Başörtülü hakimin kararı- Mustafa KAPLAN- Yeni Meram Gazetesi
1974-1978 yıllarında Selçuk Eğitim Enstitüsünde(NEÜ Eğitim Fakültesinde),1985-1990 yıllarında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinde öğrenci idim. Her iki okulda da başörtülü öğrencilerin nasıl zulme uğradıklarını çok yakından biliyorum. Selçuk Eğitim'de kapıdan içeriye alınmayan arkadaşların feryadını bizzat gören bir kişiyim. Hukukta iken tam da sınav sırasında başörtülü diye dışarıya atılan öğrenciler gördüm. Okul müdürünün çağırarak ya başını aç ya da okulu terk et dayatması karşısında başını ağlaya ağlaya açan öğretmenleri bilirim. O arkadaşlarla birlikte ağladığımızı hatırlarım. Avukat başörtülü diye duruşmaya kabul etmeyen hakimler bilirim. Konu ile ilgili bir de hatıram var: Konya Ereğli Adliyesinde bir duruşmada karşımdaki avukat başörtülü bir hanımdı. Duruşmaya başladık. Duruşmanın ortasında hakim kafasını kaldırdı ve o hanıma seni kim aldı duruşmaya, çık dışarıya kardeşim, demez mi tavan başıma çöktü sanki. Yarım saat tartıştık. Kabul etmedi. Ben de duruşmaya devam etmedim. O arkadaşla birlikte dışarıya çıktım. Tüm ülkenin şahit olduğu hatıralarda var. Okul birincisi olduğu halde başörtülü diye birincilik ödülü verilmeyen, ağzı kapatılarak konuşması engellenen, o halde kürsüden aşağıya indirilen öğrencileri görmedik mi? Bu örneği çokça yaşamadık mı?
Bunca zulmü yapan kimdi, CHP zihniyetinin bürokrasi… 2010 yılına kadar CHP zihniyeti her zaman iktidarda olmasa da bürokraside her zaman iktidarda idi. Bu ülkede askeri vesayet kırıldı, geriledi. O zaman bürokrasi de geriletilebildi. Ancak her an pusuda bekliyor. Buna en güzel örnek CHP’li Fikri Sağlar’ın çıkışıdır. Fikri Bey mealen başörtülü hakimin dağıtacağı adaletten kuşkuluyum, diyor. Zihniyet bu… 30 yıllık avukatım, hakim taraf tuttu diyeni duydum ama başörtülü hakim taraf tuttu diyeni hiç kimseden duymadım. Bir hakim tabii hukuk normları, Anayasa, yasalar ve vicdani kanaati ile karar verir. Karşısındaki kişilerin şekline göre değil. Kaldı ki hakim kararları sırf hukuki normlara göre olamaz, illaki vicdani kanaate göre de olmalıdır. Olaylar, normlara tam uygun da olmayabilir. Vicdani kanaati besleyen de manevi değerler ve dini öğretilerdir. Ateist bir hakim böylesi değerlerden yoksundur. Peki Allah, din, cennet, cehennem tanımayan o hakimin verdiği kararlar nasıl olabilir? Bay Fikri, bu hakimden de kuşku duyacak mı?