya" ibaresi kullanılmış vaziyette görmek mümkün.
Beni geren olayın böyle malzeme yapılmasından çok, yapanların bu ülkeye yabancı olmayan kişiler olmasıdır. En azından ben öyle düşünüyorum. Yani yeri gelince Mevlana’dan, sanayiden dem vuranların, eline fırsat geçince kullanmak için birbiriyle yarışanlar olduğunu görmek "basitliğin Nirvana’sı" olarak değerlendiriliyor.
Siyasi arenada barışmadan, helallik almadan bahseden zihniyetin, her fırsatta toprağında ve mayasında sevgi, kardeşlik tohumu ekili olan topraklara nefret tohumları atması, altı boş siyasetten öte bir şey değildir.
Bu şehir siyasi malzeme yapılacak şehir değildir. Konya, sevginin, kardeşliğin, yardımlaşmanın en çok yaşandığı şehirlerin başında gelir. Amacı üzüm yemek olanların hepsinin, üzümünü yediği şehirdir. Belediyesi, kurumları, dernekleri, vakıfları ile ulaşılmaz bölgelere dahi yardım ulaştırıp sorunlarını çözmeye çalışan bir anlayış oldum olası vardır. Birileri Konya’yı karalamadan önce bu şehri iyi araştırıp ona göre konuşmalıdır.
İşten çıkarıldığını iddia edip trajik paylaşımı yapan kardeşimizin de, iş konusunda Konya’da sıkıntı çekmeyeceğinin bilinmesi elzemdir.
Kalın sağlıcakla…