ATEŞ YAKMAZ SU BOĞMAZ BIÇAK KESMEZ
ATEŞ YAKMAZ SU BOĞMAZ BIÇAK KESMEZ-Lütfi AYHAN-Yeni Meram Gazetesi
“Anam babam sana kurban olsun ” “Seni yaratana kurban olayım” “ Kurban olduğum nelere kadirsin” ”Canım Kurban olsun senin yoluna adı güzel kendi güzel Muhammed” (Yunus Emre)
Kurban geleneği ilk insan, ilk peygamber olan Atamız Hz Âdemin çocuklarının (Habil ve Kabilin) Allah’a sundukları hediye (kurban) ile başlamıştır. Allah’ın insanın içine yaratılışta yerleştirdiği “kendisinden güçlü yaratıcıya (bazen O’nun gazabından korunmak bazen O’nun gücünden faydalanmak için) hediye verme, Kurban etme geleneği/âdeti” zaman içinde çok büyük değişikliklere uğramıştır. Her devirde, her yerde (6 Kıtada, 7 iklimde ) birbirlerinden tamamen habersiz medeniyetlerde, devletlerde, toplumlarda kurban geleneğine rastlanır.
Tarihin derinliklerine gidince Mısırda, Mezopotamya’da, Japonya’da, Çin’de, Hindistan’da, Eski Yunan’da, Fenikeliler’de, Anadolu’da (Frigler, Hitiler), Amerika’da (Aztekler, İnkalar) Orta Asya’da yaşayan atalarımız Türklerde de kurban kültürü vardır. Kurbanlık olarak hayvanların her çeşidi (tavuk, güvercin, keçi, koyun, at, boğa ..) bitkilerden ve meyvelerden elde edilen yiyecek ve içeceklerin her nevi tapınaklara/ mabetlere hediye (kurban) olarak sunulmuştur. İnsanlar, kavimler, devletler başlayacakları büyük işlerden (savaşa çıkmak, ekin ekmek, büyük binalar yapmak) önce tanrının yardımını almak; O’nun kendilerine, mahsullerine, ülkelerine vereceği zararlardan korunmak için kurban kesmişlerdir.
Allah’ın gönderdiği hak dinden ayrılan insanlar zamanla bu kurbanları çeşitlendirdiler. Allah’a (Tanrıya) en sevdiklerini kurban etme duygusu ile işi insanları hatta evlatlarını kurban etmeye kadar götürdüler. (Bu konuda öyle vahşi ve acımasız sahneler yaşanmış ki anlatılmaz. Gencecik kızlar-oğlanlar, küçücük çocuklar-bebekler değişik şekillerde kurban edilmişlerdir (öldürülmüşlerdir.) Allah Teâlâ gönderdiği kitaplar ve peygamberler aracılığı ile bu yanlışı düzeltmek için ayetler gönderdi. Mesela Tevrat’ta “Kurban olarak hayvanların ilk doğurduklarını, ekinlerin meyvelerin ilk çıkanlarını kurban edin. İlk doğan çocuk adına da onun bedeli olarak hayvan kurban edin…” Yani insan kurban etmeyin diyor Yahuda. Hristiyanlıkta da Hz. İsa’nın çarmıha gerilmesi, kurban kavramına özel bir anlam katmakta, insanoğlunun günahına karşılık Tanrı’nın Hz. İsa’yı (haşa oğlunu) feda ettiğine inanılmaktadır.
İKİ KURBANLIĞIN EVLADI
Biz gelelim asıl meselemize son aylarda bendeniz ve arkadaşlarım siyer okumaya başladık. Takip ettiğimiz kitapta Peygamberimizin doğumundan önce Mekke bölümünü okurken Peygamberimizin “ben iki kurbanlığın evladıyım” sözü geçince bu cümleden kastın Hz İbrahim’in oğlu İsmail ile Abdulmuttalib’in oğlu Abdullah olduğunu söyledik. Bir arkadaşımız “Hz İbrahim’in oğlu İsmail’i kurban olarak adama geleneği eskiden de var mıydı yoksa onunla mı başladı? diye sorunca başladık araştırmaya. Sonuç Hz İbrahim’in böyle bir adağı yok. (Allah’ın kendisine Rüyasında oğlu İsmail’i Kurban et” hatırlatması var.)
Kurban kelimesi Kur’an-ı Kerîm’de üç yerde geçmektedir. (Âl-i İmrân 183), ( Ahkaf 28)(Maide 27)
SAFFAT SURESİ MEVZUUYU AYDINLATIYOR
Saffat Suresi; ﴾100 - 107 Ayetlerde.﴿ “Rabbim! Bana iyilerden olacak bir evlât ver!“ Bunun üzerine kendisine akıllı ve iyi huylu bir erkek çocuğu olacağını müjdeledik”. “Çocuk, babasıyla beraber iş güç tutacak yaşa gelince babası ona, “Yavrucuğum” dedi, “Rüyamda seni kurban ettiğimi gördüm; düşün bakalım sen bu işe ne diyeceksin?” Dedi ki: “Babacığım! Sana buyurulanı yap; inşallah beni sabredenlerden biri olarak bulacaksın.” ”Her ikisi de (ilâhî buyruğa) teslim olunca ve babası onu yüzüstü yatırınca,” “Ey İbrâhim!” diye ona seslendik; “Tamam, rüyanı gerçekleştirmiş oldun.” İşte iyileri biz böyle ödüllendiririz. Bu, kesinlikle apaçık bir imtihandı. Biz, (oğlunun canına) bedel olarak ona iri bir kurbanlık verdik. ”Sonuç olarak tarihten bahseden ayetleri iyi anlayabilmek için O ayetin nüzül sebebi ile birlikte ayetin indiği andaki ahvali ve de o ayette bahsedilen tarihi olaya muhatap olmuş kavimlerin kültürlerini bilmek gerek. İlahi dinlerin hiç birinde Allah, kullarından “insan Kurban” istememiş. İlk insan ve İlk peygamber olan Hz Âdem’in oğulları Habil ve Kabil’in kurbanlıkları buna misaldir. Zaman içinde birçok Milet ve kavim hak dini ve Allah’ın yolunu bırakıp Şeytanın, nefislerinin ve küçük akıllarının emrine uyarak fazlaca “insan kurban” kesmişlerdir. Allah, Hz. İbrahim ve İsmail Hadisesi ile bu zulüm ve günahı tüm insanlara hatırlatmış/duyurmuştur. Hz İbrahim’den sonra gelen Yahudilik, Hristiyanlık ve İslam gibi hak dinler de Hz İbrahim’in yolundan giderek insanlığı bu büyük felaketten kurtarmışlardır.
-
wUmrLVWz wUmrLVWz2024-02-21 01:27:201
-
ibrahim çeşme2024-02-21 12:39:47“Ey İbrâhim!” diye ona seslendik; “Tamam, rüyanı gerçekleştirmiş oldun.” İşte iyileri biz böyle ödüllendiririz. Bu, kesinlikle apaçık bir imtihandı. Biz, (oğlunun canına) bedel olarak ona iri bir kurbanlık verdik.." İnşallah biz de dünyayı kurban eder ahireti kazanırız Hocam