İTTİHATÇILAR, CHP VE TERÖR

İttihat ve Terakki Partisi 1907’de Selanik’te cemiyet olarak kuruldu, sonra partileşti. Jön Türkler(Genç Türkler) gibi Siyonistler ve Masonların kontrolünde bir partidir. Üyelerinin büyük çoğunluğu Masondur. Gayesi 1876’da ilan edilip sonra kaldırılan Meşruti yönetimi tekrar geri getirmektir. 1876’da Meşruti meclis toplandığında Sultan 2.Abdülhamit meclisteki milletvekillerine baktığında Türklerin azınlıkta, azınlıkların çoğunlukta olduğunu görmüş, bu meclisten devlet yararına bir karar kanun çıkmaz diyerek meclisi askıya almıştı. Padişahın o zamanki anayasa olan Kanun-i Esasi’ye göre böyle bir yetkisi vardı. İşte İttihat ve Terakki öylesi bir Meşruti yönetimi getirmek için faaliyet gösteriyordu. Bu gaye için çalışan bugünkü PKK gibi dağlara çıkmış. Bulgar, Sırp, Arnavut, Makedon, Karadağlılardan oluşan terör örgütleri de vardı. Bu örgütlerden en öne çıkan ise Bulgarlardı. Bulgar örgütünün lideri de bugün Bulgar milli marşında da adı geçen Yane Sandanski idi. Tabi bugünün Murat Karayılan’ı… Esasen bu örgütlerin son gayesi de bağımsızlıklarını kazanmaktı. Maalesef İttihat ve Terakki partisinin asker kanadından bu örgütlere katılanlar da vardı. Kısa süreli de olsa… İleride meşhur bir paşa olacak olan Enver Bey ve Resneli Niyazi gibi… Parti olarak da bu terör örgütleriyle iş birliği içinde olunmuştur. 2.Abdülhamit’e Meşrutiyet’i ilan ettirmek için parti öncülüğünde Selanik’te tertip edilerek İstanbul’a gönderilen Harekat Ordusu içerisinde de çok sayıda bu terör örgütlerinden güya askerler vardı. Kendisi de İttihatçı olan Kazım Karabekir hatıratında pişmanlıkla bahseder. Bu terör destekli ordu 1908’de İstanbul’u bastı. 2.Abdülhamit 2. Meşrutiyeti ilan etmek zorunda kaldı. Yapılan seçimde İttihatçılar çoğunluğu sağlayarak iktidara geldi. Yani terör güdümlü bir parti iktidara geldi. 1909’da Sultan Hamit’i devirerek padişah değişikliği de yaptı. Sultan Reşat aciz bir insandı. Ülke yönetimine karışmıyordu. Yani terör destekli parti artık ülkenin tam hakimi oldu. 9 yıl iktidarda kaldı. 1918’de ülke paramparça oldu. İttihatçı üst yöneticiler Enver, Talat ve Cemal Paşalar yurt dışına kaçtılar. O meşhur Enver Paşanın turan yapacaktık viran olduk, itirafı tarihi kayıtlara girmiştir. Milli Mücadeleden sonra kurulan CHP’yi de İttihat ve Terakki’nin ikinci yöneticileri kurmuştur. M.Kemal’de İttihat ve Terakki’ye girmiş ancak durumu beğenmeyerek çıkmış olduğu söylenir. Milli mücadeleyi yapan birinci meclis lağvedilmiş, ikinci meclis seçilmişti. Bu meclisin büyük çoğunluğu ittihatçı ve beyaz Türklerden oluşuyordu. CHP’yi bu meclis kurmuştur. M.Kemal adeta kuşatılmıştır. Hastalanana kadar bu kuşatma ile mücadele etti. Ölümünden sonra CHP içindeki İttihatçılar rahat rahat hareketler yapabilmiş, zihniyetlerini daha çok uygulama fırsatı bulmuşlardır. 1950’den sonra terör oluşumlarına sahip çıkmış ve onları desteklemişlerdir. 1980 yılına kadar özellikle sol kesimde konuşlanan terör hareketlerini, bir biçimde desteklemiş, kullanmıştır. DHKPC, TİKKO gibi örgütleri destekleyen koruma gayeli açıklamalar yapan CHP mensupları olmuştur. Şimdi de başta PKK, FETÖ olmak üzere yine terör örgütlerini destekleyen açıklamaları olan CHP milletvekillerini görmekteyiz. Terör örgütlerine karşı yurt dışına asker gönderme tezkerelerine, HDP ile birlikte CHP’de hayır oyu verdi. Zaten PKK’nın siyasi uzantısı olan HDP ile içli dışlı, kol kola… Açıkça Kemal Kılıçdaroglu PKK türevi olan YPG’yi terör örgütü olarak görmediğini söyledi. 2016’da FETÖ terör örgütü tarafından yapılan işgal denemesine tiyatro,dedi. Hala terör örgütleri ile ilgili oldukları için devletten atılan kişileri, iktidara geldiğinde tekrar görevlerine iade edeceğim demesi açıkça teröre verilen destektir. Son olarak Mersin Mezitli’deki polis evine yapılan silahlı saldırıda bir polisin şehit olmasını bile sulandırmaya çalışan CHP’liler bile oldu. Saldırıyı yapan teröristlerden birinin 2013 yılında CHP’nin hazırladığı hapisteki güya gazeteciler raporunda ismi olan Dilşah Ercan olduğunun ortaya çıkması ve bunun parmak iziyle ispatlanması dahi CHP’yi utandırmadı. Oysa bu teröristin rapor hazırlanmadan önce de hükümlü olup hapiste yattığı resmi kayıtlardadır. Çeşitli laga lugalarla bu suçüstü halini örtbast etmeye çalıştılar. Kemal Kılıçdaroglu başkanlığında CHP artık Türkiye için bir güvenlik meselesi olmuştur. Milletimiz bunu görmelidir. Bu beka sorunumuz olmuştur.