BAYRAM BİTTİ, FATURASI ÇIKTI

Bir Kurban Bayramı'nı daha maziye uğurlarken 9 günlük tatil sonrası hayata yeniden bir başlangıç bugün itibari ile başlıyor.
Aslında başlangıcı bizler gibi bayramın dördüncü gününden itibaren yapanların sayısı da oldukça fazla ancak memurlar ve bazı özel sektör çalışanları bayramı uzatmalarla 9 gün yaşamış oldu.
Sıcak, huzurlu ve meşakkatli bir bayram yaşandı. Trafik kazaları dışında ülke genelinde topluma yansıyan üzücü hadiselerin olmaması da ayrıca sevindirici tabii ki. Diyarbakır Mardin sınırındaki yangın faciası ve Gazze’deki soykırım hariç.
Soysuz Siyonist terör devleti İsrail Gazze’de dünyanın gözü önünde soykırım katliam yapmaya, bebek genç yaşlı kadın erkek demeden, korunaklı alan güvenlikli alan dinlemeden bombalamaya ve soykırım yapmaya devam ediyor. Her ne kadar dünyanın birçok ülkesinde protestolar olsa da bu katliamları durdurmaya yetmiyor.
Bölgede 7 Ekim'den bu yana devam eden saldırıların bilançosunun da yer aldığı açıklamaya baktığımızda, hayatını kaybeden sivillerin sayısının 37 bin 598'e, yaralıların sayısının ise 86 bin 32'ye yükseldiğini görüyoruz. Tabi bu resmi rakam yani hastaneye gelen veya ölüm olarak bildirilen. Bunların yanında bir de bildirilmeyen ve o enkazların altında olanları düşünün. O durumda rakam 37 binlerin kat be kat üzerinde olduğunu göreceksiniz. Bireysel olarak elden gelenler elbette yapılıyor ancak olay devletsel yaptırımdan geçiyor. Ancak bu zamana kadar hiçbir devletin de katil İsrail’e lafının geçtiğini görmüşlüğümüz yok. Yardakçısı ABD ve bazı Avrupa devletlerinin desteği ile kuduzluğu daha fazla artan katil terör devleti, salyalarını akıtarak katliamlarını sürdürmeye devam ediyor.
Bu konu sadece bu dünyada kalmayacak elbette, bu katliama çanak tutanlar, sessiz kalanlar, özellikle İsrail’in finansörü konumundaki sözde “Müslüman” Arap devletleri de adalet terazisi kurulduğunda büyük hesap verecek. Çünkü dinin dilin rengin dışında insanlık yok oluyor.
**
Evet, yazının başında ifade ettiğim gibi bayram bitti ve artık iş güç zamanı. Bu işler güçler sadece çarşı pazarda değil, hayatın her anında yeniden start verilmiş olacak. Ağırlıklı gündem hiç şüphesiz ekonomi olacak.
Ekonomi enflasyon demişken bayram tatilcilerinin tatil yörelerindeki serzeniş ve ıstıraplarına da takılmadan geçmek olmaz. Bilmiyorum, siz çevrenizde denk geldiğiniz mi kredi çekip borç harç tatile giden ve orada da bir suya bilmem ne kadar, bir karpuza bilmem ne kadar ödeyip kafayı yiyenler?
Ben birkaç bayram ziyareti gerçekleştirdiğimde eş dostun sohbetlerinde denk geldim böyle duruma. Ve haliyle merak ettim, sordum. Bu tatil olayı o arkadaşların olmazsa olmazı veya vazgeçilmezi miymiş diye. Büyük çoğunluğunun zar zor denk getirip gidenler olduğunu da öğrenmiş oldum.
Ya arkadaş, piyasaların durumu belli, ekonomi belli, kimsenin yarına ekonomik anlamda garantisi yok sen çıkıp borç harçla tatile gidiyorsun bir de serzenişte bulunuyorsun.
Sözüm parası olup gidene tatilini yapana değil, ancak cep delik cepken delik durumu varken bir ton borca girip gitmek hangi akla hizmet gerçekten merak ediyorum.
Ülke olarak ekonomimiz iyi olsa da herkes gitse, elbette en doğal olanı bu ancak kendimi bildim bile öyle ağalar paşalar gibi tatil yapmak bir türlü nasip olmadı.
Ben hatırlamıyorum.
Ancak kendi imkanlarınızla kamp türü tatil vs. olacak ta gideceksiniz şöyle 4-5 gün hava değişimi yaşayacaksınız. Ama şu zamanda o bile mümkün değil. Ancak ileride durumlar düzelir, şartlar oluşur, herkes rahatça çoluğunu çocuğunu alır tatiline gider.
Şu durumda biten bayram ve tatilin faturasını ödeme zamanı.
Kalın sağlıcakla.