DERİN ANALİZ-2

Daha önce doğu ve Güneydoğu'daki sınır karakollarımızda emperyalist kaynakların aleyhimize tezgahladıkları istihbarat bilgileri sonucunda yüzlerce toplu askerlerimizin, polislerimizin ve korucularımızın katledildiğini çok iyi biliyoruz. Bu gerçeği hiçbir zaman unutmamamız gerektiğini düşünüyorum. Ayrıca büyük şehirlerimizde tren garı/otogar /market /eğlence yerleri konsolosluklar /düğün salonları vesaire alanlarda bombalı eylemlerle yüzlerce insanımızı askerimizi kaybettiğimizi çok iyi hatırlamamız gerekir diye düşünüyorum. Çocuklarımıza otogar, gar istasyonları,  market gibi toplulukların olduğu yerlerde çok bulunmamaları konusunda uyarmak zorunda kaldığımız günleri yaşadığımızı unutmayalım.

-40 yıldır devam eden ülkemizi ekonomik siyasi sosyal alanlarda ciddi kayıplara ve yıpranmasına neden olan terör olgusuyla ilgili devletimiz çok önemli iki projeyi hayata geçirmek istemiştir. Saha uygulamalarını yapmak üzere çalışmalar başlatmıştır.

1-Çözüm süreci;

Bu bir devlet projesi ve politikası olarak tanımlanmış içeriği çerçevesi birçok akademisyen, sivil toplum kuruluşları ve akil insanlar gruplarından oluşan komisyonlarla çok boyutlu analitik çalışmaları yapılmıştır. Yıllarca ırkçılık temelli ayrımcı politikalarla Kürt kardeşlerimiz sıkıntılara maruz kalmıştır. Bu anlamda Kürtçe konuşma, Kürtçe müzik yapma, Kürtçe eğlence vesair pek çok konuda sıkıntılar yaşanmıştır. Bütün bu olumsuzluklarla ilgili devletimiz; Kürtçe eğitim (ilk orta lise ve yüksek öğretim olmak üzere), Kürtçe televizyon, basılı ve yazılı yayın ve her türlü kültürel özerklik ve özgürlük anlamında devletimiz açılımlar gerçekleştirmiştir.

2-Barış süreci;

Teröre son verilecek, teröristler dağdan inecek, silahlarını teslim edecek, süratli bir şekilde bu alana özelleşmiş mahkeme sistemleri kurulacak süratle yargılamalar yapılacak pişmanlık yasası çerçevesinde af gerekenler affedilecek ceza alması gerekenler cezasını çekecek devlet gerekirse iş aş üretim vesaire talepleri karşısında bütün kapıları açacak artık kavgaya son verilecekti. Bu anlamda taraflar protokollerini imzaladılar ve saha uygulamalarına geçildi. Ancak kendini terörizmin bataklığından kurtaramamış vatanı bölme emellerini gerçekleştirmek üzere saman altından su yürütmüşlerdir. Emperyalistlerin perde arkasındaki gazlamalarıyla başta İsrail olmak üzere Kürt devleti kurma planlarının hazırlıklarını bu süreci fırsat bilerek içten içe faaliyetlerini sürdürmeye devam ettiler.

Nihayet Urfa'da uyku halinde iki polisimizi evlerinde katlederek gelinen noktadan uzaklaşarak ihanet niyetlerini ortaya koydular ve terörün fitilini tekrar ateşlediler. Devletimiz ve hükümetimiz barış adına elini taşın altına sokarak "gerekirse kızılcık şerbeti içeceğim" dediği projeler hedefine ulaşamamıştır. Sonuç olarak hem devlet politikası çözüm süreci, hem de hükümet projesi barış süreci başarısızlıkla sonuçlanmış oldu. Artık devletimiz Türk silahlı kuvvetlerimiz ve emniyet güçlerimiz var gücüyle terörizmle mücadeleye başladı. Böylece halen devam etmekte olan terörün belini kırma savaşımız devam etmektedir. Doğu ve Güneydoğu'daki şehirlerimizin ve ilçelerimizin beldelerimizin HDP'li belediye başkanlarının bizzat belediye araçlarını sahaya indirerek kendi yerel mahallerini çukur eylemleri adı altında altını üstüne getirdiler. Kazdıkları çukurların içine kadınları çocukları ve ihtiyarları yerleştirerek Kalkan olarak kullandılar. Bu manzara Türk milletinin hafızasında gün gibi açıktır ve canlıdır. Çukur eylemleri ile devletimizin verdiği mücadelede 900'e yakın asker ve polisimiz güvenlik kuvvetlerimiz şehit edilmiştir.  (Devam edecek)