HERKES TRUMP'A TEŞEKKÜR ETMELİ

Başlıkta hem ironi var hem de gerçek. İnsanlar gerçekten Trump'a teşekkür etmeli, çünkü ABD Başkanı Trump aldığı kararlarla, yaptığı konuşmalarla birilerinin yıllardır gizlediği, sakladığı, eğip büktüğü hakikati 'şak' diye söyleyip ortaya koydu; "insan hakları, evrensel hukuk, demokrasi, insanlık..." Gibi lafların ve sözde değerlerin devletlerarası ilişkilerde "laf salatasından" başka bir anlam taşımadığını açık seçik ortaya koydu. Neler dedi Trump; "Grönland'ı ve Panama'yı alacağım" "Rusya Ukrayna savaşını durdurup Ukrayna'nın değerleri madenlerine el koyacağım" "İsrail ile Filistinliler (Gazzeliler) arasında sorun olan Gazze'ye el koyacağım, Gazzeli'lere komşu ülkelerden toprak ayarlayacağım ve Gazze topraklarında büyük bir eğlence ve ticaret merkezi kuracağım." "Avrupa ülkeleri size sesleniyorum! NATO aracılığı ile sizi ben koruyorum. Lakin sizler NATO'ya vermeniz gereken parayı vermiyorsunuz, o yüzden gereğini yapacağım" "Başta Suud Kralı olmak üzere Zengin Arap şeyhleri, sizi korumam karşılığında pamuk eller cebe..."
Yukarıda yazdıklarım öyle veya böyle zaten oluyordu. Yalnız ABD ve onun gölgesi olan diğer batılı ülkeler, ellerinde bulundurdukları iletişim gücü ile bu gerçekleri Janjanlı cümlelerin ardına saklıyorlardı. Trump, kitabın ortasından konuşup, lafı eğip bükmeden gerçekleri söylüyor. Böylece tüm dünya O'nun sayesinde gerçekleri görüp öğreniyor. Bu yüzden de herkesin Trump'a teşekkür borcu var.
TRUMP'UN SÖZLERİNİ BİRAZ DAHA AÇARSAK...
Trump diyor ki; "Ey dünya, ey insanlar! Bakın bizim devletimiz ABD, 100 yıla yakındır dünyada bir numara. Askeri güç bizde, siyasi güç bizde, bilim gücü bizde; ekonomimiz de çok güçlü. (Niye? Çünkü tüm yeni icatların ve buluşların çoğunluğunu ABD /ithal ettiği beyin göçü ile/ yapıyor. Üstelik de 'Dolar Fabrikamız' var) Silah sanayimizin rakibi yok. Ordumuz ve onların kullandıkları silahların eşi yok. Savaş uçağı sayısında, uçak gemisi sayısında, savunmaya harcanan para konusunda rakipsiziz. Yani güç de para da bilim de iletişim de bende; kral benim, söz benim. Ben ne dersem o olur. Ölçüyü ben koyarım: ben bir ülkeye, bir örgüte 'terörist' dersem öyledir, iyi dersem de iyidir. Uluslararası ticarette benim param (dolar) rezerv para olacak dedim ve oldu..." Trump 'un söylediklerinin anlamı tam da bunlardır.
BATI AKREP HUYLUDUR
Pekiyi batı niçin böyle? Çünkü batı medeniyetinin özü ve dayandığı ana direkler çürük, kokuşmuş ve batıla dayanmaktadır. Batı, insanı sadece madde, hayatı da sadece bu dünyadan ibaret saydığından bu vahim manzara ortaya çıkmıştır. Batının ABD'den önceki başat devleti İngiltere'de aynı yolun yolcusu idi. Batılılar (İngiltere Fransa Portekiz İspanya...) ABD'den önce elde ettikleri güç ile sadece dünyayı sömürmekle kalmadılar, sadece Afrika'yı Asya'yı ateşe atmadılar; I. ve II. Dünya savaşlarında birbirlerini de yiyerek 60 milyona yakın Hristiyan'ın kanına girdiler. Pekiyi şu anda dünyaya gözyaşından, sömürüden, adaletsizlikten kan ve zulümden başka bir şey vermeyen ABD'nin yerine Çin, Rusya, Hindistan... Geçse manzara farklı mı olur? Hayır. Nereden biliyoruz? Bu güçlü devletlerin kendi ülkelerinde yaşayan azınlıklara ve komşularına yaptıkları zulümlerden. Çin Doğu Türkistan'da, Rusya Türk Cumhuriyetlerinde, Hindistan, Keşmir'de ve kendi içinde yaşayan Müslümanlara neler yapıyor bakıverin. (Bunlar da akrep huyludur)
ÇARE BİZİZ, REÇETE BİZDE
Tarihi iyi incelediğimizde şunu görürüz: Müslümanlar ve Müslüman Türkler hariç başka milletlerin kurdukları devletler/imparatorluklar birer zulüm makinasıdırlar. Pekiyi Müslümanlar niçin öyle değil? Bu arada tarihte ve günümüzde bazı İslam ülkelerinin yöneticilerinin de zalim olduğu gerçeğini biliyoruz. Yalnız bunun sebebi İslam ve İslamiyet değildir. Çünkü İslam'ın dayandığı ana kitap ve peygamberimizin hem hadisleri hem davranışları buna engeldir. İslam'a göre "her insan Allah'ın kulu ve Ademin torunudur. Tüm insanlar kardeştir. Dinde zorlama yoktur, herkes inancında hürdür. Irkçılık, bölgecilik İslam'a zıttır. Devletin dini adalettir." Bu kurallar lafta kalmamış en başta Peygamberimiz ve diğer büyük hükümdarlar (Alpaslan, Fatih) halifeler (Hz. Ebubekir, Ömer, Osman, Ali...) Gerek fetihlerde ve gerekse sulh dönemlerinde İslam devletine bağlı gayri müslim tebaaya çok adil davranmışlardır. Peygamberimizin Mekkelilere, Fatihin İstanbul halkına gösterdiği müsamaha ortadadır.