Konya
°C
Yeni Meram

MESLEK YÜKSEK OKULLARI

MESLEK YÜKSEK OKULLARI- Abdurrahman KUTLU- Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
10.03.2022 01:04
09.03.2022 17:05
7
2677
ABONE OL

Meslek Yüksek Okulları ( MYO) ülkemizde ihtiyaç duyulan alanlarda ara elemanlar yetiştirmek amacıyla, 1980’li yılların sonlarında kurulmaya başlandı. Bu okullar üst makamların planlaması ile değil, rektörün teklifi ve Yüksek Öğretim Kurulu’nun (YÖK) onayı ile kuruldu. İstanbul ve Ankara’daki üniversiteler fazla MYO kurmadılar. Anadolu’daki bazı üniversiteler bu konuda biraz hızlı gittiler. Altyapısı olmayan birçok yerde MYO’ları açmışlardı. Rektörlük görevine başladığım zaman, Selçuk Üniversitesi’nin 30 MYO ve Yüksek Okulu vardı ve en fazla MYO olan üniversite idik. 1996 yılında Cumhurbaşkanı merhum Demirel’i bir ziyaretimde; MYO’lar projesini rektörlerin, YÖK’ün, bizim yanlışlarımız sebebiyle arzu edilen seviyede götüremedik demişti. 1995’in son aylarında YÖK Başkanlığı’na atanan Prof Dr Kemal Gürüz Bey, MYO’larının açılmasını ağır şartlara bağlayan bir mevzuat oluşturdu, bu dönemden sonra MYO açma hızı düştü.
Üniversitemiz bünyesinde bulunan MYO’larının birçoğunun başlangıçta önemli sıkıntıları olsa da, zaman içinde hepsi derlendi toparlandılar. Akşehir, Ilgın, Kadınhanı, Sarayönü, Ereğli, Beyşehir, Seydişehir, Cihanbeyli, Bozkır, Hadim, Ermenek, Silifke-Taşucu, Sosyal Bilimler (kampüste), Çumra, Kulu, Güneysınır ve Huğlu MYO’larının hepsi kendi binalarına kavuşturuldu. Yeterli öğretim elemanları sağlandı. Uygulama laboratuvarları kuruldu. Zaman içinde açık, kapalı spor tesisleri ve sosyal tesislere kavuşturuldu. 1997 yılında üniversitenin kendi bilgisayarlarını üretmeye başlamasından sonra bütün Fakülteler gibi, MYO’ların da bilgisayarlarla donatılması ile; eğitim-öğretim, araştırma ve projelerde gözle görülür gelişmeler ortaya çıktı. Gelenek haline getirilen ve her yıl mayıs ayında düzenlenen MYO’lar proje yarışmalarında ilginç projeler geliştirildiği dikkat çekiyordu.
MYO’ların bulunduğu ilçelerde yöneticiler, halk ve özel sektör her yönden öğrenciye sahip çıkmış, zaman içinde onlara yönelik olarak; yurt, lokanta, pastane, spor tesisleri gibi yatırımlar yapmışlardı. Devlet de bazı ilçelerde öğrenci yurtları yaptırmıştır.
Rektörlük görevimin ilk yılı olan 1996’da Akören’in MYO’lu için alt yapı şartlarının müsait olması sebebi ile bir MYO açılması için müracaat ettik. Akören’in istenen şartları sağlamadığı gerekçesiyle müraacaatımız reddedildi. YÖK Başkanı Sayın Prof. Dr. Kemal Gürüz Bey’e benim doğup büyüdüğüm yerin Akören olduğunu, Akören’in benim için önemli olduğunu, eksiklerin zaman içinde giderileceğini anlatarak 1997 yılında , eski milletvekillerimizden merhum Ali Rıza Ercan Beyin adı verilerek Akören’de bir MYO açılması gerçekleştirildi. Akören’li hayırsever iş adamı Nurullah Ercan Bey tarafından bir okul binasının yapılmasından sonra, MYO’nun program sayısı ve öğrenci kontenjanı artırıldı. Bu şekilde birinci ve ikinci öğretimle, öğrenci sayısı iki bine çıkmıştı. MYO’na bizim yaptırdığımız kapalı spor salonu ve daha sonraki yıllarda Belediye Başkanı Sayın Tahir Dinç Bey’in okulun yakınında 30 bin metrekare yer tahsisi yapması ve Konya Kredi Yurtlar Bölge Müdürü olan değerli dostum Osman Yaşar Acet Beyin 300 kişilik, sosyal tesisleri de olan kız ve erkek öğrenciler için modern bir yurt yaptırması ile, Akören MYO her yönden modern bir eğitim kurumu olmuştur.Daha sonra da altyapısının uygun olması sebebiyle Doğanhisar’da bir MYO açılmıştır.
MYO’ları sadece bizim üniversitede değil, birçok üniversitede zaman içinde kaliteli, donanımlı hale gelmişlerdi. Önlisans öğrencileri olarak adlandırılan ve çeşitli programlara sahip bu okullardaki öğrenci sayımız 20 bine ulaşmıştır. Sanayi kesiminin ve hizmet sektörünün aradığı bu elemanlar olması sebebiyle, bu okullardan mezun olan öğrenciler herzaman daha kolay iş bulabildiler.
Son yıllarda MYO’larının öğrenci sayılarının azalması dikkat çekiyor. Bunun sebebi ; kısa süre içinde çok sayıdaki devlet ve vakıf üniversitesinin açılmasıdır. MYO’larda öğrenci sayındaki düşme, üniversite mezunu olma hevesi içinde olan öğrencilerin tercihleri ile ilgilidir. Birçok üniversite mezunu işsiz ortada iken, ülkemiz açısından üzüntü verici olan bu konuda öğrencileri suçlamak yanlış olur. Bu mesele Yüksek Öğretim plan ve programı ile ilgilidir ve o da siyasi iradeye aittir.
MYO’lar için ikinci talihsizlik, üniversite giriş sınavlarında baraj puanının kaldırılması ve üniversite öğrenci kontenjanlarının artırılması ile olacaktır. Bu karar sadece MYO’ları etkilemekle kalmayacak; lise seviyesinden itibarek sağlıklı bir Yüksek Öğretim Planmasının yapılmasını da engelleyecek ve kontenjanların da artırılması sebebiyle üniversiteler çeşitli yönlerden etkilenecek ve üniversiteleri zorlayacaktır. Sınav barajının kaldırılması ile, siyaseten de olsa, yüzbinlerce öğrenciye üniversite mezunu olma hevesi verilse de , bu yanlışlıktan çok geçmeden dönüleceğini tahmin ederiz.
Bize göre; ülkenin birçok üniversitesinde açılmış ve 20-30 yıllık geçmişleri olan altyapıları, sahip olduğu imkanlar ve akademik kadroları ile iyi bir konuma gelmiş olan; ülkenin ihtiyacı olan ara elemanları yetiştiren, çocukların erken meslek sahibi olarak ülke ekonomisine katkı sağlayan ve Türk Yüksek Öğretimi içinde önemli hale gelen MYO’larının farkında olunmalıdır. Bu okullar gözden çıkarılmadan, eğitim- öğretim ve meslek edindirme kaliteleri yükseltilerek öğrenciler için cazip hale getirilip, öğrencileri bu okullara yönlendirecek programlar geliştirilmelidir. Bu da YÖK’e düşen bir görevdir. Aksi halde verilen emeklerin boşa gitmesiyle kalınmaz, Türk Yüksek Öğretiminin karşı karşıya bulunduğu meselelerin çözümünde önemli bir hata yapılmış olur.
Dr. Abdurrahman KUTLU

HABER YORUMLARI
  1. Tülay Şener
    2022-03-10 10:15:36
    Sayın hocam, kaleminize, düşüncenize sağlık. Kaliteli ara elaman ihtiyacı olan ülkemizde MYO okullarının yıllarca küçümsenmesi ve niteliği olmayan üniversitelere dönüştürülmesi maalesef yıllardır beni üzen konulardan… Benim Almanya’ya ilk gidişimde araştırma konum “Almanya eğitim sistemi ile Türkiye eğitim sisteminin karşılaştırılmasıydı.” Karşıma çıkan, geri kalmış ülkelerin sistemine sımsıkı sahip çıktığımız, tek hedef üniversite mezunu olmak İdi. Palmiye ağacına benzetmiştim ben bizim gibi eğitim istemi olan ülkeleri. Almanya’da ise ilk okul dörtten sonra söğüt ağacı gibi kaliteli ara okulların olduğunu, herkesin üniversiteye gitmesine gerek olmadığının farkındalıklarını, kendi ülkemin eğitim anlayışına üzülerek gördüm. O gün bu gün daha iyiye giden bir eğitim politikası yerine niteliksiz mantar gibi üniversitelerin açılması, çok içimi acıtıyor. Sizin gibi üreten, eğitime nicelik,nitelik ve değer katmak İçin çok emek harcayan değerli hocalarımızın emekleri de yok sayılıyor. Üzgünüm, fakat yetiştirdiğimiz, nesildende umutluyum. Saygılarımla.
  2. Hasan ŞİŞMAN
    2022-03-10 10:23:59
    Değerli Hocam A.Kutlu bey Raktörlüğü döneminde Konya Selçuk Üniversitesini hakettiği yere getirmiş Konya’mızın gençlerinin ihtiyacı olan eğitim imkanı İçin olağanüstü çaba harcamıştır.Sn hocam çok önemli ve güncel bir konuyu gündeme getirmiş,umarım karar vericiler bu tür uyarıları dikkate alırlar..
  3. mevlüt mülayim
    2022-03-10 11:28:14
    Sayın Hocam, teşekkür ederim. Önemli bir konuyu ele almışsınız. Selamlarımı sunar Sağlıklı günler dilerim
  4. Dursun Ali Dinç
    2022-03-10 12:48:11
    Sayın hocam üniversitemizdeki MYO’larının gelişimini harika özetlemişsiniz. Bizde içinde olmamıza rağmen taşrayı göremiyoruz. Diğer taraftan MYO meselesine iyi bir neşter olmuş yazınız. Bence fakülte açmaktan daha önemli iyi bir MYO kurulması. Kaleminize sağlık
  5. Halil Semerci
    2022-03-10 14:26:04
    Katılıyorum bu yanlıştan dönüleceğine inanıyorum
  6. Sami ATAÇ
    2022-03-10 22:17:41
    Allah razı olsun.Sizin büyük özveriyle geceklestirdiginizi herkes takdir etmiştir.
  7. Ünal Zorludemir
    2022-03-11 08:16:30
    Çok güzel noktalara değinmişsin Abdurrahman Hocam. Sağ olasın. Türkiye'de eğitim planlaması diye bir uygulama kalmadığı için bu durumlara düştük maalesef. Ama yine de zararın neresinden dönülürse kârdır.