Konya
°C
Yeni Meram

Kim bilir belki de Cuma Namazı Emevî Camiinde kılınır…

Kim bilir belki de Cuma Namazı Emevî Camiinde kılınır…-Hamdi BAĞCI-Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
10.12.2024 00:05
09.12.2024 20:38
0
1564
ABONE OL

Nereden bakarsanız bakın, tarihi günler yaşıyoruz. Ocak 2011’de başlayan ve daha sonra Dera’da 6 Mart’ta bazı çocukların gözaltına alınması sonrası sistematik başkaldırıya dönüşen ayaklanma tam 14 yıl sonra neticeye ulaştı ve geçtiğimiz pazar günü Esad’ın Şam’ı terk etmesi ve rejimin yönetimi muhaliflere bırakması ile birlikte Suriye’de yeni dönem başlamış oldu. Doha’da Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan, İran Dışişleri Bakanı Abbas Erakçi ve Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile görüşmüş ve bu görüşme sonrası hem Rusya hem de İran Dışişleri Bakanlarından oldukça ılımlı açıklamalar gelmişti. Bu da bir uzlaşma olduğu fikrini güçlendirmişti. Tam da işte bu toplantının yaşandığı günün gecesinde tam anlamıyla bir tarih yazıldı, Suriye’nin çocukları devrime devrim yaptı. Hayırlı mübarek olsun, sevinçleri sevincimizdir.

Tabi 2011 yılından bugüne geçen 14 yılda gerçekten çok büyük acılar yaşandı Suriye’de. Yaklaşık 500 bin insan öldü, binlerce insan kayboldu, milyonlarca insan şehirlerini, kasabalarını, köylerini terk etmek zorunda kaldı. Suriye’de yanan ateş, en fazla da Türkiye’yi etkiledi büyük acılar yaşandı ülkemizde de. Ülkemize bu süreçte milyonlarca Suriyeli geldi, şehirlerimizin demografik yapısı değişti. Terör saldırıları ile binlerle ifade edilebilecek insanımız şehit oldu, askerlerimiz şehit oldu, polislerimiz, imamlarımız, öğretmenlerimiz, kaymakamlarımız, savcılarımız şehit oldu. Hepsine Rabbimizden rahmet diliyoruz. O dönemde yapılan hatalar silsilesi sonrasında çok ağır bedeller ödedik. Ama sonuçta işte Beşşar Esad devrildi ve yeni Suriye kurulacak. Bu kadar acının en büyük sorumlusu olarak tarih Beşşar Esad’ı yazacaktır. Halkını dinlemedi. Cehaleti ve kibri yüzünden İran, ABD ve Rusya’nın ülkesini işgal etmesine ve kendi halkını katletmelerine müsaade etti ve bu nedenle tarihe lanetli bir katil olarak yazılacak. Gerçekten çok yazık.

Ama ne olursa olsun, sonuçta Baas Rejimi yıkıldı. Arap Sosyalist Baas Partisi 7 Nisan 1947'de Mişel Eflak, Selahaddin el-Bitar ve Zeki el-Arsuzi'nin takipçileri tarafından kuruldu. 1963 yılında ise yönetimi ele geçirdi ve o günden bugüne Suriye’yi Baas Partisi yönetiyordu. Yani tam 61 yıldır iktidarda olan bir partiden bahsediyoruz. 1966 yılında bir darbe oldu ve Salah Cedid iktidara geldi. 1970’de ise Hafız Esad taraftarları ile birlikte Cedid’i yıktı. O günden bugüne de tam yaklaşık 55 yıldır Esad ailesi Suriye’yi yönetiyordu. 08.12.2024 tarihinde ise Baas Partisi de yaklaşık 14 yıllık bir mücadele sonrasında yıkıldı, her zalimin sonunu onlar da yaşıyorlar. Halkları lanet ediyor, elbette bunun bedelini de huzuru ilahi de ödeyecekler.

Çok büyük acılar yaşattı Baas ve Esad ailesi Suriye’ye. Azgın azınlık diyebileceğimiz bu yapının yaşattığı acıların en önemlilerinden biri 2 Şubat 1982'de Hama şehrinde kimyasal ve biyolojik silahlarla binlerce kişinin katledilmesidir. Uluslararası Af Örgütü'ne göre bu katliamda 25 bin Suriyeli katledildi. Toplumu dizayn edeceksin, batıcı medeniyet kodlarına aykırı bir çizgide olmayacaksın, Batı’nın belirlediği çizgiler içinde yaşayacaksın ve böylece de yeni çağda varlığın onanacak, yaşam hakkı tanınacaksın, sen de halkını istediğin gibi öldürebileceksin… Bölgedeki rejimlerin hepsinin takip ettiği metot böyle oldu. Türk Milleti bir şekilde çok partili sisteme geçerek bu deli gömleğinden kurtuldu da görüyoruz, Suriye, Irak, Mısır gibi ülkeler bir türlü kurtulamıyor.

Şimdi Suriye’de bu devrimin ardından, Türkiye kontrollü hareket ederek, romantik akımlara da kapılmadan, gerçekçi bir yaklaşımla yeni yönetimin oluşmasını sağlamalı ve Mısır’da, Libya’da, Irak’ta yaşanan hatalara Suriye’de müsaade etmemelidir.

Bir kere Suriye halkı demokratik bir geçişe hazır mı, değil mi bu çok iyi tahlil edilmelidir. Mezhepçilikten, aşırı söylemlerden, halkına zulmetmekten Suriye’yi yönetecek yapı uzak durmalıdır. Adalet, kalkınma, eğitim alanlarında büyük hamleler yapılmalı, tarım, sanayi, teknoloji gibi konularda Suriye’nin, halkını doyuracak bir yapıya kavuşması sağlanmalıdır. PKK terör örgütünün elinden petrol kuyuları alınmalı ve Suriye halkına teslim edilmelidir. Suriye toprakları, gidenler bilir, gerçekten çok verimli tarım arazilerine sahip. Bu alanlar çok iyi kullanılmalıdır. O araziler akıllıca kullanılırsa Suriye, Avrupa’yı besleyen bir ülkeye dönüşür. Aynen Amerika Birleşik Devletleri gibi Rusya’da bu bölgenin insanına acımadı, mesela Halep’i görüyorsunuz, yerle bir olmuş, bu şehirlerin yeniden imarı gerekiyor. Türkiye, TOKİ öncülüğünde Suriye’nin yeniden imarını sağlayacak adımları atmalıdır. Sanayisi, barajları, santralleri… Hepsi çökmüş. Bu alanlar elbette imar edilmeli ve Suriye halkının bölgeye sağlıklı geri dönüşü sağlanmalıdır.

Sanırım, bu noktada en büyük sorun olarak karşımızda PKK/PYD terör örgütünün Amerika Birleşik Devletleri yönetiminde bölgede oluşturduğu fiili egemenlik alanlarıdır. Donald Trump, Suriye’den askerlerini çekeceğini söylüyor ama her Türk bilir ki hiçbir Amerikalıya güvenilmez. Türkiye, bir şekilde, bölge halkıyla da birlikte hareket ederek, bölgedeki Kürtleri terör örgütünün oyuncağı olmaktan kurtaracak, bölgede terör yapılanmalarının kökünü kurutacak politikaları geliştirmelidir. Bu elzemdir. İsrail’in yayılmacı politikalarının durdurulması için de elzemdir, bizim sınır güvenliğimiz için de elzemdir, Suriye’nin huzurlu kalkınması için de elzemdir. ABD’nin sanırım bölgede 900 kadar askeri varmış, bu askerin bölgeyi terk etmesi bir şekilde sağlanmalıdır. Suriye’yi Suriyeliler yönetmelidir.

Bu arada bilgin olsun Sayın Özgür Özel, Beşşar Esad yıkıldı… Bu cümlenin içerdiği paradoksu muhatabının anlayacağını sanıyorum. Neyse işte bir dönem daha kapandı ve bizler de buna şahitlik ettik.

Tekbir sesleri ile sabah namazında muştulanmış bir zafer gibi inanın Baas rejimin yıkılması ve umarız ki Suriye yeni ve bambaşka bir ülkeye dönüşür, bu insanlar bizim insanlarımız, bu insanların acılarının dinmesi, huzurlu olmaları en büyük duamızı oluşturuyor.

Kim bilir belki de Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, Diyanet İşleri Başkanımız Prof. Dr. Ali Erbaş’ı da alır, bu hafta, bilemediniz gelecek hafta Cuma Namazı Şam’da Emevî Camiinde kılınır…

Acılar unutulmaz ama her şeye rağmen umudun kazanması ne güzel…

HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.