HAYAT YOLCULUĞUNDAKİ ENGELLER

Hayatımız inişler ve çıkışlarla dolu bir yolculuk, değil mi? Bazen de bu yolculukta hastalık denen engellerle karşılaşabiliyoruz. Peki, bu engeller nereden geliyor?
Tek bir cevabı yok bu sorunun, çünkü hastalık karmaşık bir şey. Sanki ruh, zihin ve bedenimiz bir orkestraymış gibi, ahenk bozulunca ortaya hastalık çıkıyor.
Peki, neden hastalanıyoruz?
Stres, kaygı, öfke gibi yoğun duygular, bağışıklık sistemimizi zayıflatıp hastalıklara davetiye çıkarabiliyor. Örneğin, sınav stresi altındaki bir öğrencinin soğuk algınlığına yakalanması, işyerinde yoğun stres yaşayan bir çalışanın migren atakları geçirmesi gibi.
Olumsuz düşünceler, tıpkı birer tohum gibi filizlenip bedenimizde hastalığa dönüşebiliyor. “Yetersizim”, “Başarısızım” gibi iç sesler, özgüvenimizi zedeleyerek kronik yorgunluk, depresyon gibi problemlere yol açabiliyor.
Yanlış beslenme, hareketsizlik, uyku problemleri de bu orkestrayı bozan unsurlar arasında. Genetik ve çevresel faktörler de cabası.
Sigara ve alkol kullanımı, toksinlerin vücudumuza girmesine ve hücrelerimizi zehirlemesine neden oluyor. Bu durum, kanser, akciğer hastalıkları gibi ciddi sağlık problemlerine yol açabiliyor.
Bazı hastalıklar aileden geçiyor, yani genlerimizde hastalığa yatkınlık taşıyabiliyoruz. Örneğin, diyabet, kalp hastalıkları gibi.
Çevre kirliliği, hava ve suyun kirlenmesi gibi durumlar da solunum yolu hastalıkları, alerjiler gibi problemlere yol açabiliyor.
Neyse ki hastalık sadece bir engel değil, aynı zamanda bir uyarı da. Bu uyarıyı dinleyip, stresi azaltarak, kafamızı rahatlatarak, sağlıklı beslenip hareket ederek bu engeli aşabiliriz.
Unutmayalım ki, hastalıklar sadece bedensel bir problem değil, aynı zamanda ruhsal ve zihinsel boyutları da olan bir durumdur. Bu nedenle tedavide de bu üç boyutu da göz önünde bulundurmak önemlidir. Sadece ilaca güvenmek yerine, stresi yönetmek, olumsuz düşüncelerden uzak durmak, sağlıklı beslenmek ve egzersiz yapmak da iyileşme sürecini hızlandırabilir.. Madem hastalıkların boyutlarını temel sebeplerini konuşuyoruz ilaveten şunu söyleyeyim; içinde sevgi olmayan her şey hasta olmaya mahkumdur. O halde, çokça sevelim sevilelim.