KİMSE KİMSENİN VEBALİNİ YÜKLENMEZ
KİMSE KİMSENİN VEBALİNİ YÜKLENMEZ- Lütfi AYHAN- Yeni Meram Gazetesi
Bu gün dünyada 8 milyar insan yaşıyor. Kimisi o dinden kimisi bu dinden, kimisi falan ırktan kimisi filan kavimden. Irklar, dinler, diller, kültürler, mezhepler... Dünyada 6 kıtada, 180'enden fazla ülkede, binlerce şehirde, kasabada, köyde yaşayan değişik etnik kökene, inanca mensup, siyah, sarı, beyaz, kumral 8 milyar insan mevcut. 8 milyar insan 8 milyar ayrı dünya demek. Rabbim insanları öyle yaratmış ki tıpkı göz izleri, tıpkı parmak izleri farklı olduğu gibi düşünceleri, inançları, hayata bakışları, zevkleri de ayrı ayrı. Bundan dolayı bir insanı ve onun yaptıklarını değerlendirirken bu gerçekleri asla gözardı etmemek gerek.
İKİ MİLYAR MÜSLÜMAN
Mesela İslam Dünyasını ele alalım. Bugün iki milyara yakın insan kendisini Müslüman olarak vasıflandırıyor. Bu insanlar 6 kıtaya dağılmış durumdalar. Dünyada 52 İslam ülkesi/devleti var. Müslümanlar Afrika'da var, Avrupa'da var, Asya'da, Amerika'da var. "Müslümanım" diyen kavimler arasında Arap da var Türk de , Acem de var Kürt de. Afrikalı da var Avrupalı da. Sünni de var Şii de, Şafii de var Caferi de.
85 MİLYON AYRI DÜNYA
Gelelim ülkemize; ülkemizde 85 milyona yakın insan yaşıyor. Nüfusumuzun büyük çoğunluğu kimlik olarak Müslüman ve Türk. Müslümanım diyen vatandaşlarımız değişik mezheplere, değişik cemaat ve tarikatlara ayrılmış durumdalar. Müslüman olmayan vatandaşlarımız da var. Hristiyanlar, Yahudiler... Bu dinlerin mensupları da değişik mezheplere ayrılmış durumdalar. Hiçbir dine inanmayan ateist vatandaşlarımız da var. Ülkemizdeki insanları birbirinden ayıran şey sadece kavim, sadece din, sadece mezhep değildir, bazen hemşericilik, bazen siyasi yandaşlık da vatandaşlarımızı bir küme etrafında birleştirebiliyor. Bunlar açık gerçekler. Irkımız, inancımız ayrı olsa da aynı gemide yolculuk yapmakta olduğumuz gerçeği bizi bir arada tutmalı.
HANGİ GAYE BİRLEŞTİRİR?
İnsanları aynı hedef aynı gaye etrafında birleştirirsek kavgasız gürültüsüz düzenli bir hayatımız olur. Pekiyi bunu nasıl başaracağız? Halkı ırk etrafında mı, din etrafında mı, sosyal sınıf etrafında mı, coğrafya etrafında mı birleştireceğiz? Bu sosyal olguların hepsi birer gerçektir, insanları birbirine bağlayan güçlü bağlardır. Ama yeterli değildir. Tarihte gördüğümüz ve bugün yaşadıklarımız bunu ispatlamakta. Buna en çarpıcı en son örnek Rusya-Ukrayna savaşıdır. Bu iki devlette (ülkede) yaşayan insanlar soy olarak da, dil olarak da, din olarak da, mezhep olarak da birbirlerine çok yakınlar. Lakin bu birlikleri bu iki devletin savaşmasına engel olmadı, olamıyor. Tıpkı birinci Dünya Savaşı'nda aynı dinden, aynı mezhepten, aynı kıtadan olan Avrupalıların birbirleriyle savaştığı gibi. Tıpkı tarihte Osmanlılarla - Memlüklüler, Osmanlılarla - Safeviler, Osmanlılarla - Karamanoğulları; Selçuklularla-Karahanlılar, Gaznelilerle - Selçuklular'ın birbirleri ile savaşmaları gibi. Bütün bu gerçekler dahilinde şunu söyleyebiliriz; Şu anda Türkiye'mizde 81 ilimizde, 85 milyon insanımız yaşıyor. Bu illerde yaşayan insanlarımızın kimisi solcu kimisi sağcı, kimisi batıcı kimisi İslamcı, kimisi liberal kimisi milliyetçi, kimisi zengin kimisi fakir...(.İnsanları birleştiren ortak çıkar, ortak devlet ve akıldır)
İnsanlar aynı dinden, aynı mezhepten, aynı ırktan, aynı şehirden olsalar da, aynı takımın taraftarı olsalar da, düşünceleri, davranışları, hayata bakışları farklı farklıdır. Ve hiç kimse kimseye kefil değildir. Herhangi bir siyasi görüşe sahip bir insanın yaptığı bir hata o siyasi görüşteki tüm insanlara mal edilemeyeceği gibi, herhangi bir şehirde yaşayan birisinin yaptığı pozitif veya olumsuz bir davranış da o şehirde yaşayan tüm insanlara mal edilemez. Allahu Teala, "kimse kimsenin günahını yüklenemez" diyerek herkesin kabre kendi başına gireceğini, vebalini tek başına yükleneceğini ve onun yaptığından, bırakın bulunduğu grubu, mensup olduğu dini, ait olduğu mezhebi, yaşadığı şehri... Ailesinin bile sorumlu olamayacağını bildirmektedir.
KUL HAKKINA DİKKAT
Günümüzde sosyal medyanın çok fazla kullanılması ile gençlerimiz bu gerçeklerden uzak, mesajlar atıp, yanlış değerlendirmeler yapıyorlar. Ankara'da İstanbul'da, Konya'da, Adana'da, Erzurum'da... Birisi kötü bir iş mi yaptı, sadece fail suçlanmıyor o kötü iş tüm bir şehre mal ediliyor. Bu çoğulcu yaklaşım bizi hem yanlışa sürüklüyor hem de büyük bir vebal ile karşı karşıya bırakıyor. Ahiretlerimizi mahvediyor. Çünkü iftira bu büyük bir günahtır. 2 milyonluk Konya'da, 15 milyonluk İstanbul'da, 4 milyonluk Ankara'da... bir vatandaşın yaptığı kötülüğü o şehrin tümüne mal etmek çok büyük vebal ve günahtır. Sosyal medyayı kullanan gencimiz, yaşlımız buna çok dikkat etmeliyiz...
-
Barış Mutlu2023-01-11 23:09:02Galiba bu dünyada gerçek bir barış ve hakiki bir mutluluk olmamış bundan sonrada olmayacak..Umudumuz Rabbimizdir . inşallah kıyamette buluruz gerçek huzuru