Konya
°C
Yeni Meram

DIŞ POLİTİKADAKİ GELİŞMELER

DIŞ POLİTİKADAKİ GELİŞMELER- Mehmet Hançerli- Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
07.02.2022 01:14
06.02.2022 13:31
0
1743
ABONE OL

Zaman o kadar hızlı ilerliyor ki, 2022’nin bir ayını bitirdik bile. Aslında biten zaman mı, ömür mü? İç ve dış politikadaki gelişmeler de bir o kadar hızlı ve netameli. İçeride ekonomi, enflasyon, ittifaklar, adaylar, seçim uyum yasaları ve erken olmayan seçimleri tartışırken dış politikadaki gelişmeler birden gündeme oturdu. Birkaç konu var ancak sedire oturan konu, Ukrayna sorunu. ABD ve Rusya’nın karşılıklı restleşmesi.
Sanki bir satranç oyunu seyreder gibi izliyoruz konuları, hamleleri, olanları. Eskiden dünya savaşları bir kıvılcım ile çıkabiliyordu, çıkartılabiliyordu. Bir Sırp öğrencinin öldürülmesi ya da bir savaş gemisine farklı bir ülke bayrağı çekerek bir şehre 3-5 bomba attığınızda savaş fitili alevleniyordu. Filler yukarıda kavga ederken de çimler eziliyordu. Hala öyle değil mi? Ancak insanoğlunun elindeki teknolojik silahlar, özellikle nükleer başlıklı füzeler savaş ihtimalini artırmakta. O zamanki teknoloji ile havalanan ABD uçaklarının bıraktığı atom bombası Hiroşima’da yüzbinlerin bir anda ölümüne sebep oldu. Şimdilerde -Allah korusun- oturduğunuz yerden nükleer başlıklı, uzun menzilli füzeler ile yeryüzünü yerle yeksan edebilirsiniz. ABD ve Rusya arasındaki bir sürtüşme ya da çatışma Azerbaycan ile Ermenistan’ın Karabağ savaşlarına benzemez.
Rusya NATO’nun genişlemesinden ve yeni alınacak üyelerle birlikte sınırlarına yaklaşan paktın varlığından rahatsız. Genlerinde var olan “sıcak denizlere inme arzusu” ile hamleler yapıyor. Doğu Almanya’nın kaybından sonra NATO’nun savunma paktına alınan ve eski Sovyet bloğu ülkeleri olan Romanya, Bulgaristan, Slovakya, Slovenya, Litvanya, Estonya ve Letonya’nın ardından güç kaybetmek istemeyen Rusya ile NATO arasındaki gerilim daha görünür hale geldi. Rusya’nın elindeki en büyük kozlardan biri de enerji temini ve özellikle doğal gaz. Çin’de dahi enerjiye erişim gitgide zorlaşmakta. AB üyeleri bir taraftan Ukrayna krizinde NATO yanlısı tutum sergilerken diğer taraftan da üretim ve doğal gaz teminini düşünüyor.
ABD tarafından bakılacak olursa, Rusya- Ukrayna sorununda daima Ukrayna’nın yanında yer alıyor ve Rusya’yı belli daireler içerisinde hapsetmeye çalışıyor. Ayrıca Kırım’da yaşanan “oldu- bitti”nin Ukrayna’da yaşanmaması için kararlı bir tutum sergileniyor. Hatta ABD elçiliklerindeki personelin takviyesi sağlandı. Burada bir bakıma, “Sıcak çatışma dahil bütün seçeneklere hazırız” mesajı verdi.
Dünya liderlerinin bir bir, özellikle Ukrayna ziyaretlerini görüyoruz. Şu ana kadar Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, Polonya Başbakanı Mateusz Morawiecki ve İngiliz Başbakanı Boris Johnson Ukrayna’yı ziyaret ettiler. Hatta Sayın Cumhurbaşkanı, ABD- Rusya, Ukrayna sorununda arabulucu rolü üstlenebileceğini ifade etti. Bu istek Sayın Putin tarafından olumlu da karşılandı. Sırada Almanya Başbakanı Olaf Scholz ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Rusya ve Ukrayna ziyaretleri var.
Türkiye’nin tutumu ne olacak? Bir taraftan uçak düşmesi krizinden sonra artan Rusya münasebetleri diğer taraftan Ukrayna ile olan silah ticaretimiz. Suriye’nin kuzeyinde Rusya ile bazı konularda fikir ayrılıklarımız olmuyor değil. Bu bölgede Rusya- İran- Suriye koalisyonundan az çekmiyoruz. Oradaki terör unsurlarına yapılacak operasyonlarda Rusya’nın bilgilendirilmesi gerekliliği vardır muhtemelen. Ukrayna da insansız hava araçlarının Türkiye’den temini noktasında şu anda bir önemli bir Pazar konumunda. Sonuçta tanklar, toplar önemli tabii ki, ancak Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki Karabağ savaşında İHA’larımızın, SİHA’larımızın marifetlerini gördük. Bir taraftan NATO üyesiyiz. Köklü bir devlet geleneğinden gelen memleketimizde ferasetli, liyakatli idarecilerimizle tereyağından kılı çekeriz.
Son günlerde dış politikamız bir atak içerisinde. Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri ve İsrail ile ilişkilerimiz daha bir olumlu mecraya girmiş durumda. Ermenistan ve Yunanistan ile ilişkilerde karşılıklı iyi niyet beyanatları var. Türkiye’nin belki de en önemli diplomatik başarısı Doğu Akdeniz’de varlığını kabul ettirmesi. Özellikle Mısır ve Yunanistan, Libya ile yapılan protokol doğrultusunda Türkiye’nin rol alan bir ülke olduğunu kabullendiler. Doğu Akdeniz’de olabilecek yer altı zenginliklerinde komşu ülkelerin hakkının olması kadar normal bir şey yok.
Belki tek soru işareti Birleşik Arap Emirlikleri. 2020 yılında yapılan FETÖ operasyonunda suçladığımız BAE ile heyetler arası ticari görüşmeler yapıyoruz. Dış mihraklar iyi çalışıyor. Dövize müdahale ederek kriz çıkaranlar, Türkiye ile Birleşik Arap Emirliklerini bir araya getirme eğiliminde, ve başarılı oluyor. Ancak bunların bir taşla iki kuş vurma yetenekleri var. Ya da öyle çalışırlar. Asıl niyetleri BAE’nin Çin’den uzak tutulması mıdır?
Göreceğiz bakalım. Hakikaten teşbihte hata olmasın yuvarlak olan dünyamız düz bir satranç tahtası. Herkes hamle üzerine hamle yapıyor. Hata yapmamak lazım. Coğrafi bakımdan herkesin yakından takibinde olan Türkiye, seyirci ülke konumundan çıkıyor. Etkin rol alan ülke konumuna giriyor.
Diğer ülkeleri rahatsız eden de bu.

HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.