HİLKATI İDRAK

Bilinmez ömrün süresi ne kadardır
Sanma sonsuzdur, baki olan ömr-ü sânidir
Yıpranır gövde-i cesamet'in zamanla, fanidir
Müdrik değilse insan Esbab-ı Hilkat'a, gafildir
Ölenler hep ihtiyar mıdır? sen de şahidisin
Hiç de ayrı değil bu dünya ahiretten, bilmelisin
Ömr-ü sâni'nin sermayesi dünyadır, görmelisin
Ne ekmiştin ki dünyada, Rahman'dan mahsul istersin
Âmâdeler istersen mahşerde Salih ameller ekmelisin
Geldik gidiyoruz demekten ibaret midir? dünya ancak?
Gerekmez miydi hiç? dünya ve ahiret için uğraşmak
Emri değil miydi Kur'an'ın dünya ve ahiret için çalışmak
Yakışır mıydı Müslümana miskin miskin yaşamak
Karşılığı vardır elbet, tasadduk etmişsen sermayenden
Şaşmaz Adl-i Tecelli, bekleme fayda bahanelerden
Haberi gelmişti sana Mahkeme-i Kübra'nın, peygamberden
Korkusuzdun kusur işlemekten habersizdin şahitlerinden
Mutlaktır Mahkeme-i Kübra'nın kararı, tebliğ edilecek
Yüzler var Berat'ı elinde, yüzler gülecek
Önlerinde rehberler, selâm selâm diyecek
Ved'huli fi ıbâdi-ved'huli cenneti nidaları inleyecek
Nehri kevserler üzerinde köşklere yerleşecek
Yüzler vardır, mahşer-i dehşette kapkara kesilecek
Nedamet içinde Rahman'dan yeniden dönüşü dileyecek
Nafiledir feryad-ı figan, akıbet hüsranla bitecek
Ey insan! budur Furkan'ın mesajı, bilmelisin
Ye'se düşmek yakışmaz Müslümana uyanmalısın
Müsavise iki günün, mutlaka ziyandasın
Tembellik haramdır, çalışıp âtiye koşmalısın
Cömert ol! Alan el değil, veren el olmalısın
Özün, sözün, yüzün, gözün Hakka dönsün
Akıl ilim ve ahlâk ışığın olsun.