Sayın Davutoğlu’nun açıklamaları
Sayın Davutoğlu’nun açıklamaları- Mehmet HANÇERLİ- Yeni Meram Gazetesi
Her Şey Gelecek Partisi Genel Başkanı Sayın Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu’nun Konya programındaki söylemleriyle başladı. “Muhalefet ve iktidar dâhil herkese el uzattığını” söyledi. Buradaki söylem muhalefetten ziyade iktidara açık mektuptu. Zira muhalefet altılı masa birleşimlerinde ve seçim birlikteliklerinde bir uyum sağlanamamıştı. En karlı koalisyon ise Sayın Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanı olabilmek adına dağıttığı 38 milletvekilinden 9 tanesini Gelecek Partisi’nin kapmasıyla yaşanmıştı.
Sonrası mı, grup kurmak adına Saadet Partisi ile CHP destekli bir çalışma sonunda bir grup kurulmuştu. Kolay değil yahu kürsüde Saadet Partisi’nin arkasından Gelecek Partisi Genel Başkanı’nın konuşması. Hele bir de eski makamları göz önüne aldığımızda grup konuşması zor olsa gerektir. Gerçi Ankara Milletvekili Nedim Yamalı, Gelecek Partisi’nden istifa ettiğini duyurmasıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) Saadet Partisi ile ortak grup da (en az 20 vekil gerekiyor) düşmüş oldu.
Demek ki buradaki siyasi güç ve mevki Davutoğlu’nun kendi kişiliğine ait değil, Sayın Erdoğan’ın bir lütfu idi. Sonrasında ne mi oldu? Sayın Davutoğlu, bir başka zemin ve zamanda “Ruh bakımından AK Parti’den hiç kopmadım. Geçmişe dönük herhangi bir hesabın peşinde değilim. Herkese el uzatıyorum, muhalefetiyle, iktidarıyla. Kim bizimle görüşmek isterse kapımız açık. Kitlelerse o kitlelerin bir parçasıyım. Kimse kusura bakmasın. Onların içerisinden geldim.” dedi.
Sayın Davutoğlu, İsrail’in bölgede yapmaya çalıştıklarını ve yaptıklarını ve diğer bölgesel konuları içeren mektuplarını hem Sayın Cumhurbaşkanı’na hem de MHP lideri Sayın Bahçeli’ye ilettiğini vurguladı. Mektupların geri dönüşü de yapıldı. Yine kendi ifadeleri, “Cumhurbaşkanımız da mektup yolladı, devlette küslük olmaz.”
Hakikaten devlette küslük olmaz. Sayın Cumhurbaşkanı, onca üst düzey parti yöneticisi varken başbakanlık görevini hemşehrimiz eski Dışişleri Bakanı, ondan önceki görevinde öğretim görevlisi olan Sayın Davutoğlu’na verdi. 22 aylık bir görev süresi içerisinde Sayın Davutoğlu, hizmet etti.
AK Parti’nin bazı olmazsa olmazları var tabii ki. Sayın Cumhurbaşkanı’nın defaten vurguladığı, “Bu trenden inen tekrar bu trene binemez.” sözü.
22 aylık görev süresi içerisinde,
Umarız ki, başbakanlıktaki idari kadronun tamamı, metin yazarları dâhil, koridordaki çaycılara kadar bir değişim yaşatılmamıştır!
Umarız ki, hısım akrabanın telkinleri ile Sayın Erdoğan’a alternatif bir başkan çıkartılma eğilimi gösterilmemiştir.
Umarız ki, Sayın Cumhurbaşkanımız yapılan ve yaşatılan icraatlar sonrasında “Benim başbakana söylenecek bir lafım kalmadı.” Dememiştir.
Umarız ki, görev bırakılırken vadedilen ve durduğunuz yerle alakalı bir konum değişimi olmamıştır.
Örnekleri çoğaltabiliriz. Ancak Sayın Erdoğan gibi ahde vefayı hiç unutmayan idareciler, sizin nedametinizi anlayışla karşılar. “Ben bir konuşursam” tehditlerinizi dikkate almaz.
Bu parti Sayın Ertuğrul Günay’a dahi kapılarını açmıştır. Size de açması muhtemeldir. Ancak sizden istirhamımız şayet hafızanızda “Ben konuşursam yer yerinden oynar” türü bir söyleminiz varsa anlatın da bilelim.
Bizim de kulağımıza geliyor. SP, DEVA, GP’den AK Parti’ye kısa ve uzun vadede katılımların olacağına dair. Bir de Sayın Davutoğlu’nun son söylemine bakarsak, “Benim dediğim şey şu, büyük bir toparlanma hareketine ihtiyaç var. Ben o harekete destek vermeye hazırım diyorum.” Muhtemelen bu veciz söylemi kendi partisine uygulamıştır. Ancak demek ki başarılı olamadı ki halkın destek oranları Gelecek Partisi için zaten belli.
AK Parti için böyle bir toparlanma süreci zaten yaşanıyor. Kadro yenileniyor, kaybedenler dinlendiriliyor.
DEVA Partisi Genel Başkanı Sayın Ali Babacan bir demecinde, “Kök sebepler değişmediği için ayrıldık. Şimdi ne değişti ki geri dönelim? DEVA Partisi sapasağlam yerinde duruyor.” Diyerek bir bakıma taviz vermeyeceğini vurguladı.
Türkiye ve sınırlarındaki devasa “Beka” sorunları var iken birlik ve beraberlik zamanı. Türkiye’nin yurt içi ve yurt dışındaki devasa sorunlarla baş etmesinin en önemli nedeni iktidarın tek başına olmasıdır. Bundan 25 sene önceki iktidar olsa bizi Suriye’ye almazlardı.
Eninde sonuna gönlü vatan sevgisiyle yananlar bir araya gelmek durumundalar. Anayasa değişikliği midir, erken seçim midir, partiler arası mutabakat mıdır, hep beraber göreceğiz. Evin reisi aile bireyleri hata yapsa dahi görmez zira görmemeleri icap eder.
Size düşen de bindiğiniz trenin ya da vagonun kıymetini bilin. Her kafanıza estiğinde inip durmayın.
Pişman olursunuz.
-
Henüz yorum yapılmamış.İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.