ABD’NİN ATEŞKESE VETOSU

Dünya bilinen tarih içinde hep dengeler üzerinde olmuştur. Genelde de 1.Dünya Savaşının sonuna kadar büyük devletler bu dengeleri sağlamıştır.15. yy başından 20. yy başına kadar bu dengeyi cihan devleti Osmanlı sağlamıştır. 1.Dünya Savaşından galip çıkan devletler 10 Ocak 1920 tarihinde Cemiyet-i Akvam ismi ile uluslar arası bir kurum oluşturmuş. Kurumda ham güç İngiltere olmuş. Ülkemiz de bu kurumun üyesiymiş. 2.Dünya Savaşı sonrasına kadar bu kurum devam etmiştir. 2.Dünya Savaşı sonrası galip devletler yine 24 Ekim 1945’te dünyanın barış ve güvenliğini sağlamak için Birleşmiş Milletler Teşkilatını kurmuşlardır. BM’de hakimiyet tamamen ABD kontrolünde bulunmaktadır. O ne derse o aleyhe alınan kararlar bile yaptırıma uğramaz. BM’nin 196 üye devleti var. Ülkemiz de üye… Teşkilatın genel kurulundan başka bir de 15 üyeli güvenlik konseyi bulunuyor. Bu konseyin 10 üyesi genel kurulda bulunan üyelerden seçimle, 5 üyesi de değişmeyen daimi üye... Bunlar ABD, Çin, Rusya, Fransa ve İngiltere’den oluşur. Daimi üyelerin veto yetkisi var. Herhangi bir tasarıyı bu ülkelerden biri veto ederse o tasarı BM’de kabul edilmiş olmaz, uygulanamaz da. Cemiyet-i Akvam da BM de kurulduğu günden itibaren sürekli mazlum milletlerin aleyhine kararlar almış, haçlılar ile İsrail’i korumuştur. İsrail kıytırık da olsa esasen aleyhine verilen kararlara da hiçbir zaman uymamıştır. Herhangi bir uluslar arası yaptırımla da karşılamamıştır. Çok yakın geçmişte de bu böyle olmuştur.
21. yy başlarındaki günümüzde İsrail Gazze’de din kardeşlerimize soykırım uyguluyor. Bu vahşete karşı BM‘de ateşkes karar tasarısına ABD yine hayır oyu vererek veto etti. Yancısı İngiltere’de çekimser oy verdi. Hayret ki ne hayret! Bu vahşete dünyadaki vicdan sahibi herkes dur derken ABD ateşkes tasarısını veto ediyor. Zaten başta ABD ve genelde Avrupa bu vahşeti destekliyor. İsrail’e para ve silah veriyor. Bu da gösteriyor ki artık BM fonksiyonunu yitirmiştir. Dünyadaki barış ve güvenliği sağlayamıyor. Acilen yapısal değişikliğe gidilerek işlevli hale getirilmelidir. Cumhurbaşkanımızın ‘Dünya beşten büyüktür’ söyleminin arkasındaki gerçekte budur. BM’deki istenen yapısal değişiklik meydana gelmezse zaman kaybetmeden Türkiye öncülüğünde İslam Birleşmiş Milletleri kurulmalıdır. Dünya barışı ve güvenliği için mazlum ve mağdur milletlerin sömürü ve esaretten kurtulması için bu elzemdir.