Konya
°C
Yeni Meram

HAKİKATİ BULMAK SONSUZ MUTLULUĞA KAVUŞMAK İSTİYORSAK

HAKİKATİ BULMAK SONSUZ MUTLULUĞA KAVUŞMAK İSTİYORSAK- Lütfi AYHAN- Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
29.05.2024 10:01
29.05.2024 10:02
0
978
ABONE OL

İnsanoğlunun en büyük hedefi gerçeği bulmak en büyük gayesi ise hakiki ve bitmeyen mutluluğu elde etmektir. Varlıklar içinde en farklı, en değerli olan insandır. Aklımızın zayıf, küçük, sınırlı oluşundan dolayı bilgilerini ihata edemediğimiz, büyüklüğünü kavrayamadığımız, özelliklerini çözemediğimiz bir âlemde yaşıyoruz. Sınırlarını. Hakikatini ancak Allah’ın bildiği bu varlığa Evren/ Kâinat diyoruz. Bu geçici âlem gibi sonsuz olan öbür hayat/ ahiret ile ilgili bilgilerimiz de sınırlı ve kısıtlıdır.
Gerçek ilim, hakiki bilgi her şeyin sahibi ve yaratıcısı olan Allah’ı bilmektir. Yaratılanların içinde vahye muhatap olan biz insanlar, gerçek bilgiye nasıl ulaşabiliriz? Düşünmeyi, muhasebe yapmayı, ölçmeyi, geleceği planlamayı yapabilen tek varlık olan insan, gerçeği, hakikati neyle, nasıl bulabilir?
Malikülmülk, Halükul Zülcelalal olan Rabbimiz tüm varlıklara efendi, kendisine halife olarak yarattığı insana bunun yolunu göstermiştir. Bu yol O’nun (cc) Gönderdiği kitaplar ve o kitapları açıklayan, uygulayan peygamberlerdir. Bu kitapların sonuncusu Kur’an, o peygamberlerin sonuncusu da Hz. Muhammed sallallahü aleyhi ve sellemdir.
Bu bilgiye vakıf olan, bu bilgiyi hakikat olarak kabul eden her insanın/Müminin yapacağı iş ise bellidir. En başta tüm sıfatları ve adları ile Allah’ı bilip O’na ve imanın esaslarına kalben ve aklen şeksiz şüphesiz inanmak. Bu bilgiye kavuşmanın ilk basamağı da Allah’ın gönderdiği son mesaj olan Kur’an’ı okuyup anlamak, peygamberimizin sünnetini öğrenip yaşamaktır.
Pekiyi sınırlı ve zayıf bir akla, aciz bir gönüle, küçücük bir hafızaya, yetiştiği ortamın rengine bürünmüş bir vicdana, Allah’ın emrettiği şekilde oluşmamış bir toplumda yaşadığı için batıl ile örülmüş bir mantığa sahip olan biz insanlar/müminler, Allah’ı, Kuranı, vahyi, ahireti… Gerçek mahiyetleri ile bilip, hakiki veçheleri ile nasıl kavrayacağız? Bunu başarmamız mümkün mü? Tarih boyu insanlık ve Mü’minler bu suallerin cevaplarını aramışlar, aramaya da devam ediyorlar. Bu konularla ilgili hepimizin az çok bir bilgisi vardır. Bizlerin bu konularla ilgili bilgileri, başta peygamberimiz olmak üzere O’nun güzide ashabının, Kur’anda ‘RASİHUN’ diye adlandırılan kişilerin, ömrünü bu yola vakfetmiş âlimlerin bilgilerine göre çok kısıtlıdır.
Konu ile ilgili dinlediğim şu videoda: (https://www.youtube.com/watch?v=aX_wAaq7DyY&t=1481s). Yasin Pişgin Hoca, Kur’an’la ilgili çok değerli pek kıymetli malumatlar veriyor.
KUR’AN AYETLERİNİ HERKES ANLAYABİLİR Mİ?
(22. dakikadan sonraki bölümde) Hoca (mealen) şunları söylüyor:
“… İbni Kesir, Kur'an'ın ayetlerinin anlaşılması ve ayetlerin tevili le ilgili bir tasnif yapmış: Kur'an'da bazı ayetler vardır ki bu ayetler özeldir, kapalı bir üslupla Allah tarafından insanlara bildirilir. Çünkü bu ayetlerin konusu genellikle ğayp/metafizik âlemdir. ‘Kur'an'da ilk okumada herkesin anlayabileceği ayetler vardır. Bu birinci tabakadır. Bir kısım ayetler vardır ki Arap diline vakıf olmayanlar bu ayetleri çok iyi anlayamazlar. Bunun için ulumul Kur'an/ Kur'an ilimleri dediğimiz bazı ilimleri bilmek gerekir. Bunları ancak Rasihun dediğimiz bu ilimlerde profesyonel olanlar, dini ilimlerle uğraşanlar anlayabilir.
MUHKEM NEDİR?
Kur'an da bazı ayetler vardır ki onları ancak erbabı anlar. Onları tam anlayabilmek için birçok ilme aynı anda vakıf olmak gerekir.( Kur'an tarihi, peygamberimizin ve diğer peygamberlerin hayatı(siyer), Arapça, mantık, fıkıh, tefsir, hadis…) Bunları tam bilen insan Allah ve din hakkında biraz bilgiye sahip olmuştur. Bunun dışında Kur’an’da bir ayet grubu daha vardır ki bunun anlamını sadece ve sadece Peygamber Efendimiz bilebilir. Şöyle ki; Allah miracı anlatırken (Necm Suresinde) şöyle buyuruyor; “. O kadar yakınlaştı ki iki yay arası kadar ve kuluna vahy edeceğini vahyetti. Gönül de gözün gördüğünü yalanlamadı…” Şimdi Bu ayetlerde vasfedilen nedir? Bu ayetten peygamberimizin anladığı şeyler ile diğer insanların (Rasihler, sahabeler, âlimler mürşitler, salihler ve bizim gibi düz insanlar) anladığı şeyler aynı olabilir mi? Peygamber Efendimiz cennete girdi onu müşahede etti cenneti ve Cehennemi gördü. Şimdi şu ayeti (Onlar için can yakıcı bir azap vardır) okuyan bizlerin aklında, vicdanında, gönlünde oluşan bilgi, duygu, manzara ile onu bizzat gören, Peygamberimizin zihninde oluşan manzara ve tesir aynı olur mu? Bizler ne kadar tefsir okursak okuyalım, ne kadar Arap diline vakıf olursak olalım… Cehennemi ve cenneti bizzat görmüş, müşahede etmiş Peygamberimizin, bu ayeti okuduğunda elde ettiği anlam derinliğini yakalayabilme ihtimalimiz var mıdır? Bir kısım ayetler de vardır ki bunun gerçek anlamını sadece Allah bilir. Mesela kıyametin saati. Her ayeti herkes anlayamaz, bazı ayetleri peygamberler dâhil kimse kavrayamaz. Çünkü Kur'an'ın bir ucu açıktır. Çünkü yaratılan herkes sınırlı bir akla sahiptir. Sınırlı olan da sınırsızı ahiret alemi dediğimiz ontolojik açıdan farklı bir alemi kavrayamaz,..” Diyor. Sonrada Süyuti isimli âlimin bu konu ile ilgili tasnifine geçiyor ki onu anlamak çok daha zor. Tüm bunları şunun için yazdım. Kur’an’ı, mealini, tefsirini okuyalım. Lakin bilelim ki Kur’an’ı hakkıyla anlamak için büyük bir çaba ve çalışma gerekiyor. Bir çok ilmi (Arapça, hadis, tefsir, fıkıh, kelam, siyer, matematik….) öğrenmeden bu mümkün değildir. Konunun uzmanı âlimlere saygı gösterip onlara kulak verelim.Bu satırları okuyan tüm arkadaşlarıma, dostlarıma, yaranlarıma, sevdiklerime tekmil âdemoğullarına linkini verdiğim videoyu seyretmelerini kuvvetle tavsiye ederim.
Not konu ile ilgili Hocanın;
a-Kur’an’ın Kalbine Yolculuk
b- Kur’an’da Karakter İnşası
c-Mısır’a Sultanı Kuyudan Gelir… Gibi eserleri de mevcut.

HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.