Konya
°C
Yeni Meram

FİYATLARDA NORMALLEŞME SÜRECİ

FİYATLARDA NORMALLEŞME SÜRECİ- Mehmet HANÇERLİ- Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
27.12.2021 01:57
27.12.2021 11:28
0
1963
ABONE OL


Ülkemizin son aylarının gündemi, ekonomi. Faizlerin düşürülmesi, dövizin astronomik yükselişi ve fiyatlardaki istikrarsızlık. Türkiye öyle bir hale geldi ki, telefonla fiyat alan iş insanı karşıdakine soruyor, “Bu verdiğiniz fiyatların opsiyonu nedir?” diye. O da “Telefonu kapatana kadar.” diye cevap veriyor. Havale hemen yapılacak ve mal tedarik edilebilirse, yüklenecek. Hatta temininde zorluk çekilen mallar ile alakalı da maalesef teklif alınamıyor.
O günkü süreci bir gözden geçirecek olursak, insanlar ihtiyaç mallarından sıfır otomobillere kadar stokçuluğa yönelmiş. Yüz bin teneke zeytinyağını stoklayan memleket insanımız var maalesef. Umulan dövizde doların 25-30 bandında kalacağı, temel ihtiyaç maddeleri ve diğer kalemlerin dövize bağlı yükseleceği öngörülmekteydi. Allah aşkına dünyanın hangi ülkesinde altı ay öncesi aldığınız ikinci el bir aracın fiyatı iki katına çıkar? Galericilerde sıfır araç yok, mart-nisanda geleceğini söylüyorlar. Fiyat istendiğinde ise “O zaman belirlenecek.” diyorlar.
Diğer taraftan da sitelerin altında boş olan otoparklar ve boş sanayi dükkanları ya da fabrikaların içinde sıfır, plakası çakılmamış araçlar… Hani İslam’ın “İnsanları aldatan bizden değildir.” düsturu? Bütün girdiler otomatik yükseltilmiş. 3 liralık inşaat demirinin kilogramı 12 TL’yi görmüş, 4 TL olan süt ise 7 TL olmuş. Marketlerdeki süt fiyatlarımız maşallah 12-15 TL arasında değişiyor.
Yine ev ve gayrimenkul fiyatları neredeyse ikiye katlanmış. Tonu bin 400 TL olan üre gübrenin ton fiyatı on iki bin 600 TL olmuş. Örnekleri çoğaltabiliriz. Her aklına gelen, sattıklarına fahiş fiyat uygularken aldığını da yüksek fiyattan almış.
En uç noktayı arz edelim. Memleket insanı bankadan kredi çekti ve dövizin aşırı yükseleceğini hesaplayarak döviz aldı, altın aldı. Ancak evdeki hesap çarşıya uymadı. Kabine ve yönetimin “Devlet Korumalı Mevduat Hesabı” düzenlemesi ile her şey tepetaklak oldu. Döviz almak için kredi çeken vatandaşımız, bir taraftan çektiği kredinin faizini ödeyecekken diğer taraftan da dövizdeki ani düşüşün hesabını yapacak. “25-30 TL civarındaki dolar” tahminini tutturamayanlar, dövizin 9-10 TL bandına gelmesiyle ne yapacaklar, merak ediyoruz. Hatta Sayın Cumhurbaşkanımızın “Dövizde ani düşüş istemiyoruz. İhracatçımızı da düşünmemiz gerekiyor.” demesi çok manidar.
Bu ülke farklılıklar ülkesi, sürprizler ülkesi. Konuşma ile yükseldiğine inanılan döviz, bir konuşma ile tepetaklak inmişti. Bu meyanda da AVM çalışanlarının etiket değiştirmekten yoruldukları bir ortamdan çıkıldı. Etiket değiştirme işleminde personel bir hayli eğitimli. Yapılacak işlem basit: Sadece etiketlerin düşürülerek değiştirilmesi.
Sivil toplum kuruluşları 1-5 Ocak 2022 tarihleri arasında ismini vermeyeceğimiz belli başlı AVM’lerden fiyatları düşürene kadar mal almayıp boykot uygulayacaklarını vurguladılar. Ne kadar etkili olacak, birlikte göreceğiz. Memur, emekli ve asgari ücret zammının uygulanacağı ocak 2022’yi dikkate alan satıcılar, fiyatları aynı ivme ile aşağıya çekecekler mi, göreceğiz.
Belki de girdileri dikkate alarak, fiyatlarda birkaç kalemde sembolik olarak indirimleri uygulayabilirler. Etiketlerin artırılması aşamasındaki ivmeyi, etiketlerin makul fiyatlara çekilmesinde gösterebilecekler mi? İnşallah daha âlâsını görür, biz utanırız.
Bir farklı konu da dövizin aşırı yükselmesini eleştiren, "Memleket batıyor" trendine girenler, şu anda dövizin düşmesinden de rahatsızlar. Çarşı, her şeye karşı zihniyeti. Peki şimdiki rahatsızlık nedir? Anlamak mümkün değil. Tüm muhalefet partileri de siyasetlerini dolar ve altın fiyatlarındaki artış üzerinden kurduklarından, yapılan son müdahale ile açığa düştüler. Muhalefetin görevi idarenin yanlışlarını söylerken asıl önemlisi çözüm yollarını da sunması. Belki de bizdeki muhalefetin sorunu, çözümü bulamaması. Sayın Karamollaoğlu, Kılıçdaroğlu’na övgüler yağdırıp “babayiğit” tabirini kullanıyor. Sayın babayiğit Kılıçdaroğlu da, “Urfa’da Belediye Başkanlığını CHP’ye verin, elektriği bedava vereceğiz.” diyor. Vatandaşın elektriğini yerel yönetimin vermediğini bilmiyor galiba. Sayın Kılıçdaroğlu, senin İstanbul Belediye Başkanın Ekrem İmamoğlu, önce billboardlarda boy boy ilan verdiği “Ekmek ve süt bedava olacak” vaadini bir yerine getirsin de görelim.
Saygılarımızla.

HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.