Konya
°C
Yeni Meram

EY ŞEHİT OĞLU ŞEHİT

EY ŞEHİT OĞLU ŞEHİT- Mustafa KAPLAN- Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
23.03.2023 01:27
22.03.2023 13:29
2
2008
ABONE OL

Çanakkale Savaşı sırasında Türkçe bilen Fransız gazeteci savaş muhabiri olarak savaş bölgesine gelir, gerekli incelemeleri yaptıktan sonra bir de savaş bölgesi dışındaki halkın yaşayışını incelemek ister. Çanakkale merkezindeki bir kenar mahallesine gider. Sokakta 3-5 yaşlarında oyun oynayan çocuklar görür. Bu sırada karşı sokak içinden bir kapı açılır. Yılların yorgunluğu yüzüne vurmuş bir yaşlı kadın: Muzaffer, Gazanfer, Cihangir hadi gelin kuzularım çorba yaptım, diye seslenir. Bunu duyan gazeteci, hayretler içinde kalır. 1911’den 1915 yılına kadar savaş içindeki bir ülkenin çocuklarına verdiği bu isimleri görünce inandım ki bu millet yenilmez diye not düşer. 2005 yılında özel arabam ve ailemle Çanakkale gezisine gittim. Savaş bölgelerini bir rehber eşliğinde gezdik. Bölgeyi gezerken bende gördüm ki bu milleti savaş meydanında yenmek mümkün değil. Her ne kadar Balkan ve 1. Dünya Savaşında yenilmişse de bu yenilgilerde cephe komutanı paşaların ihanetleri ile olduğunu bir gün gerçek tarih yazacaktır. Mesela Balkan Harbinde Selanik şehrini Tahsin Paşa denen hain emrinde binlerce asker olmasına rağmen bir kurşun bile atmadan teslim etmiş, Yahudi asıllı olduğu iddia edilen bu kişiyi Yunanistan villalarda refah içinde yaşatmış ki, çocuk ve torunları da Yunan bürokrasisinde üst düzey görevlere getirilmişlerdir. Bu paşalar gerçek tarih yazıldığında mutlaka yargılanmalıdırlar. Dönelim Çanakkale’ye savaş bölgesini karış karış gezerken gezenlerin çoğunluğunda olduğu gibi ben de çok gözyaşı döktüm. Ağlamamak mümkün değil. 250 bin cephede 140 bini de hastanelerde olmak üzere toplam da 390 bin şehidin verildiği bir savaşta ümmetin azim ve kararlılığını görmek hem gurur hem de hüzün veriyor insana. Aynı anda da duygulandırıp ağlatıyor. Denizden Gelibolu yarımadasına çıktığımızda ilk gördüğümüz 2. Abdülhamid tarafından yaptırılan askeri tabyalar oluyor. Hemen altında Seyit Onbaşının sırtındaki 275 kilogramlık top mermisi ile anıtı karşılıyor, adeta buyurun işte Çanakkale der, gibi. Gezmeye buradan başlıyoruz. Siperlerin çok bölümü sanki yeni yapılmış gibi. Çanakkale Anıtının yanındaki levhada şehitlerin isim listelerinde ve mezar taşlarında annemin dedesi benimde büyük dedem medrese hocası iken gönüllü Çanakkale Savaşına yüzbaşı rütbesi ile katılan Abdullah oğlu Mustafa’yı aradım. Bulamadım. Halbuki şehit künyesinde Arıburnu Muharebesinde şehit olduğu yazılıymış. Demek ki her şehidin ismi sahada yazılamamış, mezarı da yapılamamış olacak. O kadar şehidin mezarını ayrı ayrı yapıp ismini de yazmak kolay iş değil. M.Akif diyor ya: ‘Ey şehit oğlu şehit isteme benden makber(mezar) sana aguşunu(kucağını) açmış duruyor peygamber’. Orada isimsiz mezarsız yüz binlerce şehit yatıyor. Başta komutanları olduğu halde askerlerinin hepsi şehit olan 57. Alay şehitliği insana başka bir duygu veriyor. Orada insan bir şehit üstüne mi basıyorum diye çekiniyor. Yaralı askerlerin tedavisinin yapıldığı sahra hastanesi bölgesine ‘sargı yeri’ deniyor. Burada hangi Mehmetler tedavi oldu, hangileri şehit oldu, künyesine hangi not düşüldü. Ezineli Yahya Çavuşun bir manga askeri ile bir tabur İngiliz askerinin denizden karaya çıkışını nasıl önlediğini sadece Komutan Yahya ile bir askerinin sağ kalırken diğerlerinin şehit olduğunu Yahya Çavuşun ellerini açarak: ‘Görevimi yaptım şahit ol ya Rabbi’ dediğinde gür bir sesin: ‘şahidim Yahya şahidim Yahya’ dediğini rehber anlatırken ağlamamak mümkün mü? Büyük dedemin şehit düştüğü Arıburnu’nu da gezdik. İnsan dedem şura mı bura mı bastı ki sorularını soruyor kendine. Anafartalar’da M. Kemal’in anıtı karşılıyor gelenleri. Anafartalar’ın karşısındaki düzlükte bir İngiliz alayının Anafartalar’daki daha az sayıda Osmanlı kuvvetlerini imha etmeye gelirken aniden çıkan bir toz bulutu içinde kaybolduğunu savaştan sonra bile İngiltere’nin bu askerlerini Türkiye’den kaç kere resmi olarak sorduğunu söyledi rehberimiz. Eee göklerden gelen bir karar vardır. Batılı vampirler 108 yıl önce Çanakkale’de ümmete nasıl saldırdı ise bugün de saldırmak için fırsat kolluyor. Ülkemizi çepeçevre askeri birimlerle sardı. PKK-PYD güneyden hazır ve donatıldı. Batı’da da Yunan bize saldırmak için ağabeylerinden emir bekliyor. İçerimizde de kendilerine hizmet edecek kişi, grup ve partiler de buldular. Onlar ne kadar askeri hazırlık yaparsa yapsın. Biz de hazırlanıyoruz, hazırız. Zaten askeri olarak tarih boyu esir edemediklerini, edemeyeceklerini bildikleri için bizi içeriden teslim almak istiyorlar. Ancak bu şekilde bizi durdurabileceğini, bölebileceğini düşünseler de Allah’ın izni ile bu aziz ümmet buna da izin vermeyecektir. Bağımsızlığımızı kaybetmemek, ülkemizi böldürmemek, Irak, Suriye gibi olmamak için safları sık tutmalıyız. Onun için hep beraber Cumhur ittifakı demeliyiz. Bekamız için bu şarttır. Bunu anlamalıyız, anlatmalıyız. İnşaAllah zafer inananların olacaktır.

HABER YORUMLARI
  1. Canan Vardar
    2023-03-28 04:17:42
    Ne güzel yazmışsınız kaleminize yüreğinize sağlık bu vatanı kolay kazanmadı bizim atalarımız rabbimde hiç bir zaman müsade etmiyecektir kalleşlere güçleri de yetmez bu vatanı bölmeye bizde büyük dedemin ismini bulamadık bizede bir gece çok fazla şehit düştüğü için künyeleri bile alınmadan gomulmusler o yüzdende isminin olmadığı söylendi
  2. mevlüt mülayim
    2023-03-29 09:27:10
    Yazınızın sonuna doğru "Ancak bu şekilde bizi durdurabileceğini, bölebileceğini düşünseler de Allah’ın izni ile bu aziz ümmet buna da izin vermeyecektir. " demektesiniz inan bir Millet olarak acaba Milleti ümmete indirgemek doğrumu sizce. Türk milleti dini ve namusu uğruna bu ülkeyi savunmuştur, savunmaya da devam edecektir.