DEVLETİMİZİ GERİ ALDIK
DEVLETİMİZİ GERİ ALDIK- Mustafa KAPLAN- Yeni Meram Gazetesi
1492 yılında İspanya’dan getirilip Osmanlı ülkesine yerleştirilen Yahudilerin bir kısmı Sebatay Sevi tarikatına girip Türk ve Müslüman ismi alarak hayatlarını güya Müslüman gibi Türk isimleri ile devam ettiklerini bunlara Saferat Yahudileri ‘Boğazdaki Aşiret’ dendiğini önceki yazılarımızda belirtmiştik. Bunlar Osmanlı’da ve Türkiye Cumhuriyetinde rahat ve refah içinde yaşamışlardır. Türk siyasetine, bürokrasisine, sanatına, sinemasına, medyasına ve ekonomisine de yön tayin etmişlerdir. Eskiden olduğu gibi bugün de yurt dışı etkin çevreleri ile çok sıkı ilişkileri vardır. Yirmi yıl öncesine kadar hükümet kurarlar, düşürürler, ihtilal yaptırırlar hatta başbakan ve bakan bile astırırlardı. Bunların içinden çok sayıda bakanlar, başbakan, kuvvet komutanları, genel kurmay başkanı ve cumhurbaşkanı bile olanlar olmuştur. Yahudiler sadece İspanya’dan gelmemişler. 1924 yılında Yunanistan ile yapılan din esaslı mübadelede de Yunanistan ve Balkanlardaki çok sayıdaki Yahudi’ye Türk ve Müslüman kimliği verilip ülkemize gelmiş maalesef bizdeki o andaki yöneticiler de bunu bilerek veya bilmeyerek kabul etmiştir. İş sadece Yahudilerle kalmıyor. İsim değiştirerek güya Müslüman ismi alan Ermeni ve Rumlar da var. Özellikle Ermeniler çok yoğun… 1. Dünya Harbinde Ruslar bizim Doğu Anadolu Bölgemizde bazı illerimizi işgal etti. Ermeniler bu işgalde Ruslarla işbirliği içinde oldu. Osmanlı kuvvetlerini arkadan vurdu. Hatta Ermeni alayları kurarak Rusların yanında Osmanlı güçlerine karşı savaştılar. O kadar ileri gittiler ki aynı mahallede komşu oldukları Müslümanlara bile saldırıp katliam bile yaptılar. Bu durumda 1915’te devrin Osmanlı Hükümeti yaklaşık bir bucuk milyon Ermeni’yi o zaman yine kendi sınırları içinde olan Suriye topraklarına göç ettirme kararı aldı. Bu kararı öğrenen Ermenilerden 500 bin kişi göç etmemek için güya Müslüman olup Müslüman ismi aldılar. Bunlar göç etmekten kurtuldu. Zaman içinde de Tunceli, Van, Elazığ, Erzincan illerinde yoğunlaştılar. Yani o şartlarda ancak bir milyona yakın Ermeni göçe tabi tutuldu. 1927 yılında da devrin İnönü hükümeti bu göç eden bir milyon Ermeni’den 800 bini ile 212 bin Yahudi’yi sessiz sedasız kamuoyundan habersiz ülkemize getirip Müslüman isim ile T.C kimliği verdi. Bu tarihte Türkiye nüfusu sadece 13 milyondu. Eskiden beri Anadolu’da olan ve mübadele edilmeyen gayrimüslimler ile kimlik değiştirip güya Müslüman olan ama aslında içlerinde kendi dinlerini koruyanlarla birlikte düşünüldüğünde 13 milyon nüfusun ne kadarı gayrimüslim olabileceğini oranlayarak yaklaşık olarak bulabiliriz. Bu sayının bugün 20 ile 25 milyon kişi olabileceği dile getiriliyor. Bunlar Türkiye’nin sanayileşmesini, gelişmesini, zenginleşmesini de engellediler. Özellikle Türk sanayisini ellerinde tutarak Anadolu’ya sanayinin geçmesine mani oldular.
Genelde de dışa bağımlı montaj sanayini öncelemişlerdir. Yerli olarak geliştirilen her ürünü çalışmayı üretimi engellemişlerdir. Hele hele silah sanayine hiç izin vermemişler, verdirmemişlerdir. 2002’ye kadar 80 yılda silah sanayimizin ancak yüzde yirmi olması bunun en çarpıcı örneğidir. Bu oran şu anda yüzde seksen olmuş durumdadır. Devletimizi sürekli kendilerinin kurduğu bankalardan ve uluslararası tefeci kurumlardan borçlandırmışlar, borçlar öyle hale gelmiş ki toplanan vergilerin yüzde yüzü bunlara faiz olarak ödenir hale geldi. 2002’den sonra 2010 yılına kadar AK Parti hükümetleri bunlarla iyi geçinip devleti güçlendirmeye çalıştı. Ancak bunlar Erdoğan’ın hedefini anladıkları için birçok engelleme ve Erdoğan’dan kurtulmak için tuzaklar kurdular. Gezi olayları, 17-25 yargı darbeleri, 15 Temmuz kalkışma ve işgal hareketini kurulan tuzaklar olarak sayabiliriz. Bu tuzaklarda dış güçlerle iş birliği yaptılar. Hepsinde de başarısız oldular. Nihayet 2018 yılında devlet arşivlerini açtı ve herkesin soy bağı sorgulaması imkanı oluştu. Aaa bakıldı ki bazı ismi Ali, Veli, Rahmi, Ayşe, Fatma, Zeynep olanların dedesi nenesinin isimleri Agop, Yasef, Hrant, Helen imiş. Böylece devlet dedi ki siz ne kadar saklanırsanız saklanın, biz sizi biliyoruz. Artık devletimizi geri alacağız. Erdoğan durumu Bahçeli, Destici ile de görüşüp milli bir cephe oluşturdu. 2010’den sonra zaten bunlara sanayi hele hele silah sanayi işi hiç verilmedi. Anadolu’daki sanayici ve iş adamları öncelendi. İçte ve dışta Erdoğan hoşnutsuzluğunun esas nedeni budur. Aziz milletimiz,ümmetimizin son kalesi ve umudu olan devletimizi geri aldık. 14 Mayıs 2023 seçimleri ile durmak yok yola devam. İnşaAllah.
-
Ramazan Haçin2024-08-20 11:00:331927 yılı ile ilgili söylenenlerin belgesi varmı. İkincisi, bu azınlıklar zaten Osmanlının tebası değilmiydi. 1927 yılına atfedilen olaydan Türkiye Cumhuriyeti devletinin ne gibi çıkarı olmuştur..
-
Sultan Alparslan2024-09-05 18:26:50Ramazan Okuduğunu Anlamıyorsun,Herhalde.Yerli Özgün Tasarım Araba,Uçak ve Savunma Sanayiisine Engel olup İlerlememize , Üretimi Medya kanalıyla Durdurdular.Ülkedeki İşsizliğin ve Enflasyonun Sebebi Bize İhanet eden KRİPTOLARDIR.İyileri tenzih ederim.
-
Hasan Akbıyık2024-09-13 20:41:29Beyefendi belli ki yaşının beynine etkisi ile ağzından çıkanı kulağı duymuyor ve kanıtsız nöbet dayanaksız olarak göbekten sallıyor. Daha da kötüsü anlattıklarına inanmayı kendine görev edinmiş bir toplum kesimi var.