14 MART TIP BAYRAMLARININ ONURLU İSMİ: DR. HİKMET BORAN

14 Mart Tıp Bayramı ilk defa 14 Mart 1919 da kutlanmıştı. Bu bir kutlama değil, tıbbiyeli öğrencilerin işgalcilere karşı, İstanbul’u ve ülkeyi işgal edenlere karşı isyanıydı. Başlarında tıbbiye 3.sınıf öğrencisi Hikmet vardı. İsyanı Hikmet organize etmişti. Tıbbiyenin kuleleri arasına astıkları büyük Türk Bayrağı ile başkaldırmışlardı. Öğrencilerin bu başkaldırısına Tıbbiyenin önemli hocaları da destek vermişlerdi. Bu başkaldırı milleti heyecanlandırmış, milli mücadelenin işaret fişeği niteliğinde olmuş ve işgalcileri telaşlandırmıştı.
Hikmet Bey, Sivas Kongresine ( 4-11 Eylül 1919) üç İstanbul delegesinden biri olarak katılmış ve Sivas Kongresindeki 38 delegeden biri olmuştu. O günlerde Amerika veya İngiliz mandasının kabul edilmesi gündemdeydi. Mustafa Kemal Paşa bazı arkadaşlarının manda fikrine kapılmasından büyük rahatsızlık duymaktaydı. Sivas Kongresinde Tıbbiye 3.sınıf Öğrencisi Hikmet Bey Mustafa Kemal Paşa’ya: “ Paşam, temsilcisi olduğum Tıbbiyeliler beni buraya İstiklâl davamızı başarmak için gönderdiler. Mandayı kabul edemem... Bunu kabul edecek olanları şiddetle redderiz. Örneğin “manda düşüncesini siz bile kabul etseniz,size de reddediriz. Mustafa Kemal’i vatan kurtarıcı değil, vatan batırıcısı olarak ilan eder ; şiddetle karşı koyarız!” diye hitap etti.
Mustafa Kemal Paşa Hikmet Beyin bu tepkisine hiç kızmadı. Aksine mutlu oldu. Müsterih ol çocuk dedi. Gençlikle gurur duyuyorum. Azınlıkta kalsak bile, mandayı kabul etmeyeceğiz. Parolamız tektir “YA İSTİKLÂL,YA ÖLÜM”. ( Mustafa Kemal sevdiği insanlara çocuk diye hitabederdi). Hikmet Bey mandıcların karşısına dikilmekle kalmamış; yaptığı teklifle Milli Mücadele yıllarında ülkenin çeşitli yerlerinde kurulmuş olan müdafaa teşkilatlarının, “Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti“ olarak birleştirilmesini sağlamıştı. Ankara’da TBMM kurulunca Hikmet Bey ve arkadaşı Yusuf Balkar Askeri Tıbbiyedeki eğitimlerini bırakarak Ankara’ya geldiler. Cebeci‘deki Asker Hastenesinde görevlendirildiler ve zamanın zor şartlarında önemli görevler yaptılar. Sıhhiye Subayı olarak Büyük Taarruz’a katılan Hikmet Bey, Zaferden sonra İstanbul’a dönmüş Tıp eğitimini tamamlamıştı.
Büyük kaabiliyet, büyük sanatçı rahmetli Orhan Boran’ın babası olan Tabip Yarbay Hikmet Boran, Sarıkamış’ta görevli iken, karda mahsur kalan mehmetçiklere ulaşmaya çalışırken ciğerlerinini üşütmüş, verem hastalığı sonucu 44 yaşında 1945 yılında dünyaya veda etmişti. Mezarı Karacaahmet Şehitliğindedir. Dr. Hikmet Boran, Büyük Atatürk’ün “ Fikri Hür, İrfanı Hür, Vicdanı Hür “ diye tanımladığı, kendi kuşağının ve kendinden sonra gelen nesillerin en büyük temsilcisidir. O’nu saygı ve minnetle anarız.
Ülkemizde batılı anlamda tıp eğitimine Sultan 2. Mahmut döneminde 14 Mart 1827 tarihinde, Tıbbiyenin kurulması ile başlanmıştır. Bu sebeple 14 Mart günleri ülkemizde Tıp Bayramı olarak kutlanmaktadır. Kahramanmaraş depreminde kaybettiğimiz binlerce insanımızın arasında yüzlerce hekimimiz ve sağlık elemanlarımız da vardır. Bu büyük felaket, ülkemize sadece can ve mal kayıplarına sebep olmamış, her alanda iyi yetişmiş insan kaynağımıza da büyük zarar vermiştir. Tıp Bayramlarında sadece hekimler değil, her yönden büyük kayıplarımızın dile getirilip, hatırlanacağına şüphe yoktur. Kaybettiğimiz insanlarımızın hepsini üzüntüyle, rahmetle anarız. Allah ülkemize böyle acılar bir daha göstermesin.