BİR ŞEY GİDİYOR HER ŞEY BİTİYOR
BİR ŞEY GİDİYOR HER ŞEY BİTİYOR- Lütfi AYHAN- Yeni Meram Gazetesi
Tanıdığımız birinin aniden ölmesi, sağlıklı bir insanın trafik kazasında hayatını yitirmesi, civan gibi bir delikanlının askerde şehit düşmesi, gencecik, sağlıklı bir kızın birden dünyasını değiştirmesi... Böyle anlarda her akıllı ve her vicdanlı insan hayat ve ölümle ilgili düşüncelerinde büyük sarsılmalar yaşar. Çünkü sapasağlam, dipdiri, sağlıklı, güçlü olan bir insan bir anda gidiveriyor. Ne oldu da böyle oldu? O gençten, o gök ekinden, o pembe gül'den bir şey kaybolduki ölüm dediğimiz olay vuku buldu. Her şeyi değiştiren bu şey ne?
Bir şey gidiyor, her şey bitiyor. Ne gidiyorsa onun gidişinden sonra insan yürüyemiyor, elini kaldıramıyor, gözünü açıp bakamıyor, kulağı duymaz, gözü görmez, burnu koklamaz, dili söylemez hale geliyor. Bedeni adeta taş kesilip cansız bir varlık haline dönüşüyor. Ne oldu da yarım saat önce, dipdiri olan, konuşan, gülen, eğlenen, duyan, koşan, şaka yapan bu insan taş kesildi? Neyi kaybetti de bu hale geldi bu yiğit ? Hayatın en önemli sorusudur bu soru.
ÖLMEDEN ÖNCE ÖLMEK
Tasavvufta (İslam Ahlakında) bir kural vardır o da : hak yolunun yolcusu olan kişi, bizden katiyen ayrılmayan, adeta gölgemiz olan ve ne zaman harekete geçeceği belli olmayan ecel (ölüm) için her gün tefekkür etmek. Bunu sadece dervişler mi yapar? Bilakis aklı olan, vicdanı olan, ahirete inanan ve her gün binlercesine şahit olduğu ölüm gerçeğini gören herkes yapar/ yapmalı.
Duyarlı müminler bu eylem için hususi bir zaman ayırırlar. Hayalen düşünürler, "... işte Azrail canımı almak üzere geldi. Canımı alıyor, aldı..." (Bu arada da sadık kullar şu duayı mutlaka yaparlar, "Allah'ım, ölüm anımı, son saniyemi şehadetle bitirmem mevzuunda bana yardım et. Rabbim o anda şeytanın ve nefsimin şerrinden beni koru. Kelime-i şehadet getirirken canımı al..) Sadık kul sonra öldüğünü kabul ederek, çoluğunun, çocuğunun, sevenlerinin başında toplandığını, ağlayıp üzüldüklerini düşünür. Üstünde bir çorap kalmayıncaya kadar her şeyinin çıkarıldığını hayal eder. Sonra evinden çıkarılıp teneşir tahtasına konulduğunu, yıkandığını, kefenlendiğini, tabuta konulduğunu tefekkür eder. Bir ömür boyu emek vererek, çalışarak büyük fedakarlıklar yaparak kazandığı her şeyin( para pul, ev bark, makam, şöhret, eş, dost, hısım, akraba, çoluk cocuk, devlet millet, vatan bayrak..) bir anda bitip sonlandığını kabul eder. Sonra tabutunun musalla taşına konduğunu, cenazesinin kılınıp helallik alındığını, ebedi istirahatgahı olan mezarına indirilirdiğini, saptırmaya (yüzü kıbleye gelecek şekilde) konulduğunu, arkasına ahşaptan, betondan veya taştan siperler konulduğunu ve ilk önce en sevdikleri olmak üzere herkesin hızlıca mezarına toprak atmaya başladığını, bu arada Kur'an'lar okunduğunu hayal eder. En sonda da hocanın telkin vererek herkesin oradan ayrıldığını düşünür.
Bu tefekkürü sık sık içten ve samimi olarak yapan herkes öyle veya böyle etkilenir, adımlarını daha dikkatli atar. Hayatımızı buna göre yaşarsak, ömrümüzü bu gerçeklerin gölgesinde geçirirsek, sonsuz hayatta, sınırsız mutluluğa kavuşup ebedî huzura ereriz.
Bu konuda maddecilerle manacılar, inananlar ile inanmayanlar arasında şöyle bir fark var: Ölümden sonraki hayata inanmayan insanlar böyle bir tefekkürü ağızlarının tadını kaçırdığı için yanlış bulurlar. Buna rağmen de ölürler. Öldükten sonra onlara " ... yahu siz ölümden sonraki sonsuz hayata inanmıyordunuz. Bu sebepten sizi mazur görüyoruz hadi toprak olun gidin." denmiyor, tam tersi (bütün kutsal kitaplarda) onlara deniyor ki, " biz size kitaplar indirmedik mi, peygamberler göndermedik mi, akıl vermedik mi, tefekkür yollarını göstermedik mi " süalleri sorulur sonrada çıkmamak üzere büyük bir azaba duçar olacakları cehenneme konulurlar.
Sonsuz hayatın başladığı o anda, kâfirlere, münafıklara, inkarcılara, bu büyük cehaletleri bir fayda vermeyecek. İnananlara ( müminlere) ise doğrudan, bazı günahları varsa onların ceremelerini (az bir zaman da) çekerek Allah'ın izniyle İmanları sayesinde sonsuz mutluluğa erecekler, cennete girip Cemali seyre kavuşacaklar. Rabbim sonumuzu cennet eylesin. Amin
-
Kerameddin Orhan2022-12-28 20:54:33ALINTI "Fenersiz mum İman, bir muma benzer, ibadetlerse fener, Fenersiz olan bir mum, bir gün kolayca söner." Cenab-ı Allah akıbetimizi hayr, imanımızı yoldaş eylesin. Amin