2023 YAKLAŞIRKEN

Erken yapılması şimdilik düşünülmeyen ve 25 Haziran’da yapılacak olan genel seçimler ile ilgili beyanatlar ve görüşler belirginleşmeye başladı. Cumhur İttifakı’nı destekleyen partiler ve cumhurbaşkanı adayı ile ilgili belirsizlik görünmüyor.
Geçen hafta Millet İttifakı ya da ittifakta zahiren görünmeyen ancak gönlü ittifakta olan parti ve muhtemel cumhurbaşkanı aday adaylarının durağan hallerinden sıyrılarak bazı görüşler açıkladığı görüldü. Önce 11. Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül Bey’in Mansur Yavaş ile ilgili açıklaması gündem oldu. Gazeteci Şaban Sevinç, Gül ile ilgili ses getiren bir açıklama yaptı. Sayın Gül’ün adaylığı konusunda CHP’li bir milletvekili ile görüştüğünü söyledi. Sayın Gül’ün aday olma hevesinin olduğunu etrafındakilere söylediğini ayrıca “Kemal Kılıçdaroğlu’nun aday olması durumunda kazanma şansının olmadığını” dile getirdiğini iddia etti. Sevinç’e göre Gül, adaylık için ismi geçen Mansur Yavaş’la ilgili olarak da “Bu makam çocuk oyuncağı değil. Beypazarı Belediye Başkanlığı, cumhurbaşkanlığı için referans olamaz.” ifadesini kullandı.
Tabii ki Sayın Gül’ün fikridir. Ancak bu ifadede Sayın Yavaş’tan ziyade belediye başkanlığının küçümsenmesi yok mu? Geçmişte belediye başkanlığı yapanlar Türkiye’de ve dünyada başbakanlık ve devlet başkanlığı yapmadılar mı? Hani demokrasi ve kalkınma yerelden başlardı? Belki de kiminin yanında olmaya hevesli olduğunuz kiminin de kuruluşunda içerisinde bulunduğunuz bazı siyasi partilerin gönlünüzdeki kamuoyu desteğini bulamamasının hezeyanı mı? Kamuoyundaki algı şu maalesef: Abdullah Bey işini garantiye almadan aday olmaz. Ancak cumhurbaşkanlığı eskilerde uygulamada atama ile yapılıyordu. Yol arkadaşınız, “Arkadaşım Gül, adayımızdır.” Dediğinde bir bakıyorsunuz, cumhurbaşkanı olmuşsunuz. Ancak şimdilerde reisicumhuru halk seçiyor. Halka inmekten korkmamak lazım. Vatandaş destek verirse, bir farklı ifadeyle “atanmış değil, seçilmiş cumhurbaşkanı” oluyorsunuz!
Bir diğer açıklama altılı masaya teğet duran HDP’den. HDP Eşbaşkanı Pervin Buldan Van’da icra edilen mitingde şu ifadeleri kullandı: Yetkili kurullarımızda bir görüşme yapmadık. Adaylık konusunda isim konuşmadık. Ancak kesinlikle destek vermeyeceğimiz iki isim var. Bir tanesi Sayın Akşener, diğeri de Sayın Yavaş’tır. Hatta iki farklı ittifakla seçime gireceklerini, bunlardan birinin Türkiye soluyla Emek ve Özgürlük İttifakı diğerinin de Kürtlerin İttifakı olduğunu söyledi. Daha önceleri ifade etmiştik, bu tür ittifaklarda karar mekanizmasında en müşkül durumdaki parti, İYİ Parti’dir diye. Buyurun cenaze namazına! HDP milliyetçi kesimden hem Akşener hem de Yavaş’ın adaylığına tepki koyuyor. İYİ Parti 6’lı masada dünya görüşleri birbirine uyum sağlamayan partilerle bir arada. CHP ve onu destekleyen HDP ile bir masada karar almak…
Buradan bir adayın şu aşamada çıkması mümkün mü? İYİ Parti’nin zor süreci şu anda CHP’nin omuzlarına bindi. Kendisi ve karşısında 5 (kısmen) muhafazakâr aday. Sayın Akşener ve diğer liderleri küstürmeyip HDP seçmenine göz kırpmak nasıl olacak ki? Bu süreci idare etmek için lider ya da liderler lazım. CHP şunu biliyor, HDP’nin şu andaki desteğinin iki katı büyüklüğünde bir İYİ Parti var. Hem kızı vermeyip hem dünürü küstürmemek, zor zanaat.
6’lı masada Sayın Davutoğlu cumhurbaşkanlığı adaylığı için en donanımlı kendini görüyor. Dışişleri bakanlığı ve başbakanlık yapmış bir isim ve son kertede beklentisi var. Sayın Ali Babacan da “6’lı masadan bir aday çıkmazsa, ben adayım.” diyor.
Diğer taraftan CHP parti yönetiminin potansiyel adayı Sayın Kılıçdaroğlu. Belki Sayın Kılıçdaroğlu’nun düşüncesi, 6’lı masada bir anlaşma olmazsa bütün partiler ya da ittifaklar kendi adayını çıkarır. Kendine göre, muhtemelen 2. tura kalsam dahi koltuğa oturur, geçmişteki başarısızlığımı da kapatırım.” düşüncesindedir.
Bu arada çok farklı insanlar gündeme müdahil olmaya başladılar. Geçmiş Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, “AK Parti’nin MHP ile ittifakını bir cinnet hali olarak değerlendiriyorum.” Açıklamasında bulundu. MHP, Sayın Çelik’e cevaben, “Onun yeri ve gönlü ‘Kandil’dedir.” dedi. Ancak Sayın Çelik’in açıklamasına bir anlam veremedik. Diğer bir talihsiz açıklama da şu, bir AK Parti’li yetkili, “Yüksek enflasyon dar gelirliyi etkilemez.” dedi.

Önümüzdeki gün ve aylarda belirgin bir şekilde siyasetin ısınacağı aşikâr. Partiler önce kendi içlerine ve eğitimlerine daha sonra halkın içine inecekler.
Ahir kelam, yoğun bir siyasi ortam bizleri bekliyor. Saygılarımı sunuyorum.