GÜNDEMİMİZ
GÜNDEMİMİZ- Mehmet HANÇERLİ- Yeni Meram Gazetesi
Nasıl bir gündem, nasıl bir tempo, nasıl bir acı, sönen- söndürülmeye çalışılan ocaklar, ocak söndürenlerin yaptığı eylemi sahiplenen güruh. Epeydir unuttuğumuz miting alanlarındaki yağlı urgan atma eylemlerini yüce Meclis çatısı altında yapanlar, atılan urganları vitrine koyanlar. Neler oluyor? İşin başlangıcı Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başkanı Neçirvan Barzani’nin önceki hafta içindeki Türkiye ziyareti.
Kimselerin bilmediği, tahmin dahi edemediği farklı bir bilgiyi gizemli bir şekilde Türk yetkililere iletmesiyle birlikte hava değişti. Siyasi atmosfer flu bir hale büründü sanki. Türkiye’nin güneyinde, Suriye’nin Irak ve İran’ın kuzeyinde, Ermenistan’ın bir bölümünde yeni bir oluşumun sinyalleri mi geldi bilemeyiz. Devletimiz de açılımın farklı bir türünü gündeme aldı.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, devlet adına öyle eylemler yapıyor ki ileride anlaşılacaktır umarız. Önce yüce Meclis’in çatısı altında DEM Parti sıralarındaki milletvekilleri ile samimi davranışlar akabinde Sayın Cumhurbaşkanının “Uzatılan elin kıymeti bilinmeli” şeklinde vurgulamaları. Dahası Sayın Bahçeli eğer terörün tamamen bitirilmesine katkı verecek ise tutukluluk hali devam eden Abdullah Öcalan’ın DEM’in Meclis grubunda konuşması için yasal sürecin önünü açtı.
Tek istediği de Öcalan’ın yandaşlarına çağrıda bulunarak örgütün silah bırakmasını sağlamasının önemini vurguladı. Galiba temel amaç ise yurt dışından yurt içi destekli gelebilecek bir eylem için yurt içinin yek vücut olması. Cuma hutbelerini de dinlediğimizde en önemli vurgu, bu dönemde ülkenin ve Müslümanların birlik ve beraberliği.
Son aylarda terör devleti İsrail ve hamisi bizim de sözde müttefikimiz ABD’nin uygulamaları. Filistin’de soykırım, Lübnan’da bombalama ve yıldırma, komşu devletlerde özellikle Suriye’de istedikleri bölgelerin istediği zamanda bombalanması. Arap dünyasında kukla liderlerin sessizliği, daha neler neler. İran’ın göbeğinde İran’ın misafirlerinin şehit edilmesi. Ardından İran’ın cılız ve göstermelik saldırısı. Şu anda da gözdağı vermeler. Güya İsrail’in bin adet füzesi ABD’den de onay alınmış İran’ı vurmak için bekliyorlarmış.
Gerçekleşirse ne olur ya da yaşanan son çare olarak nükleer başlıklı füzelere sarılırsa ne olur? Allah korusun, düşünmek dahi ürkütücü. Aslında İsrail’in hedefinde Türkiye’nin olduğunu sık sık vurgulamak pek doğru olmasa gerek. İşte İsrail, Türkiye sınırına gelirse ne olurmuş? Biz çok büyük bir devletiz. Bazı küçük aymazlıkları muhatap almamamız gerekir. Zaten şu anda sınırımızda PYD ile PKK ile İsrail sınırımızda değil mi?
Biz de mi abartıyoruz bilmem ama tüm taşları yerine oturttuğunuzda Arzı mevud (Vadedilmiş topraklar) geliyor. Tam ayakta kalan iki ülke var biri Türkiye biri de İran. Türkiye’yi içeriden PKK ile İran’ı da İsrail ile füze düellosuna çıkartırsalar emellerine bir adım daha atmış olurlar.
Irak’ı içinden zaten kuzey, güney diye böldüler. Devlet içinde devlet var. Suriye’de ABD, Rusya, İran, Türkiye dahil yok yok. Karasularında onlarca kukla devletin deniz gücü bekliyor. ABD’nin müttefiki Türkiye’ye rağmen sığınaklarda tuttuğu 7 bin tır silah ve mühimmat maddesi. En önemlisi de kukla, tetikçi, uyuyan, satılmış Arap ülkeleri ve liderleri.
Bahçeli’nin çağrısı karşılık bulursa acaba terörist başının silah bırakma ve barış çağrısı ne derece etkili olacaktır? Zira daha önceki bir mektup olayında pek bir başarı kazanılamamıştır. Ancak ülke içindeki birlik ve beraberliğin sağlanmasında denemekte fayda var mıdır?
Bir diğer konu da PYD, PKK vb. terör unsurları şimdiye kadar özellikle de Öcalan’ın hapisliği süresinde kimlerden talimat aldılar, kimlerden silah aldılar, kimlerden eğitim, kimlerden destek aldılar?
Yapılabilecek bir çağrı ne derece karşılık bulacaktır birlikte göreceğiz. Ankara’da terörist grupların en çok çekindiği, mağaralarından dahi çıkamadığı silahların, İHA’ların üretildiği tesislere saldırı manidardır. Hakikaten Kanada’nın kendisini ve yedek parçasını vermediği İHA’ları şimdi yapıyor olmasaydık terörle mücadelede bu kadar başarılı olabilir miydik?
Rengi fark etmiyor kırmızı ya da gri renkli bir teröristi sınırlarımız içinde ya da dışında MİT tespit ediyor. İHA, SİHA veya F-16’lar nokta atışı ile sarı poşete koyuyorlar.
Bu ülke nice badireler atlattı. Bunu da atlatacak inşallah. Ey İslam ülkeleri, Arap Birliği neredesiniz? Namlunun arkasına geçen önüne de geçer unutmayın.
-
Henüz yorum yapılmamış.İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.