Konya
°C
Yeni Meram

ALLAH KORUDU, ANCAK...

ALLAH KORUDU, ANCAK...- Muhammet GÜMÜŞ- Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
27.01.2025 00:52
26.01.2025 15:00
0
1623
ABONE OL

Ülke olarak Bolu Kartalkaya'da bir otelde meydana gelen ve 78 kişinin yaşamını yitirdiği yangının üzüntü ve endişesini yaşarken geçtiğimiz cuma gecesi şehrimiz Selçuklu ilçesinde 4 katlı Taşoluk Apartmanı'nın çökmesiyle yürekler ağza geldi.
2 kişinin hayatını kaybettiği, 3 kişinin ise yaralı olarak kurtulduğu göçük, 14 daire 7 dükkândan oluşan binanın saniyeler içinde yerle bir olmasıyla başladı. Ancak öncesinde kısa bir zaman diliminde gerçekleşen etkileşim ve buna itibar ederek hızlı hareket ederek binanın boşaltılmış olması büyük bir faciayı da önlemiş oldu.
Dahası çökmeden dakikalar öncesi bulunduğu dükkânda binanın anormal seslerini duyup hemen dairelerin ziline basarak dairedekileri uyaran Ali ismindeki arkadaşın bu uyarısı ve hızlı tahliyesi büyük bir acının da önüne geçmiş oldu.
Konya olarak bu göçük olayı hatırlayanlar çok iyi bilir ki 2 Şubat 2004 tarihinde, Kurban Bayramı'nın ikinci günü akşamı çöken Zümrüt Apartmanı acısını akıllara getirdi. Ancak 21 yıl önce çöken Zümrüt Apartmanı'nda yaşanan facia, 92 kişinin hayatını kaybetmesine, 30 kişinin yaralanmasına sebep olmuş tüm yurdu derin bir acıya sevk etmişti.
Şükürler olsun ki Taşoluk Apartmanı çöküşünde 2 vefatın dışında -vefat edenlere Allah’tan rahmet yaralılara acil şifalar diliyorum- büyük acılara sevk edecek kayıplar olmadı. Şehrimizi Zümrüt gibi bir faciadan çeşitli vesileler ile Allah korudu, şükürler olsun.
Ancak Allah korudu ifadesini kullanarak bu olayın üstünü kapatıp işe güce bakmanın, Allah’ın emir ve buyruklarına ters bir hareket olduğunu da unutmamak gerekli. Elbette bu göçüğün nedenleri araştırılacak incelenecek suçlu varsa cezasını çekecek eksik varsa giderilecek ama tespit edilecekler bundan sonrası için topyekûn bir bilinçle hayata uyarlanması gerekiyor.
Bakın Zümrüt Apartmanı’nın çökmesinin temel nedeni, yapım hatası olarak belirlenmiş, yapısal hatalar ve usulsüzlükler, o dönem bu büyük trajedinin ortaya çıkmasına yol açmıştı. Türkiye'nin en büyük yapısal felaketlerinden biri olarak anılmaya devam eden Zümrüt faciası sonrası tedbirler, önlemler bir yana dursun ülkemiz çok büyük deprem felaketleri de yaşadı. Depremlerin neden olduğu yıkımlarda dahi bina sağlamlıkları tartışılırken herhangi bir deprem olmadan gerçekleşen göçük durumu daha ne felaketleri yaşayacağız sorusunu akıllara getiriyor.
Bu sadece şehrimizle alakalı olan bir konu da değil aslında ülke olarak ciddi adımların atılması gereken bir konu bu.
Tabi vatandaş kendince haklı, bakanlıklar belediyeler kendince haklı olunca ortada haksızı bulmak güç oluyor. Ancak böyle felaketler olunca haksız kim diye hep birlikte birbirimize bakıyoruz.
Kentsel dönüşüm ile alakalı birçok adımlar atılıyor ki şehrimizin birçok bölgesi bu sayede yeni yönetmeliğe göre yenilenmiş oldu. Bunun için iki taraflı fedakârlık yapılması esası önemli bir yer ediyor. Tabi buna kimse yanaşmak istemiyor. İsteniyor ki ne şiş yansın ne kebap.
Ama bu işlerde öyle olmuyor tabii ki, sonuçta bakanlık, belediye adım atarken vatandaşın da adım atması gerekiyor.
Hiç unutmuyorum İstanbul’da beklenen büyük deprem öncesi yapılan birçok uyarı ve toplantılar oldu. Birçok bölgede binaların yıkılması ve yenilerinin yapılması gerektiği konusunda ortak bildiriler yayınlandı. Ama olayın icrası noktasında daha doğru düzgün bir adım atılmadı. Şimdi soruyorum bu konularda ciddi adımlar için illa büyük felaket mi yaşamalıyız?
Allah korur amenna, ama Allah tedbirini alıp önlemini alanı da sever ve korur. Bunu da unutmamak gerek.
Son olarak bu tür acılı durumları yaşadığımız anlardaki dezenformasyona dikkat çekmek istiyorum. Ortalıkta biz basın mensuplarının dahi sağlıklı bilgi edinemediği bir sıcaklık varken sosyal medyada yayılan yalan yanlış halkı korkuya iten paylaşımlar yine aldı başını gitti.
Yok, tüp patlamasından tutun da birçok kolon kesildiğine kadar söylemler dolaştı durdu ama en ilginçlerinden biri Konya dışından geldi. Konya obrukların oluştuğu bir şehir olduğundan bu apartmanın altında büyük bir obruk oluşmuş ve bina onun için göçmüş, hatta çevre binalarda o obruğa çekiliyormuş. Allah’ım Yarabbim nerden, nasıl uyduruluyor bu safsatalar anlamış değilim.
Ama anladığım bir konu şudur ki sosyal medya dezenformasyonu da yaşanan acılar ve felaketler kadar büyük ve etki bırakan cinsten, onun için yapı kalitesi denetimi kadar bu dezenformasyona da müdahale edilip ciddi tedbirler alınması şart.
Şehrimize ve ülkemize tekrar geçmiş olsun diliyorum, Allah'ın bizlere böyle felaket ve acılar yaşatmaması duası ile kalın sağlıcakla.

HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.