BU İZZETLİ DİRENİŞİN ARKASINDA...

Yıl olmuş 2024. Felaketlerin sağanak sağanak gezegenimize yağdığı bu çağda, hayatta ve ayakta kalmak büyük bir mucize. Kaldığımızda da mutlu değiliz. Çünkü “sağ kalanların mutsuzluğu sendromu” var.
Masum insan ve çocukların katledildiği, yüz binlerce insanın aç-susuz bırakıldığı bir zamanda dünyaya yön veren devletler 3 maymunu oynuyor. Bu devletlerin halkı, din dil ırk ayrımı gözetmeksizin, sadece vicdanlarının sesini dinleyerek, seslerini daha gür çıkarıyorlar.. Bazı lüzumsuzlarda diyor ki: Biz Araplara niye yardım ediyoruz?
Kıymetli dostlar, ülkemizde gündem çok hızlı bir şekilde değişebiliyor. Filistin her daim gündemimizde taze kalmalı. Sosyal medyada diri diri yakılan çocukların videolarına bile bakamıyorsunuz değil mi? İşte bizim bakamadığımız o videoları o çocuklar insanlar canlı kanlı yaşıyorlar.. Kelam bitti, mürekkep tükendi.
Filistinliler, Türkiye, Ürdün ve Mısır’a; Refah Sınır Kapısı’na uygulanan ablukayı kırmaları ve yardım kamyonlarını içeriye sokmaları çağrısında bulundu. FİLİSTİNLİ ÇOCUKLAR AÇLIKTAN ÖLÜYOR! Daha neyi bekliyoruz, bilmiyorum.. Sözün tükendiği yerdeyiz.
Düşünebiliyor musunuz, tam 57 İslam ülkesi olmasına rağmen bu ülkeler bırakın saldırıları durdurmayı, bırakın ticari ilişkileri kesmeyi, sınır kapılarını açıp kendi kardeşlerine gıda ve en temel insani ihtiyaçları bile ulaştıramamışlardı.
Bu katliamı eli kolu bağlı izleyen liderler; Siyonist İsrail, sizin kırmızı çizgimiz ve kutsalımız dediğiniz topraklara 77 bin ton bomba yağdırdı, 80 bin insanın evini enkaza çevirdi. Kardeşimiz dediğiniz 15 bin çocuk, 10 bin kadın 35 bin Müslümanı şehit etti. Artık anlayın ki, “zulmün kurşunlarla, silahlarla ve füzelerle yapıldığı bir dünyada adaleti yalnızca kelimelerle ve kınamalarla sağlayamazsınız..
Gazze bize tekrar gösterdi ki:“İslam, savunulması gereken bir ideoloji değil, yaşanılması gereken bir dindir.”
Gazzeli çocuğun şehit olmadan önce babasına söylediği son sözler: “Baba Kevser havuzunu ve iki tane çok büyük saray gibi ev görüyorum..” Videolarını bile hayretler içerisine izliyoruz değil mi?
Çünkü bu izzetli direnişin arkasında: İman ibadet huşu zikir var.. Allah'a tam teslimiyet var..
Şimdi, tek bir yürek olalım, birlikte haykıralım. Yakındır Kıyam!.. ‘Şimdi değilse ne zaman? Bu soykırımı izleyip zillet içinde yaşamaktansa, izzetli bir şekilde savaşıp “ya zafer ya şehadet“ diyecek ümmetin yiğitlerinin artık gür bir sesle bu talebi haykırması gerekiyor. Vesselâm.