OKU VE YAKLAŞ (ÖĞREN VE YAKINLAŞ)
OKU VE YAKLAŞ (ÖĞREN VE YAKINLAŞ)- Lütfi AYHAN- Yeni Meram Gazetesi
Rabbimizin tüm insanlığa gönderdiği, son mesajı, son kitabı olan Kur’an’ı Kerimin ilk ayetinin ilk kelimesi. اِقْرَأْ =“Oku!” dur, Bu emir ile başlayan Alak süresi, وَاقْتَرِبْ =Yakınlaş/yaklaş emri/kelimesi ile hitam bulur. Bu dünyanın, ebedi Âlemin, Cennetin ve Cehennemin sahibi, (Malik’ül – Mülk) olan Rabbimizin gönderdiği son kitap olan Kur’an’ı anlatan tefsir ilminde, ayetlerin anlamı kadar, iniş zamanı ve iniş sebebinin de çok önemli olduğu belirtilir.
Bendeniz, 1976 yılında Konya İmam Hatip Lisesi’ni bitirdiğimde yaşadığım ruh halim şöyle idi. “ 7 yılda çok şey öğrendim. Bilmediğim pek az bilgi var. Karanlıkları aydınlatmak, gökleri ve yerleri kaplayan cehalet zulmetini kaldırıp onun yerine aydınlığın nurunu ikame etmek için iş başa düştü. ‘Davran bre depreli meydan yiğit görsün’…” Bu sözleri söyleyen kişi o güne kadar bırakın baştan sona bir tefsir okumayı, bir hadis külliyatını bitirmeyi, İslam tarihi ile ilgili bir kaynak kitap tahriri etmeyi…Bu ilimler ile ilgili küçük birkaç risaleyi bile hakkınca okumamıştı. Beni bu ruh haline sürükleyen çevre faktörleri idi. Çünkü çevremde din ve ona ait bilgileri, dünyevi ilimleri, sosyal konuları hayatla, ukbayla, fenle, edebiyatla… Hâsılı insana lazım olan tekmil ilimleri ve onlara ait teferruatlı bilgileri bilen insanlar ya yoktu ya da pek azdı. Sonraları anladım ki ben cüceler ülkesindeki devmişim!
Üniversiteye gidince anladım Hanya’yı Konya’yı, öğretmen olunca öğrendim Afrika’yı Yanya’yı. Hele de emekli olunca iyice kabullendim ki boşa gezmişim yalan dünyayı, boşa seyretmişim Güneşi, Ay’ı. Ne dini öğrenmişim tam olarak, ne sosyal ilimleri. İnsana, dünyaya, ukbaya, zamana, mekâna dair malumatlarım deryada damla değilmiş meğer.
Çok geç öğrendim ilmi elde etmenin tek bir yolu yokmuş. Kesbi ve vehbi diye yollar varmış. İlim yolu ile Hakikati/İslam’ı öğrenmenin de ancak birçok ilmi öğrenmekten geçtiğini geçte olsa kavradım. Sonradan öğrendim İslam’da/Kuranda Rasihler diye bir sınıfın olduğunu, insanların çoğunun bu konuda uzman olmadığı/olamadığı için dini mevzuların onlara danışılması gerektiğini, bu sebepten Mezhep diye bir gerçeğin ortaya çıktığını. Mezheplerin de değişik kültür iklim ve coğrafyalarda yaşayan Müslümanlar için bir rahmet olduğunu… Çok geç anladım mealin hatta tefsirin Kur’an olmadığını; tefsir yapan, meal yazan kişi ne kadar allame, fazıl, bilgin, mürşit, … Olursa olsun o yazılan eser o kişinin Kur’an’dan anladığı imiş. Çünkü Kur’an’ın ayetleri, O’nu okuyan kişinin manevi makamına, bilgi derecesine, imanının kaviliğine, yaşadığı döneme, içinde büyüdüğü kültüre, iklime göre değişiklik gösterebiliyormuş. Birçok ayetten Peygamberimizin anladığı mana ile sahabe efendilerimizin, Rasihlerin, Âlimlerin, Fazılların, ledün ilmine sahip kişilerin ve bizim gibi bu ilimlerden ırak sade insanların… Anladığı mana/anlam, çıkarttığı netice/hüküm farklı farklı imiş. Kur’an’ı iyi anlayabilmek için tefsir, hadis, siyer, Arapça, fıkıh, kelam, edebiyat, dinler tarihi, belağat ve diğer tüm ilimlerin (matematik fen bilimleri, arkeoloji, felsefe…) hiç olmazsa temel ögelerini bilmek gerekmiş.
TÜM HOCALAR BİZE BİR TIK KADAR YAKIN
Sosyal medya genel de insanları (bilhassa gençleri ve çocukları) pek olumsuz etkiliyor. Sosyal medyanın bu olumsuzluğun yanında faydası da çok. Onun vasıtası ile âlimlerin/din bilginlerinin görüş ve düşüncelerine kolaylıkla ulaşabiliyor. Bendeniz de emekli olduğumdan beri bu yolla birçok âlimi dinleyerek çok ve faideli bilgiler edindim. Son olarak Necdet Çağıl Hocanın Diyanet Tv deki tefsir videolarını dinliyorum.
(https://www.youtube.com/watch?v=ekPthzCF3Iw) Bu videolarda Hoca kendine has üslubu ile derin ve güzel bilgiler veriyor. Bunlardan birinde Hoca diyor ki; “Allah’ın ilk emri/ sözü “Oku ’dur. Bu emir ile başlayan bu sure ne ile bitiyor? “Yaklaş/Yakınlaş” ile bitiyor. Ne kadar güzel bir çıkarım değil mi: “Oku, secde et ve Allah’a yaklaş/yakınlaş”
1- Yaratan rabbinin adıyla oku!
19- Secdeye kapan ve Allah’a yakınlaş
Alak Suresinin tefsirini bir de Necdet Hocadan dinleyin. Dini ilimleri, Batı Felsefesini, Siyeri, Edebiyatı ve fen bilimlerini de bildiği konuşmalarından belli olan Hoca’yı dinlemek aklınıza gıda, gönlünüze şifa olacak diye umuyor ve düşünüyorum.
-
Sait Bilir2024-06-05 18:36:50Okuma ve ilim üzerine yazmış olduğunuz yazınızdan çok müstefîd olduk Ayhan hocam. Rabbim sizden razı olsun. Rabbimiz Kur’ân-I Hakimin’de okumayı, kalemle yazmayı emretmiş İnsana bilmediğini çeşitli ilim yollarıyla öğretmiştir.En önemlisi de Marifetullah’a ulaşıp kendisine yaklaşılmasını murad etmiştir. Rabbim hepimizi marifetullaha ermiş Ulemayı Muhakkikinlerle beraber olmayı, Rabbimizin rızasına yaklaşan Yakinler’den olmayı nasip eylesin. ÂMİN
-
Mustafa Kale2024-06-06 07:40:51Üniversiteye gidince anladım Hanya’yı Konya’yı, öğretmen olunca öğrendim Afrika’yı Yanya’yı. Hele de emekli olunca iyice kabullendim ki boşa gezmişim yalan dünyayı, boşa seyretmişim Güneşi, Ay’ı. Ne dini öğrenmişim tam olarak ne de Tonyay'ı, Tenyayı ... Eski metinlere benzemiş hocam. Nesir ama mensur gibi olmuş.