ŞEHİTLERİMİZ

Türkiye, şehitlerine yanıyor. 2 gün içerisinde 12 memleket evladı, şehadet şerbetini içti. Bekaya hicret etti. Her birinin ayrı ve acıklı hikayeleri mutlaka var. Şehitlerimizin ailelerinin bir çoğunun ekonomik durumları, bayrak asılan evlerin durumundan belli. Şükür ki, şehitlerimizin ailelerine bütün gücünü kullanan bir devlet var. Bedel ödenmeden hürriyet kazanılmıyor, devlet olunmuyor. Mücadele verilmeden de rahat uyku uyutmuyorlar. Hep söyledik ya, coğrafya. Sözde vadedilmiş topraklar ve üstün ırk politikası.
Kötü emellerine ulaşabilmek adına yurt içinde ve yurt dışında destekçi, yardakçı, tetikçi bulmaları da o kadar kolay ki. Rahmetli Özal'ın ifade ettiği gibi, dış güçler yurt içinden çok kolay bilgi aktarıcılar bulabiliyorlar. İçerinin hainleri ile bir ayrı uğraş, dışarının medyasıyla, topu tüfeğiyle, satın alınan emirlerle, krallarla bir ayrı uğraş. En vahim olanı ise, son Gazze katliamında dahi İslam ülkelerinin birçoğu, İsrail'i kınayamadılar bile. Nüfus onlarda, finans onlarda, coğrafya onlarda. Kendi aralarında bir küçük cerahati temizleyemedikleri gibi cerahati hoş karşılayanlar da gitgide çoğalmakta. Kardeş ülke Azerbaycan dahi İsrail ile ticaretini bahane ederek Filistin'in yanında tam olarak bulunamadı.
Bu yazılanların şehitlerimizle ne alakası var demeyelim. Şu anda Filistin'e en büyük destek Türkiye'den geliyor. Bu eylem de hami devlet ABD ve İsrail'i rahatsız etmekte. Arzı mevud için ABD'yi kullanarak Suriye ve Irak'ın kuzeyine 7 bin tırlık bir silah stoku yapan bir oluşum var. Bu 7 bin tırı sınırda arka arkaya, arada boşluk kalacak şekilde trafik düzeninde sıralasak 210 kilometrelik bir tır konvoyu oluşuyor.
Türkiye'nin bu terör koridorunun oluşturulmasını görmesi ve tedbir alması ile hainlerinin kötü emelleri biraz sekteye uğradı. Bu koridorun etkinleşmesi ile birlikte suyun, petrolün ve doğal gazın bol olduğu topraklara geçiş daha bir hızlanacak. Bu bağlamda Türkiye'nin Suriye ve Irak'ın kuzeyinde 30 kilometrelik bir silahtan arındırılmış bölge isteği hep haklıydı. Ancak NATO ülkesi olan ABD, Irak ve Suriye'nin kuzeyinde YPG ile ortak devriye nöbeti tutmadı mı? Maksat belli: “ Türkiye düşmanlarının arkasındayız.” bu İsrail de olsa, YPG de olsa hatta Yunanistan da olsa...
Gazze'deki amansız, orantısız, fosfor bombalarının kullanıldığı 21 bine yakın şehidin verildiği Filistin toprağında Türkiye'nin desteğini kesmek, gayeleri bu. Uluslararası bütün platformlarda, Türkiye gerçekleri dile getiriyor. Başka dillendiren var mı? ABD ülkeleri mi, mümkün mü? Ya İslam ülkeleri, onlar ABD'den silah almakla meşguller. Peki kime ve ne zaman kullanacaklar? ABD başkanları bir Suud ziyareti yapıyor ve talimatla milyarlarca dolarlık silah satılıyor. İstersen alma. Onun için hep duamız şu olmalı. Rabbim Müslümanlara feraset ver.
Adamlarda teknik var, istihbarat var, tetikçileri ve emir bekleyenleri var. Koordinatlar ve görüntüler anında ilgili mihraklara servis edilir. Arkasından canlarımız, ciğerlerimiz bir bir elimizden alınır. Aileleri de vatan için içine ağlar.
Bu saldırılardaki ortak ayrıntı şu. Buradaki olay, askerimizin sabit durumda olan üs bölgesine bir planlı saldırı, bir sızma girişimi. Yani teröristlerin bulunduğu bir bölgeye askerimizin yaptığı bir harekat değil. İsrail'in amacı şu. Hem Türkiye'ye gözdağı vermek hem de seçim öncesi memleket içerisinde kaos ortamı oluşturmak. Söylemeye çalışılan şu. “Gazze'ye müdahalede bulunma, biz tetikçilerimizi kullanırsak size rahat verdirmeyiz. Bir talimatımıza bağlı.” demeye mi getiriyorlar?
Bu türden tehditlere Türkiye Cumhuriyeti şimdiye kadar boyun eğmedi bundan sonra da eğmez Allah'ın izniyle. Türkiye şehitlerine ağlıyor, yasını tutuyor. Memleket evlatlarını bu günlerde bir bir bağrımıza gömeceğiz. Daha önceki gün yapılan bu hain saldırıyı kınamak ve şehitlerinizin yanında olduğumuzu vurgulamak için de Meclis'te grubu bulunan partilere bir çağrı yapıldı. Bir kınama mesajı yayımlayalım diye. Malum CHP ve DEM Parti bildiriye imza atmadı. DEM Parti genlerinden dolayı bildiriye imza atmadı, ondan beklenen bir tavır, yadırgamadık. Ancak CHP'nin yaptığına ne demeli!
CHP genel başkanı değişse de, kafa aynı kafa. Yerel seçimlerde DEM'i küstürmemek adına şehitlerin kanı ile siyaset yapmak doğru mu?
En tuhaf olanı da şu olsa gerek. Bu bildiriye imza atmayan bu CHP ve zihniyeti ile Sayın Akşener, Sayın Karamollaoğlu, Sayın Babacan, Sayın Davutoğlu ve Sayın Uysal ittifak kurmadı mı?
Şehitlerimize rahmet diliyoruz. Kederli ailelerine sabrı cemil istiyoruz.
Milletimizin başı sağ olsun.