Hesap gününde insanların mutluluk ve pişmanlıkları - Hüseyin TOPTAŞ- Yeni Meram Gazetesi
Rablerini inkâr edenlere cehennem azabı vardır
“Rablerini inkâr edenler için cehennem azabı vardır. Ne kötü varılacak yerdir orası! Oraya atıldıklarında, onun kaynarken çıkardığı korkunç uğultuyu işitirler.
Neredeyse cehennem öfkeden çatlayacaktır! Oraya her bir topluluk atıldıkça oranın bekçileri onlara, “Size bir uyarıcı gelmemiş miydi?” diye sorarlar.
Onlar da şöyle derler: “Evet, bize bir uyarıcı gelmişti. Fakat biz onu yalanlamış ve ‘Allah hiçbir şey indirmemiştir. Siz ancak büyük bir sapıklık içindesiniz’ demiştik.”
Yine şöyle derler: “Eğer kulak vermiş veya aklımızı kullanmış olsaydık, şu alevli ateştekilerden olmazdık.” İşte böylece günahlarını itiraf ederler. Artık alevli ateştekiler Allah’ın rahmetinden uzak olsun!” (Mülk 67/6-11)
“İnkâr edenler grup grup cehenneme sevk edilirler. Cehenneme vardıklarında oranın kapıları açılır ve cehennem bekçileri onlara şöyle derler: “Size içinizden, Rabbinizin âyetlerini size okuyan ve bu gününüze kavuşacağınıza dair sizi uyaran peygamberler gelmedi mi?” Onlar da, “Evet geldi” derler. Fakat inkârcılar hakkında azap sözü gerçekleşmiştir.
Onlara şöyle denir: “İçinde ebedî kalmak üzere cehennemin kapılarından girin. Büyüklük taslayanların kalacağı yer ne kötüdür!” (Zümer 39/71-72)
Kitapları ellerine verildiği günde insanların mutluluk ve pişmanlıkları
Ödülü cennet olanlar, o gün sevinçlerini oradakilerle heyecanla paylaşırlar. Okulda takdir alan öğrencinin takdir belgesini sevinerek herkese gösterdiği gibi ebedi saadeti kazanan kişi de kitabını okumaya herkesi davet eder.
“O gün (hesap için Allah’a) arz olunursunuz. Hiçbir sırrınız gizli kalmaz. İşte o vakit, kitabı kendisine sağından verilen kimse der ki: “Gelin, kitabımı okuyun!” “Çünkü ben, hesabımla karşılaşacağımı zaten biliyordum.” Artık o, hoşnut bir hayat içindedir. Yüksek bir cennettedir. Onun meyveleri sarkar (kolaylıkla devşirilebilir). (Onlara şöyle denir:) “Geçmiş günlerde yaptıklarınıza karşılık, afiyetle yiyin, için.” (Hâkka 69/18-24)
Cezası cehennem olanlar ise pişmanlıklarını, hayal kırıklıklarını paylaşırlar. Pişmanlık veya hatanın itirafı azabın onlardan gitmesine engel olamayacaktır.
“Kitabı kendisine sol tarafından verilen ise şöyle der: “Keşke kitabım bana verilmeseydi.” “Hesabımın ne olduğunu da bilmeseydim.” “Keşke ölüm her şeyi bitirseydi.” “Malım bana hiçbir yarar sağlamadı.” “Saltanatım da yok olup gitti.” (Allah, şöyle der:) “Onu yakalayıp bağlayın.” “Sonra onu cehenneme atın.” “Sonra uzunluğu yetmiş arşın olan zincire vurun onu.” “Çünkü o, azamet sahibi Allah’a iman etmiyordu.” “Yoksulu doyurmağa teşvik etmiyordu.” “Bu sebeple, bugün burada onun samimi bir dostu yoktur.” “Kanlı irinden başka bir yiyeceği de yoktur.” Onu günahkârlardan başkası yemez.” (Hâkka 69/ 25-37)
Sekar Cehennemine girenlerin sözü
“Herkes kazandığına karşılık bir rehindir. Ancak ahiret mutluluğuna eren kimseler başka. Onlar cennetlerdedirler. Birbirlerine suçlular hakkında sorular sorarlar ve dönüp onlara şöyle derler: “Sizi Sekar’a (cehenneme) ne soktu?” Onlar şöyle derler: “Biz namaz kılanlardan değildik.” “Yoksula yedirmezdik.”” (Müddessir 74/ 38-47)
Sekar cehennemine atılanların verdiği cevap üzerinde de ciddi manada düşünmek gerekir. Cehenneme atılışları; iman etmediklerinden değil namazı kılmadıklarından, namaza gereken önemi vermediklerinden, yoksulu gözetip doyurmadıklarındandır. Kısacası imanlarını aksiyon haline getirmediklerindendir.
Salih amel işleyenler cennette selam ile karşılanır
Rablerine karşı gelmekten sakınanlar da grup grup cennete sevk edilirler. Cennete vardıklarında oranın kapıları açılır ve cennet bekçileri onlara şöyle der: “Size selâm olsun! Tertemiz oldunuz. Haydi ebedî kalmak üzere buraya girin.”
Onlar şöyle derler: “Hamd, bize olan vaadini gerçekleştiren ve bizi cennetten dilediğimiz yere konmak üzere bu yurda varis kılan Allah’a mahsustur. Salih amel işleyenlerin mükâfatı ne güzelmiş!”
Melekleri de, Rablerini hamd ile tesbih edip yücelterek Arş’ın etrafını kuşatmış hâlde görürsün. Artık kulların arasında adaletle hüküm verilmiş ve “Hamd âlemlerin Rabbi olan Allah’a mahsustur” denilmiştir.” (Zümer 39/73-75)
Öldükten sonra dirilmek, amellerin ölçülmesi, cennet ile cehennemin varlığı, ahiret hayatının ebedîliği Kur’an ayetleri ile sabittir. Ahirete olan imanımız sözden aksiyona geçmediği müddetçe hesap gününde hüsran içinde kalabiliriz. Hüsranda kalmamanın formülünü de Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’de bizlere bildirmiştir. Hesap gününe iman etmekle birlikte amelimiz ile de hazırlık yapmalıyız.
HABER KAYNAĞI : HABER MERKEZİ