28 ŞUBAT’IN 28. YILI
28 ŞUBAT’IN 28. YILI- Mehmet HANÇERLİ- Yeni Meram Gazetesi
Postmodern darbenin 28. yılı anılıyor. Takdir edersiniz ki iyilikleriyle, güzellikleriyle değil. Demokrasinin rafa kaldırıldığı, ülkenin siyasi ve ekonomik olarak darboğaza sokulduğu, sanayi terimlerini dahi bilmeyenlerin balans ayarından bahsettiği bir gün. O zamanların sevimsiz generallerinden Çevik Bir efendinin Sincan’ın sokaklarında demokrasiye ayar vermek adına tankları yürüttüğü nahoş bir yıl.
Bahanesi kolay bulundu. Bir taraftan tırmandırılan terör diğer taraftan o günkü en önemli tehlike sayılan irtica dahası da o zamanki Sincan Belediye Başkanı Bekir Yıldız ayrıca İran Büyükelçisi ve İstanbul Başkonsolosunun katıldığı Kudüs Günü kutlaması. O zamanki siyasi atmosfere uymayan ve 31 Ocak 1997’de icra edilen Kudüs Gecesi tam manası ile bir kalkışma olarak görüldü. Salona Hamas ve Hizbullah örgütlerinin büyük boy posterleri asılmıştı. Program esnasında yapılan konuşmalar demokratik laik devletin denklemine uymayan konuşmalardı. Sonrasında Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller’in talimatları ile İçişleri Bakanı Meral Akşener tarafından devrin Sincan Belediye Başkanı görevden alındı. Başkan ve çalışanların bazıları ile ilgili “Hizbullah Terör Örgütü Üyeliği” ve “Yardım ve Yataklık” suçlarından soruşturma başlatıldı.
O zamanlarda iktidarda Refahyol hükümeti var. Rahmetli Erbakan Hoca’nın da ifade ettiği gibi ileride tek başına iktidarı muhtemel olan Refah Partisi koalisyona götürülecekti. Hatta Refah Partisi ile hükümet kurmak istemeyen Doğru Yol Partisi ve Tansu Çiller çok çabuk ikna ettirildi. Niyet açıktı, vatandaşların geçmiş iktidardaki kızgınlığını geçirecek bir Refah- Yol hükümeti, ardından kaos ardından ortaklardan Doğru Yol Partisi’nin istifası ardından Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in canına minnet hükümetin görevden alınması. Hulasa Refah Partisi’nin tek başına iktidarının engellenmesi gerçekleştirildi. Zira Refah-Yol iktidarı fazla uzun sürerse yerel yönetimlerde olduğu gibi iktidarı teslim aldığında gitmek de bilmiyordu.
İnsanımızın aklında Sayın Rahmetli Başbakan Necmettin Erbakan’ın 28 Şubat sürecinde boncuk boncuk terlemesi kaldı. Göreceli bir kavramın arkasına sığındılar. “İRTİCA.” O zamanlar hortlatılan irtica şu günlerde sakin duruyor. Tank yürütmeler 28 Şubat’tan sonra da başarılı olamadı. Hatırlarsınız 15 Temmuz 2016’da tank yürütmeye çalışanlar aynı süreçte iç çamaşırlarıyla kaldılar.
Mahkeme kararıyla cezası ev hapsine çevrilen yüzü ile sevecenliği kalmamış bir Çevik Bir ve üst düzey komutanlar 28 Şubat sürecinin bin yıl süreceğini vurguladılar. Ne garip tecellidir ki daha 20 seneden sonra da kendileri yargılanmaya başladılar. Nerelerden nerelere geldik, o günkü demokrasi ve siyaseti üzerindeki vesayete bir bakın. Şimdilerde kimse kuvvet komutanlarının ismini ezbere bilmiyor. Doğru olan bu. Ama bugün cumhurbaşkanı, başkomutanlık vasfıyla kuvvet komutanlarına yumruk sıkan ana muhalefet partisi başkanına ayağını denk almasını söylüyor.
Kamuda, okulda ve diğer alanlarda hürriyet geldi, başörtüsü geldi. Farklı inanç özgürlükleri bir bir gelirken inanın irtica falan hortlamadı.
İnsanımız korku imparatorluğu kuran, Demokles’in kılıcını hiçbir zaman kınında tutmayıp başının, ensesinin kökünde hissedenleri unutmamalı. Herkes işini en iyi yapacak. Demokrasiye balans ayarı vermek kimsenin hakkı da değildir, haddi de değildir.
Postmodern gasbın 28. Yılı.

-
Henüz yorum yapılmamış.İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.