Konya
°C
Yeni Meram

Hidayet rehberi Kur’an hayatımıza ne kadar tesir ediyor?

Hidayet rehberi Kur’an hayatımıza ne kadar tesir ediyor?-Hüseyin Toptaş-Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
03.05.2019 08:55
0
4307
ABONE OL
“Bu Kur’an, Rablerinin izniyle insanları karanlıklardan aydınlığa, mutlak güç sahibi ve övgüye lâyık, göklerdeki ve yerdeki her şey kendisine ait olan Allah’ın yoluna çıkarman için sana indirdiğimiz bir kitaptır.”(İbrahim 1) Gerek araştırmalar ve gerekse gözlemlere dayalı olarak yapılan tespitler gösteriyor ki, günümüzde Kur’an-ı Kerim dünyanın en çok okunan ama en az anlaşılan bir kitabı durumundadır. Müslüman Türk toplumunda ise neredeyse evinde Kur’an bulunmayan kimse kalmamasına rağmen, Kur’an’ı anlayarak okuyanların oranı oldukça düşük düzeydedir. 2014 yılında Diyanet İşleri Başkanlığının yaptığı ankette Kur'an-ı Kerim'i Arapçasından okumayı bildiklerini söyleyenlerin oranı yüzde 41,9 olurken, yapılan bir başka anket çalışmasında Kur’an’ın Türkçe mealini okuduğunu söyleyenlerin oranı yüzde 17, Kuran’ın Türkçe mealini hiç okumadığını ifade edenlerin oranı yüzde 60 olarak ortaya çıkmıştır. Kur’an, Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (SAV)’e Allahu Teala tarafından vahiy yolu ile Arapça olarak nazil olan, geldiği gibi ezberden ve yazılı olarak aynıyla günümüze kadar gelmesinde hiçbir şüphe bulunmayan ilahi bir kitaptır. Kur’an’dan önce gönderilen kitaplar; Tevrat, Zebur, İncil insanlar tarafından tahrif edildiğinden orijinali kendilerinden sonra gelenlere ulaşmamıştır. Kur’an-ı Kerim nazil olduğu andan günümüze hatta kıyamete kadar tahrif edilmeden intikal edecektir. Çünkü Kur’an’ın Allahu Teâla’nın korumasında olduğu bildirilmiştir. Rabbimiz buyuruyor: “Şüphesiz o Zikr’i (Kur’an’ı) biz indirdik biz! Onun koruyucusu da elbette biziz.” (Hicr 9) “Sana Kur’an’ı okutacağız ve sen onu unutmayacaksın.” (A’lâ 6) “(Ey Muhammed!) Onu (vahyi) çarçabuk almak için dilini kımıldatma. Şüphesiz onu toplamak ve okumak bize aittir. O hâlde, biz onu okuduğumuz zaman, onun okunuşuna uy. Sonra onu açıklamak da bize aittir.” (Kıyame 16-19) Kur’an’ın gönderiliş amacı insanların inançlarını düzeltmek, ahlâklarını güzelleştirmek, dünya hayatlarını düzene koyarak ebedi saadetlerini kazandırmaktır. İnsanlığa hidayet rehberi olarak gelen Kur’an, amel etmek, tefekkür etmek, tevhid inancından uzaklaşmamak için okunmalıdır. Hayatımızın kılavuzu olarak her an için bir başvuru kitabı olarak okunmalıdır. Elektronik bir eşya alındığı zaman yanında verilen kullanma kılavuzuna göre o cihazı nasıl kullanıyorsak, hayatımızda aldığımız her nefesi, yapacağımız her eylemi Kur’an’ın gösterdiği kılavuzluk doğrultusunda yapmalıyız. Maalesef yüce kitabımız Kur’an’a gerekli ilgi ve alakayı gösteremiyoruz. Kur’an’ın Mushaf haline getirilmiş sayfalarına, güzel sesleri ile nağme yaparak okuyanların tilavetine gösterdiğimiz gayreti, hürmeti O’nu anlama konusunda ihmal ediyoruz. Tefekkür etmeyi, hayatımıza yön verecek ameli ve ahlaki umdeleri, Rabbimizin emir ve yasaklarını bir kenara bırakıyoruz. Daha çok sevap kazanabilmek için tefekkürsüz bir okumayı tercih ediyoruz.  Böyle olunca da Kur’an, hayatımızda fazla yer almamaktadır. Baş tacı kitabımız olması gereken Kur’an, O’na gösterdiğimiz hürmetten dolayı, yıpranmasın diye süslü kılıflar içerisinde evlerin kolaylıkla ulaşılamayacak yerlerinde muhafaza edilmektedir. Kur’an’ı süslü kılıfların içerisine koyarak kutsallığına zarar gelmesin diye astığımız duvarlardaki hapislerinden kurtarmalıyız. Kitabımızı raflarda veya kılıflarında tozlanmaya bırakma lüksünden vaz geçmeliyiz. Kur’an’a şekli olarak gösterdiğimiz bu aşırı hürmet anlayışından biran önce vaz geçmeli, hayatımızı doğru yönlendirmek, yanlışlardan korunmak için; yüce kitabımızı anlamaya çalışarak okumalı hayatımızın her alanında Kur’an’ın tesirini hissetmeliyiz. Kur’an’ı öyle okumalıyız ki, öğrencinin eline aldığı fosforlu kalemle ders kitaplarının altını çizdiği gibi her sayfasını satır satır çizerek sayfalarını yıpratarak okumalıyız. Yıpranan Kur’an sayfaları şikâyetçi olmaz ama tozlanan, sayfaları açılmayan Kur’an sahibinden şikâyetçi olur. Mushaf’a gösterdiğimiz hürmeti; Kur'an'ın anlam, ahkâm ve ahlakı ile buluşturmalıyız. Kur’an bizim rehberimizdir. Karanlıklardan çıkmak, aydınlık yarınlara ulaşmak ve ebedi saadeti elde etmek için tek kılavuzumuzdur. Kur’an’ı sevap makinesi olarak görmek yerine amel etmek için okumalıyız. Kur’an’dan istifade edebilmek için bizden istediklerini yapmak, sakınmamızı istediği hususlardan da tereddütsüz kaçınmalıyız. Bunun için Kur’an’ı anlamaya ve tefekkür etmeye çalışmalıyız. Unutmayalım ki, anlamadan yapılan okumalar yalnızca okumuş olmak için yapılan okumadan öteye gitmeyecektir.  
HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.