Konya
°C
Yeni Meram

Kıbrıs ve E. Tümg. Al Fikret Atun’un “Asker Gözüyle Strateji ve Güvenlik” kitabı (1)

Kıbrıs ve E. Tümg. Al Fikret Atun’un “Asker Gözüyle Strateji ve Güvenlik” kitabı (1)-Adem ESEN- Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
22.11.2024 00:05
21.11.2024 15:41
0
1233
ABONE OL

15 Kasım Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin 41. kuruluş yıl dönümü, refah ve huzurla nice yıllara…

Kıbrıs Akdeniz Bölgesi'nde stratejik öneme sahip bir ada olup Türkiye için stratejik bir öneme sahiptir. Kıbrıs’ın Kuruçam Burnu’ndan Anadolu’ya Anamur’a uzaklığı 71 km, Arnavut Burnu’ndan Atina’ya uzaklığı 831 km’dir.

Osmanlı 1453’de İstanbul’u, 1521’de Rodos’u, 1571 yılında Kıbrıs’ı ve 1669’da Girit’i fethetmiştir.

İkinci Selim döneminde fethedilen Kıbrıs 1878 yılında İngilizlerin yönetimine terk edilmiş, daha sonra da İngiliz sömürgesine katılmıştır. 1960 yılında Kıbrıs'ta bağımsızlık kazanan ada Türklerin ve Rumların ortak devlet kurulmuştur. Ancak Rumların Yunanistan’ı destek alarak Türklere karşı giriştikleri soykırım sonrasında 1974 Kıbrıs Barış Harekatı ile Adadaki Türk varlığını korumak üzere Kıbrıs Barış harekatı yapılmıştır. Rum tarafının Yunanistan ile işbirliğinden sonuç alınamayınca 1983 yılında KKTC ilan edilmiştir.

Kıbrıs 12 Adalar Batı Trakya Doğu Akdeniz'deki mavi Vatan ile birlikte Türkiye'nin öncelikli dış konusu olmuştur. Zira Batı'nın büyük devletlerinin şımarttığı ve yıllardan beri Osmanlı ve sonrasında Türkiye aleyhine genişlettiği en sonunda Kurtuluş Savaşı'nın nihayetlendirdiği Yunanistan'ın Megali ideası sadece Kıbrıs ya da Ege adalarında sınırlı kalmayıp Karadeniz ve İstanbul üzerinde devam ettiğinden ve bunu Avrupa'nın desteğiyle milli bir politika haline getirdiklerinden Kıbrıs problemi tek başına değerlendirilemez.

Yıllar önce İngiltere'de yaşlı bir ortalama İngiliz vatandaşı ile sohbet ederken bana aniden neden Kıbrıs'ta Türk askerinin olduğunu sormuştu o yıllarda İngilizler Güney Amerika'da Arjantin'in güneyindeki adalara saldırmışlar. Daha doğrusu sömürgelerini korumaya çalışmışlardı. Ben de haritayı açtım. İngiltere ile Falkland adalar arasında 12.789 kilometrelik bir mesafe olduğunu Türkiye'nin Kıbrıs ile mesafesinin sadece 70 kilometre olduğunu haritada gösterince söyleyecek söz bulamadı. Dolayısıyla Kıbrıs adasının Türkiye'nin doğal bir parçası olması stratejik açıdan önemini göstermeye yeter.

Türkiye'de halkın büyük bir kısmı hangi partiye ya da görüşe sahip olursa olsun Kıbrıs konusunda büyük bir duyarlılığa sahiptir. Nitekim 1960'larda İstanbul Üniversitesi öğrencileri “Kıbrıs Türk'tür Türk kalacak” sloganı ile büyük bir iş başarmışlardı, ancak zamanla tarih şuurundan uzaklaşılması ve kültür sapmasıyla belki kripto olanların da gizli çalışmalarıyla kamuoyu görüşü biraz farklılaşabiliyor. Çünkü kendi tarihini düşmanların kaynaklarından öğrenenler bir gün düşmanlarının egemenliğine gireceklerdir.

Türkiye Kıbrıs'ta garantör ülkedir bu hakkını kullanarak Kıbrıs'a asker çıkarmıştır. Uluslararası hukuk gereği ancak belli dönemlerde maalesef Yunanistan'a ve Avrupa'ya verilen tavizler sonucu Türkiye'nin uluslararası hukuktan kaynaklanan hakları yeterince savunulamamıştır. Mesela Bunlardan birisi  Güney Kıbrıs'ın Avrupa Birliği'ne girmesi konusudur bir başkası Yunanistan'ın Nato’ya alınmasıdır. Maalesef bunları siyasetçiler ihmal ettiği gibi bazı dönemlerde askeri yönetimler de kavrayamamıştır.

Türkiye Kıbrıs'la ilgili görüşlerinde kurumlar arasında farklı görüşler varmış gibi izlenim oluşturmamalıdır. Böyle bir durum karşı tarafı güçlendirmekte milli menfaatlere zarar vermektedir.

 Avrupa konseyinde Rum kesimi Kıbrıs'ı devlet olarak temsil edilmektedir. Türklere ise belli konularda temsile izin verilmektedir. Bu insan hakları ve demokrasiye aykırıdır. Bir toplantıda iki farklı kişi yanımıza yaklaştı; kendilerinin Girne ve Magosa Belediye Başkanı olduklarını söylediler. Bu, Rum olan kişiler ellerine birkaç resim alıp kiliselerinin ahıra çevrildiği, hemşehrilerinin evlerinden uzaklaştırıldığını iddia ediyorlardı. Ben kendilerine “Sizi kim seçti?” diye sorduğumda hemen arkalarını dönüp gittiler. Uluslararası kamuoyunda maalesef din faktöründen dolayı da Yunanlılar ve Rumlar İslamofobia ve Türk fobia yani İslam ve Türk karşıtlığını rahat kullanabilmektedir. Bu konuda Türcofila diyebileceğimiz Türklere yakın ve güçlü kesimleri farklı olanlarda iyi organize etmek gerekiyor.

3 kasım 2024 oto center haber haber içi reklam
HABER KAYNAĞI : yenimeram.com.tr
HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.